Yakın bir zaman önce Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. Yusuf Ulcay, göreve gelmesinin ardından çalışmalarına başladı. Uludağ Üniversitesi’ni dünya çapında bir üniversite yapmak adına çalışacağını belirten Ulcay, kentin en önemli değeri olan bu kuruma herkesin destek vermesi gerektiğini söyledi. Rektörü Ulcay, ayrıca göreve gelmesinin ardından ilk kez Manşetx Gazetesi’ne konuştu. Gazeteci Necmi İnce’nin sorularına içtenlikle yanıt veren Ulcay, Tıp Fakültesi dışından ilk rektör olmasından rektörlük seçimlerine, tıp fakültesinde yapılması gereken yenilemelerden, öğrencilerin sosyal hayatına kadar bir çok konuya açıklık getirdi.
Necmi İnce-Öncelikle hayırlı olsun benim ilk sorum şu olacak ilk kez tıp fakültesinden olmayan bir hoca yani siz mühendislik fakültesinden rektör oldunuz bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Yusuf Ulcay-Yani bunda kabul edilmeyecek anlaşılmayacak bir şey yok bence bugüne kadar tıp fakültesi dışından bir Rektör olmaması ilginç bir konu çünkü üniversite sadece tıp fakültesi öğretim üyelerinden müteşekkil değil. Burada 1000'in üzerinde öğretim üyesi var bunun 257'si tıp fakültesinden yani %25'ini oluşturuyor üniversitemizdeki öğretim üyesi sayılarının %75'i şuan da diğer fakültelerden diğer birimlerden oluşuyor ilk kurulduğundan tıp fakültesi dominant olduğu için bir kaç dönem tıp fakültesi öğretim üyelerinden Rektör çıkması doğaldı ama şuan %25'e düştükten sonra tıp fakültesinden olmaması doğal değildi. Bu mühendislik olduğu gibi sosyal bilimler fakültemizden de olabilirdi,eğitim bilimlerinden bir hocamızda olabilirdi yani farklı olabilirdi çünkü bizlerin yetiştirilme tarzları farklı yani sağlık eğitimi almış bir hocanın bakış açısıyla mühendislik eğitimi almış bir hocanın bakış açısı farklı,eğitim fakültesinde yetişmiş bir hocanın da farklı oluyor dolayısıyla Rektörlerin dönem dönem farklı disipline sahip hocalarımızdan seçilmesi daha mantıklı.Gelişmiş ülkelerdeki sistemlere bakarsak oralarda seçim bile yok gelişmiş ülkelerdeki bakış bir kaç türlü ama benim en beğendiğim sistem Amerika Birleşik Devletleri'nde geniş bir şekilde uygulanan sistem peki bugün bizim vakıf üniversitelerimizde seçim diye bir şey var mı? Tabii ki yok çünkü parasını o vakıf ödediği için peki bizim üniversitemizin parasını kim veriyor ? Devlet veriyor bu durumda devletin belirlemesi kadar doğal bir şey yok. Burada da şöyle bir şey var vakıf üniversiteleri istedikleri zaman Rektörü görevden alabiliyorlar burada da alabilmeleri lazım atadıkları gibi peki nasıl değerlendirecekler bunu bakın Amerika Birleşik Devletleri'nde bizdeki Rektörlük makamını ikiye bölmüşler yani biz Rektör diyoruz orada buna karşı bir President var yani bu görevi ikiye bölmüşler yani benim burada şuan da Rektörken sahip olduğum yetkilere orada bir kişi sahip değil iki kişiye bölüştürmüşler bunu birbirinin üzerinde değil bu görev iki kişi arasında paylaştırılmış ve orada genellikle yöneticilerin Dekan,Rektör hatta bölüm başkanlarını bir kere o üniversiteden almıyorlar bir ulusal duyuru yapıp diğer üniversitelerdeki hocalarda başvurabilir o ülkedeki tüm üniversiteden hocalar o göreve talip olur Mütevelli heyetinin de içinde olduğu bir kurul oluşuyor Rektör veya Dekan veya bölüm başkanı seçmek için ve atama süresi diye bir şey yok önünde sadece performans kriterleri var önünüze bir kriter belirliyorlar bu performans kriterlerini yerine getirdiğiniz müddetçe orada Rektör olarak kalabilirsiniz ama diyelim ki 1 yıl bu kriterleri yerine getiremezse ihtar alıyor 2.yıl da yerine getiremezse o zaman kendiliğinden istifa etmiş sayılıyor.Yani söz 2.yılda kriterleri yerine getirmezseniz kendiliğinizden ayrılmış sayılıyorsunuz birde yüz kızartıcı bir suç işlerseniz otomatikman görevden alıyorlar bu Dekan içinde bölüm başkanı içinde geçerli böylece dışarıdan gelen bir hocanın burada hiç bir öğretim üyesi arkadaşı yok öğrencisi yok yani geldiği okuldaki kimseye taraflı davranacak bir durumu yok.Dekanları da dışarıdan getiriyorlar bu yüzden onlar içinde geçerli aynıları hatta mümkün mertebe bölüm başkanlarını da dışarıdan getiriyorlar yani %80-90 oranında dışarıdan geliyor bölüm başkanları şimdi bunun bir avantajı da mesela birisi doktorasını burada bitirdiği zaman hep burada kalsın diye bakılıyor yurt dışında ise öğretim üyesi doktorasını bitirdiği okulda öğretim üyesi olamaz orada araştırmacı olarak kalabilir ama ücret ödenen projelerde çalışırsa para kazanır mesela Amerika'da Rektör bile 9 ay maaş alır onun haricinde 3 aylık yaz tatili sürecinde yaz okulunda çalıştığı okulun döner sermayesinden para alır yazın aldığı parada normal maaşının 2-3 katını bulabilir kurulun onaylamasına bağlı olarak şimdi böylece bir devinim var şimdi bir düşünün bir köye dışarıdan gelin-damat gelmezse kan hastalığı olur değil mi? Bizim üniversitelerimizde maalesef geneli itibariyle bu şekilde kendi yetiştirdiklerimizle hocalarımız devam ediyor halbuki bu tabi bir üniversitenin tek başına vereceği bir karar değil eğer üniversitelerin tamamında olursa yapılır.Şimdi düşünün benim talebem var falancanın talebesi filancanın talebesi var şimdi doğal olarak bizim toplumda büyüğe karşı saygı var aman onun yanında yanlış bir hareket yapmayayım,aman hocamı kızdırmayayım düşüncesi var öğrencilerde o hocanın öğrencileri de hocaları gibi oluyor onun yolundan gidiyor halbuki özgür düşünce diyoruz o zaman bizim üniversitemizin farklı üniversitelerden hocaları olsun farklı olursa farklı düşünceler farklı fikirler farklı üniversiteden bir hoca gelse bir bölüme orada farklı bir ekol oluşturacak mesela Amerikan üniversitelerinin avantajlarından biriside bu her gelen yeni hocayla bir yenilik kazanmış olacaklar.Biz işte burada aşağı-yukarı aynı şekilde gelin-damadın hep aynı köyden çıktığı bir ortamdayız.
Necmi İnce-Yani Siz daha çok hem Rektörlük seçimleriyle hem Türkiye'de seçilen Rektörlerin bu anlamda daha model olabilecek bir şekilde uygulanabilir diyorsunuz.
Yusuf Ulcay-Gelişmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğunda Rektörler, Dekanlar ve bölüm başkanları Avrupa ülkelerinde bazı üniversiteler Amerika'da tamamı hemen hemen hepsi dışarıdaki üniversitelerden gelir.Mesela President'in görevi üniversiteye para bulmaktır ciddi bir şekilde devlet üniversitelerinin bile bütçesinin %100'ünü üniversiteler vermez %65-70'ini verir. Durum böyleyken %65-70 atamayı devlet yapar %30'luk kısmını da o bölgenin para sahibi eğitime ilgi duyan kimselerden verirler yapar ki üniversiteye kaynak olsunlar diye.
Necmi İnce-Hocam koltuğa oturdunuz hakikaten sizden ciddi bir beklenti var. Özellikle Uludağ Üniversitesi denince insanların aklına tıp fakültesi geliyor ve öğrenci şehri olan bir ilde yaşıyoruz. Üniversite Hastanesi ile alakalı değişimlerin olması gerektiği, farklı anlamlarda farklı adımların atılması gerektiği bu anlamda yeni bir rektör olarak üniversitenin çehresinde neler değişecek bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Yusuf Ulcay-Şimdi bir kere tıp fakültelerinin eğitim ve araştırma hastaneleri bir uygulama noktasıdır Buralar 3.kademe tedavi merkezleridir ülkemizde bu kavram ve bu sistem oturmuş değil. Biliyorsunuz şimdilerde aile hekimliği gündeme geldi yani 1.kademe ondan sonra devlet hastaneleri 2.kademe, üniversite hastaneleri 3.kademe ama bizim vatandaşımız üst solunum enfeksiyonu geçirse de grip de olsa hemen hastaneye geliyor. Doktorlarda hastaneye gelenleri tedavi edince bir karmaşa oluşuyor. Bu sadece Uludağ Üniversitesi'nin hastanesi için geçerli değil tüm üniversite hastaneleri böyle bizim burada öncelikle trafiği azaltmamız lazım bu algının önce toplumda oluşması gerekir bizim hasta yataklarımız, bizim polikliniklerimiz bizim kliniklerimiz, acil servis buraya gelmemesi gerekenlerle dolunca 3.kademe hastanelere gelmesi gerekenlere müdahaleyi zorlaştırıyor,doktorlarımız bu ciddiyetteki hastalara eğilim gösteremiyor burası sadece Bursa'nın değil Güney Marmara'nın en büyük tıp fakültesi,üniversite hastanesi ve bu sadece Bursa'ya değil Balıkesir'e de Çanakkale'ye de,Yalova'ya da yani kısacası çevre illere de hizmet veriyor. Bu yüzden hastanenin güzel olması lazım altyapısının,kaynaklarının güzel olması lazım bende Rektör olarak tıp fakültesinin gelişmesi için katkı koyacağım. Devir-teslim töreninde arkadaşlarımız bahsettiler Acıbadem Hastanesi'nden sonra simülatör ile eğitim yapacak ikinci bir üniversitenin olduğunu dolayısıyla bunun herhalde önümüzdeki dönem açılışını yapacağız hatta bununla alakalı ulusal çapta bir haberde yapıp öğrencilerin ve kurstan gelecek öğretim üyelerinin,uzmanların burayı seçmelerini özellikle isteyeceğiz bunu bir haber kaynağı olarak kullanmak istiyoruz tıp fakültesi noktasında esas olan hastanemizin yatak sayısını arttırarak üniversiteyi efektif hale getiremezsiniz bence şuan da efektif boyutuna ulaşmış bundan sonra bunu şuan ki boyutun üstüne çıkarırsak verimsiz ve inefektif duruma getirmekle karşı karşıya kalabiliriz onun için Bursa'ya ikinci bir tıp fakültesine ihtiyaç var eğer bir devlet üniversitesi yapabilirse biz destek veririz yapamazlarsa ikinci tıp fakültesini de biz kurarız ama bu tıp fakültesini büyütmek gibi bir niyetimiz yok ikinci bir fakültenin kurulması şart ama bunun başka bir üniversite tarafından kurulması tercihimdir kurulamazsa şayet biz talibiz bakın iddialı bir şey söylüyorum bunun böyle olması lazım.
Necmi İnce-Mevcut hastanenin modernizasyonu gündeminizde mi?
Yusuf Ulcay- İlk etapta bir MR ve BT'yi hemen almak istiyoruz çünkü bunu hizmet alımı yoluyla yapıyoruz belki iç birimler için hizmet birimi alımı olabilir ama acilin acilen ihtiyacı var bu tip cihazlara sadece bu değil 1975'te temeli atılmış bir hastaneden bahsediyoruz 40 yıllık bir yapıdan bahsediyoruz dolayısıyla şuan da bir çok yeri restore ediliyor olmayan yangınla alakalı yapılar ilave ediliyor ama bunu bir ömrü var her şeyin ekonomik bir ömrü var eğer modernleşmekten bahsediyorsak bunu büyütmek yerine yeni bir binayı gündeme getirmemiz lazım bu bizim dönemimizde olacak bir şey değil ama önümüzdeki 10 yılda yani bu binaya ek yapmak yerine yeni bir binayı yapıp o binayı konumlandırabiliriz.
Necmi İnce- Çok kısa bir şekilde süreç dahilinde tabi ki hedefleriniz var önümüzdeki sürelerde neleri göreceğiz Uludağ Üniversitesi'nde yani hangi projelere önem katacaksınız ?
Yusuf Ulcay-Birinci olarak burası 12 Bin öğrenciye göre tasarlanmış bir üniversite iken şuan da 57 Bin öğrencisi olan bir üniversiteyiz zamanla belki bunu bir kısmı kasabalarımızdaki meslek yüksek okulları ve diğer birimlerde ama burası 40 Bin öğrencisi,hastanesi,çalışanları ile yine 60 Bin'e varan bir nüfustan bahsediyoruz bir kere burası bir mimar gözüyle,şehir planlamacısı gözüyle tekrar bir gözden geçirilip önümüzdeki 20 yılı göz önüne getirip yeniden planlaması gerek ki biz bunu hemen başlattık Bursa'dan bir özel mimari ofis bizim mimarlık fakültemizin bazı elemanları ve inşaat ve yapı dairesindeki bazı elemanlarıyla tüm birimleri dolaşarak ilave ihtiyaç birimlerini inşaat bazında ele alıp buradaki mevcut yapıyı da göz önünde bulundurup buranın 20 yıllık büyümesini ve ihtiyaçlarını alınan ihtiyaç analizine göre mühendislik hesapları hariç gerçek boyutlarında mimari projeleri yapıp bu kampüsün havadan çekilmiş resimlerine konularak binalar varmış gibi yerleştirilip bu yaz sonuna kadar bitip burada çalışan akademisyenlere,çalışanlara,yeni dönemde gelecek öğrencilere ve Bursa'ya gösterip kritiklerini almak isteyeceğiz yanlış,doğru,büyük,küçük bunları tamamladıktan sonra eksikliklerini önümüzdeki yani bizim şu 4 yıllık dönemimizde neleri bitiririz çünkü 20 yıllık ihtiyacı 4 yılda yapacak halimiz yok.Bu 4 yılda neleri yapa biliriz? Devlet kaynakları ile yapabileceklerimiz,yap-işlet-devret yöntemiyle ile yapabileceklerimizi planlayabiliriz birde kısmi olarak beklenti içerisinde olabileceğimiz hibe yatırımları bu 4 yıllık planı alıp bu 4 yıl içerisinde o hazırlanan şehir plancılarının da öngördüğü yapılanmayı 4 yıl içerisinde bitirmek istiyoruz geri kalanlar bundan sonraki gelecek arkadaşlar o planlama çerçevesinde gelişme sistemini becerebilirlerse güzel olur. Biz sağlık alanında sağlık birimleri yüksekokulunun temelini önümüzdeki ay yer çalışmasını yapıyorlar bir kaç yer konuşulmuş biz mümkün olduğu kadar doğaya zarar vermeden,ağaçları kesmeden en uygun yer neresi olursa oraya yerleştirmeye gayret ediyoruz bunu yaptığımız zaman yeni binalarıda buna göre tamamlamış olacağız.
Necmi İnce-Bende bu üniversiteden mezun olan bir öğrenciniz olarak bundan da gurur duyuyoruz ayrıca onu da belirtiyim. Öğrencilere dönük ne gibi çalışmalarınız olacak?
Yusuf Ulcay-Hastane girişinde yapmak istiyoruz şuan da zaten doğal olarak metronun son durağında İzmir Yolu kenarında bir otoparkımız var ve bu otoparkımız sınırlı o alanın tamamı üniversitenin mimarla geçtiğimiz günlerde dolaştık biz otoparkı büyüteceğiz yani İzmir Yoluyla metro arasında ve ileriye doğru ciddi bir şekilde büyütüp tıp fakültesine girişleri o otoparktan sağlayacağız.Minibüsleri de kapı girişinde bıraktırmak istiyoruz endüstri mühendislerimiz konuyla ilgili çalışmaları yapıyorlar kaç araba ihtiyacımız olur kaçar dakika arayla gelirler kapılardan özellikle belli saatlerde olacak şekilde ve okul içerisinde düzenli olarak dolaşacak bir ring otobüs projemiz var hastaneye gelenleri başka bir kısımda tuttuğumuz sürece ve dolmuşları belli durumlar dışında içeriye almadığımız sürece zaten metroyla gelenlerin girişleride serbest şuan içeriye ağırlıklı olarak diğer fakülteleri ziyarete gelenler ve bizim çalışanlarımız ve hocalarımız dışında veya arabası olan öğrencilerimiz içeriye girdiği sürece trafik azalacaktır.Birde belediye otobüsleri gelecek yani minibüsleri dışarıda tutmuş olacağız yani kişiler kapıdan inince ister halk gelsin ister öğrenciler gelsin onlarda ücretsiz bir şekilde ring otobüslerden faydalanabilecekler. Bütün bunlar trafiği azaltacak birde bizim en az 5 Bin araçlık otopark projemiz var buda yeraltına yerüstüne değil ihtiyaçları büyük ölçüde karşılamaya çalışacağız bu otopark projemizde muhtemelen tıp fakültemiz ile eğitim fakültemiz arasında bir bölgeye yapacağız yeni bir cami yapıp o bölgedeki camiyi kaldıracağız kubbesiyle minaresiyle göz dolduran güzel bir cami yaptıktan sonra kaldıracağız tabi ki sonra bu bölgeye bir yaşam merkezi kuracağız sineması,tiyatrosu ile bir öğrenci merkezi kuracağız bu sene projelerimizin bitiminin ardından mimarlarla görüşüp başlayacağız.
Necmi İnce- Öğrenciler için kapalı-açık spor tesisiyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Yusuf Ulcay- Akşamda Recep Bey'le görüştük buraya bir çok spor tesisinin yapılması söz konusu.Gençlik ve Spor İl Bakanı ve yardımcıları ile görüştük onlarında burada kapalı yüzme havuzu,spor salonu gibi bir takım çalışmaları olacak sadece bunların yerleri konusunda bir sıkıntımız var çünkü belediye ve bakanlık bunları yaptıkları takdirde halkada açmamızı isteyecekler bunun için yerlerini ve park alanlarını iyi düşünmemiz lazım çünkü bir taraftan trafiği azaltalım derken bir takım etkinliklerle trafiği arttırmak istemiyoruz bunlar alakalı çalışmalar bu yazın sonuna kadar ne yapılacaksa belediyeler bakanlıklarla bunları planlayacağız.
Necmi İnce- Bu dönem Uludağ Üniversitesi'nde her yer kazılacak yani tabiri caizse.
Yusuf Ulcay- Yani 1 yıl herhangi bir şey yok ama 3 yıl kazılacak bu doğru birde öğrenciler için yani 1.sınıftaki öğrenciler için belli temel dersleri alabilmeleri için okuma salonu yapmayı düşünüyoruz kütüphanemizin altındaki matbaa bölümü taşınıyor oradaki boşluğa mimarlarımızı da kullanıp bir düzenleme yaparak okuma salonu yapmayı düşünüyoruz.
Necmi İnce- Hocam yine siz hem bilim adamı hem de aktivist olarak Bursa'da bir çok alanda görev ve faaliyet içerisindeydiniz bu konuda sanayi-öğrenci ilişkileri ile ilgili ne düşündüğünüzü öğrenebilir miyiz?
Yusuf Ulcay- Şimdi biz dikkat ederseniz bundan önceki tüm beyanatlarımda üniversite-sanayi iş birliği cümlesini kullanmadım ama bunun yerine üniversiteyi şehir ile bütünleştirmek dedim şehirin belki ekonomisi %75 sanayiden geliyor ama çalışanların %75'i sanayide çalışmıyor aslında bizim şehir dediğimizde sanayi önemli bir yer almakla birlikte sizinde içinde bulunduğunuz medya grubu da önemli bir yer yine bunun dışında sivil toplum örgütleri önemli bir yerde sanayinin dışında küçük esnaf var,sanatkarlar var dolayısıyla bu katmanların bizim üniversitemizde karşılığı olan birimleri var dolayısıyla biz bütün birimlerin ürettikleri proje,hizmet,ürün bu noktada ilgili katmanları ile birleştirmek istiyoruz.
Necmi İnce-Son olarak öğrencilerinize ve ülkeye mesajınız ne olacak? Bu üniversiteden mezun olan bir öğrenci olarak hiç düşünür müydünüz mezun olduğunuz okula rektör olmayı?
Yusuf Ulcay-Öğrenci noktasında hedefimiz büyük biz bu 4 yıl içerisinde mümkünse Türkçe eğitim merkezini ciddi bir şekilde kurmak büyük hedeflerimiz arasında var 5 Bin yabancı öğrenciye çıkarmak istiyoruz yabancı öğrencilerimizi ve bu öğrencilerimizi de sadece Balkanlardan ve Türk Cumhuriyetleri'nden değil Balkanların tamamından, Sırbistan'dan,Slovakya'dan,Afrika'dan ve diğer ülkelerden öğrenciler getirmek istiyoruz buraya burslu ve parasını ödeyerek çalışan talebeler.Ben nasıl Amerika Birleşik Devletleri'nde 10 yıl okuduktan sonra bugün bilerek-bilmeyerek,isteyerek-istemeyerek doğal olarak Amerika'nın buradaki eğitim elçisi gibi davranıyorum çünkü sordukları zaman benim geçmişim Amerika olunca birisi sorduğu zaman hocam ben yurtdışına gitmek istiyorum diye Amerika'yı söylüyorum İngiltere'de okumuş olsaydım İngiltere derdim Almanya'da okumuş olsam Almanya derdim yani dolayısıyla bizimde burada yetiştirdiğimiz talebelerin her biri kendi memleketine döndüğünde eğitimciyse bizim eğitim ateşemiz, iş adamıysa ticaret ateşemiz gibi çalışır dolayısıyla bizim üniversitemizin bu ülkelerde bilinebilirliği ülkemizin etki alanı içerisinde doğal elçilerimizi Türkiye'deki üniversitelerimizin yetiştirmesi lazım ileriye yönelik hedeflerimizi yükseltmemiz gerekmektedir yabancı öğrencilerimizin sayısı 5 bine yaklaştı bunları da farklı ülkelerden, farklı kıtalardan getirmek istiyoruz. Bunlar ciddi şekilde bizim üniversitemizin bilinebilirliği açısından katkı koyacak yine 80 tane bölümümüz var yaklaşık yine bu 4 yıl içerisinde 80 bölüme hedef olarak koyduğum 3 farklı ülkede 3 farklı üniversitenin kendi bölümleriyle iş birliği anlaşmaları yapmaları bu iş birliği anlaşmaları sadece hocaların gidip gelmeleri yada proje yazmaları değil öğretim üyesi değişimi,öğrenci değişimi ve 2+2 yani çift diploma programları 3+1,3+2 lisans ve master programları gibi programların anlaşmasını yapmak. Akademisyen arkadaşlarımla da görüştüm onlara gerekli rektörlük desteğini vereceğimi söyledim bunların çalışmaları da başladı.