KAMİL DİLEK: ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ KAMİL DİLEK İLE ÇOK ÖZEL

Uludağ Üniversitesi'nin gülen yüzü Rektör Profesör Doktor Kamil Dilek Manşetx yazarı Ali sünlüklü ile yaptığı röportajda Uludağ Üniversitesi ve kendi hakkında merak edilenleri anlattı.


Organ bağışı ve Üniversitelerdeki kadavra sıkıntısı ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Ben 20 yıl organ nakli üzerine çalıştım. Ülkemizde organ bağışını engelleyen bir yasa yok.Diyanet İşleri Başkanlığı’da 2 fetva vererek organ bağışını destekledi. İşin özü şu, insanlar artık çok bencil düşünüyor, başlarına gelmeden olayın ciddiyetini algılayamıyorlar. Ben göreve gelmeden önce Uludağ Üniversitesi’n de kadavra yoktu, şu an 7 tane kadavra var.

Üniversite olarak basınla iletişiminizi nasıl buluyorsunuz, kendinizi yeteri kadar ifade edebiliyor musunuz? Öz eleştiri yapacak olursanız neler söylersiniz?

Özeleştiri yapacak olursam, bizde de bütün kamu kuruluşlarında da kendini ifade etme eksikliği var. Ben 6 ayda bir basın toplantısı düzenleyip, üniversiteyi gezdiriyorum. Medyanın eksiği, olaylara sansasyonel boyutta bakmak, bizim eksiğimiz ise kendimizi iyi ifade edememek. Bir kamu kuruluşunun kendini tanıtabilmesi, tam olarak ifade edebilmesi çok zor.

Özerkliğin üniversiteler için hayati önem taşıdığını söylüyorsunuz. Biraz daha belirgin çizgilerle kafanızdaki özerklik anlayışını ifade eder misiniz?

En basiti YÖK bana sormadan her sene %7 oranında öğrenci sayısını arttırıyor. Bunun en tipik örneği Gemlik’te ki Hukuk Fakültesi. Biz Hukuk Fakültesi için 60 öğrenci talep ettik, YÖk bize sormadan 110 öğrenci verdi. Oysa bizim 110 kişilik amfimiz yoktu, sınıflardaki duvarları kırıp amfi yaptık. Uludağ Üniversitesi olarak dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına girmemiz için,Lisans öğrenci sayımızın azalıp, Lisans üstü öğrenci sayımızın artması gerekir.Harç parasını da YÖK değil ben belirlemeliyim.

Özgeçmişinizi incelediğim zaman Türkiye’nin demokrasi yolculuğunda yaşadığı 2 önemli fırtınaya üniversitede yakalandığınızı gördüm. 12 Eylülden öğrenci, 28 Şubat ta Doçent tiniz. 28 Şubatta size bedel ödettiler mi?

Ben bedel ödemedim ama bazı akademisyenlerin ve  toplumun yaşadığı cendereyi gördüm. Mesela Tıp Fakültesi’nde şu kadar  öğretim üyesi şeriatçıymış, isimler döndü ortalıkta, kutuplaşmalar oldu. Hatta dekanlar tarafından fişlenen öğretim üyeleri oldu. Öleneski bir Rektörümüz Ürünlü’ye camiye giden öğretim üyesi arkadaşlarımız gözümüzden kaçtıklarını zannetmesinler dedi. Ben 28 şubatta bedel ödemedim ama bedel ödeyenleri gördüm.

 YÖK ün DEMOKLESİN KILICI gibi üniversitelerin üzerinde durmasına ne diyorsunuz?

Nereye yatırım yapacağımı, öğrenci sayımı ve personelime vereceğim maaşı ben belirlemeliyim. Mevcut düzende benim bir bina yapmam 4 yılı buluyor. Bu şartlar içinde vakıf üniversiteleri ile nasıl rekabet ederim. YÖK emredici olmamalı. Üniversiteler tam anlamı ile özerk hale gelmeli. Hazırlanan yeni yasa taslağında YÖK yine bütün yetkilerini koruyor.

Açıklamalarınızda akademisyenlerin maaşlarının azlığından şikayet ediyorsunuz. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin karayolu taşımacılığına  mahkum edilmesi petrol şirketlerinin lobilerine, emekçi kısmın az ücret alması meclisteki iş adamı lobisine  bağlanılıyor. Siz akademisyenlerin az ücret almalarının nedenini neye bağlıyorsunuz?

Son dönemde Hakim ve Savcılara iyi oranda zam yapıldı. Benim bacanağımda Savcı. Bizim maaş mağduriyetimiz ise devam ediyor. Türkiye’de 5-6 bin civarında Hakim ve Savcı 120-150 bin arasında Akademisyen var.Bizim sayıca fazla olmamız maaşlarımızda ciddi iyileştirmeler yapılmasının önünde engel.

Bu sadece sayı ile mi ilgili yoksa Hakim ve Savcıların şu an altın dönemlerini yaşamaları da önemli bir etken mi?

Zannetmiyorum. Ben sadece sayı ile alakalı olduğunu düşünüyorum.

Röportajı empati ile bitirelim. Siz Bursa’da yaşayan bir gazeteci olsaydınız,Uludağ Üniversitesi Rektörü’ne hangi soruyu yöneltirdiniz?

Uludağ Üniversitesi Rektörü’ne toplumun huzuru ile ilgili şeyler sorardım. Bizim toplumumuzun huzura ihtiyacı var.

Soruyu soranda her zaman saklı bir cevap vardır hocam, cevabınızı alabilirmiyim?

İnsanları kucaklamak lazım. Biz Uludağ Üniversitesi’nde bunu yapıyoruz.Birbirimizi ötekileştirmemeliyiz. Çözümün şifresi bu!


banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0