Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Seçim çalışmalarındaki son durumu değerlendiren Arslan, muhalefet adaylarının proje ortaya koyamadığını söyledi. Arslan, sahaların artık daha anlaşılır hale geldiğine işaret ederek, "Sahalar, 'Beklentilerimizi yerine getirecek birisi varsa, bu Erdoğan'dır' diyor. Vatandaştan oy istiyorlar, 'Hayır, ben Tayyip'ten vazgeçmem.' diyor. Sahada vatandaş bizim saatlerce anlatamadığımızı bir dakikada özetliyor. 'Hayır, ben Tayyip'in kanatlarını budayarak sahaya süremem, Meclise birlikte gidecekler, milletvekilleriyle beraber gidecekler.' diyor. Gün geçtikte bu anlamda vatandaşın kafası daha net. Eminim ki ilk turda Cumhurbaşkanlığı kesin bitecek, Meclis aritmetiği vatandaşın takdiri ile oluşacak. Cumhurbaşkanımızı Meclis aritmetiğinde yalnız bırakmayacaklarını sahadan gözlemliyorum." değerlendirmesinde bulundu.
" 1,5 milyon kişiye istihdam sağlayacak"
Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağının, dün İstanbul Yeni Havalimanı'na indiğini, bunun tarihi bir an olduğunu aktararak, bu havalimanının hem Türkiye hem de dünya için farklı anlamlar taşıdığını bildirdi.
Türkiye'nin en büyük fabrikaları, sanayi devlerinden birinin Tüpraş olduğuna dikkati çeken Arslan, "Şu anda İstanbul Yeni Havalimanı'nda 35-36 bin kişi çalışıyor. Bittiğinde başlangıçta 100 bin kişi çalıştıracak, Tüpraş'ın 20 katı. 2023'e geldiğimizde diğer fazlar devreye girdiğinde 225 bin kişi çalışacak, Tüpraş'ın tam 45 katı. Dolaylı olarak etkilediği, hizmet aldığı kesimleri sayarsanız yaklaşık 1,5 milyon kişiye istihdam sağlayacak. Dünyanın niye 3. havalimanından rahatsız olduğunun en iyi göstergesi." diye konuştu.
"Türkiye için marka proje"
Dünya havacılığının ağırlık merkezinin Avrupa'nın batısından doğuya doğru kaydığına dikkati çeken Arslan, Çin ve Hindistan'ın gelişimine bağlı olarak artık dünya havacılığının ağırlık merkezinin Türkiye'nin bulunduğu nokta olduğunu söyledi. Arslan, bu durumun da havalimanının ne kadar isabetli bir kararla yapıldığını gösterdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın 10 yıl önce yerini araştırıp, dünyaya hizmet edecek havalimanı yapılması talimatı ile başladık. İyi ki o gün başlamışız, bugün başlasak geç kalınmış olurdu. Başlangıçta 90 milyon, sonraki etaplarda 150 milyon, gerektiğinde 200 milyon yolcuya hizmet verecek. 2025 yılında Türkiye'de oluşacak yıllık gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 5'ine yakınını sadece bu havalimanı oluşturacak. Bu havalimanı bu anlamda çok anlamlı. Dünya havayolu şirketleri de gelip oradan dünyanın uzak yerlerine gidebilecek. Bunlar hava sahamızı kullandığı, uçakları indiği, yolcu geldiği ve yaptıkları alışverişle birer gelir sağlayacak ve ülke ekonomisine katkı olacak. Sadece istihdam anlamında değil, ekonomik olarak oluşturacağı katma değer de olacak. Muhteşem bir proje, prestij projesidir, Türkiye için bir marka projedir, aynı zamanda ülkenin hem istihdamına hem ekonomisine katkı verecek projedir."
Arslan, İstanbul Yeni Havalimanı'nın ardından Avrupa'nın çeşitli havalimanları için genişletme kararı alınmasını da değerlendirerek, şunları kaydetti:
"Dünya havacılığında bir sirkülasyon var ve insanlar bir yerlerden bir yere uçuyor. Birileri bu hizmeti veriyor. Yeni havalimanı bu büyüklüğüyle hizmete girince birileri bu hizmeti veremeyecek. Dünya havacılığının ağırlık merkeziyiz, avantajlı konumumuzla çerçevesinde insanlara hizmet sununca insanlar bizi tercih edecekler. İnsanlar bizi tercih edeceği için onlar bırakın büyütmeyi, küçülmek zorunda kalacaklar, ondan rahatsızlar. Dünyanın pek çok yerinde 10-12 yıldır süren, hala bitmeyen havalimanları var. İstanbul Yeni Havalimanı 4 yıl önce başlamıştı, 4,5 yılda yolcu taşır hale gelecek. Bu, birçok yeri rahatsız ediyor, birçok yerde bazı insanlara fatura çıkarabiliyor."
Özellikle seçimlerde siber güvenliğin çok daha önemli hale getirdiğine dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:
"Sadece seçim döneminde değil, siber güvenliği sürekli sağlıyoruz. Ancak seçim döneminde çok daha fazla teyakkuzda olunmasını önemsiyoruz. Bu konuda tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla 7 gün 24 saat çalışıyoruz. Bunun yanında kamuya hizmet eden kuruluşların da siber güvenlikle ilgili önlemleri alması ve hepsinin bir merkezde 24 saat takip edilmesi konusunda yoğun çalışmalarımız var. Daha fazla atak olabileceği düşüncesiyle çok sayıda insana eğitim verdik. Bu konuda 800'e yakın Siber Olaylara Müdahale Ekibimiz var."
Yeni havalimanının ismi
Yeni havalimanının ismine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Arslan, şöyle konuştu:
"Niye Recep Tayyip Erdoğan olmasın? Son 16 yılda Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yaptıklarına, ondan önce yaklaşık 8 yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dahil yaptıklarına bakarsanız, niye olmasın? Elbette ki takdir Sayın Cumhurbaşkanımızın. Karar merci o."
Beş ortağın eski parayla yaklaşık 55 katrilyon liralık ciddi bir yükün altına girerek söz konusu yatırımı gerçekleştirdiklerine işaret eden Arslan, "Bu yükün altına giren şirketler elbette ki isim hakkıyla ilgili öneriler getirebilirler, bizler de değerlendiririz. İnşallah açıldığı dönemde isim konulmuş olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Muhalefetin tek alternatifi Erdoğan karşıtlığı"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın projelerine karşı muhalefetin daha iyi bir proje ortaya koyamadığını vurgulayan Arslan, "Bir cümle kullanıyorlar, 'Şunu yapacağım.' diyor ancak ikinci cümle kesinlikle yok. Belli ki altı boş, yalan veya boş vaat üzerine kurgulanmış. Muhalefet projelerle ilgili çok şey konuşuyor ancak pozitif değil. Tek alternatifleri kalıyor, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı." dedi.
Muhalefetin, hükümetin büyük projelerine karşı çıkmayı sürdürdüğünü kaydeden Arslan, vatandaşların projeleri kullanarak ve faydasını görerek konuyu değerlendirdiğini dile getirdi.
"YİD durdurulursa IMF kapısında dileniriz"
Muhalefetin, yap-işlet-devret (YİD) modelinin kaldırılmasına ilişkin söylemlerine de değinen Arslan, bu modelle yapılan projelerde maliyetin vatandaşların tamamınca değil, sadece hizmeti kullananlarca karşılandığını hatırlattı. Böylece vatandaşların ödediği vergilerle İstanbul dahil Anadolu'nun her yerine başka hizmetler götürdüklerini belirten Arslan, "Allah korusun, bunlar başa gelse, o projeleri, YİD modelini durdursalar yine IMF kapılarında dilenmeye gideriz." diye konuştu.
Muhalefetin, projelerin ülkeye katkısını düşünemediğine işaret eden Arslan, yatırım için yatırımcılara uygun ortam oluşturulması gerektiğini söyledi.
Arslan, YİD modeli durdurulur, özel sektörün önü kesilir, büyük projeler engellenirse Türkiye'nin geriye gideceğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Büyük projeler sadece insanımızın bir yerden bir yere konforlu ve kolay erişimi anlamına gelmiyor, yük hareketinin de kolay ve konforlu olması, dolayısıyla ticaretin de büyümesi anlamına geliyor. Siz uluslararası taşıma koridorlarını Türkiye üzerinden götürecek şekilde yollarınızı güçlendirir, pekiştirirseniz o zaman oradan gelir elde edersiniz. Bu büyük projeleri durdurursanız, vatandaşımız konforlu gitmez, yükünü taşımazsa ticaretiniz, endüstriniz, sanayiniz nasıl büyüyecek? Uluslararası taşımadan nasıl gelir elde edeceksiniz, edemeyeceksiniz."
"Türkiye olmasaydı milyonlarca Kürt öldürülmüştü"
Muhalefetin ülkenin birliğini ve bütünlüğünü zedeleyebilecek söylemleri olduğunun altını çizen Arslan, şunları kaydetti:
"Terör örgütüne 'Terör örgütü değil.' diyor. Terör örgütüne maşalık yapana 'Yok canım, maşalık yapmadı' diyor. Biri çıkıyor televizyonda diyor ki, 'Terör örgütü Fırat'ın doğusuna da batısına da geçecek, sen de suyun öte tarafından, çok özür diliyorum mal mal seyredeceksin.' Bu söylemi söyleyen için diyorlar ki, 'Yok canım, onun terörle hiç ilgisi yok. Ülkenin birliğine ve bütünlüğüne zarar getirecek işlerle hiç ilgisi yok.' Kardeşim, sen bunları desteklersen üç gün sonra biz Irak'a da döneriz, Suriye'ye de döneriz."
Türkiye'nin bölgedeki önemine dikkati çeken Arslan, "Kürt kökenli bir vatandaş olarak söylüyorum; eğer Türkiye olmasaydı, bugün Irak ve Suriye'de milyonlarca Kürt öldürülmüştü." değerlendirmesinde bulundu.
"4,5G sayesinde canlı yayın yapıyor"
Arslan, Türkiye'nin 4,5G'yi uygulayan dünyanın nadir ülkelerinden olduğunu dile getirerek, "Şu anda Muharrem Bey, cep telefonuyla canlı yayın yapıyormuş. Bunu da 4,5G sayesinde yapıyor. Hepsini bırakın, hangi teknolojiyi kullandığını, kimin sayesinde bunların yapıldığını bilse, bunların hiçbirini söylememesi lazım. Konuştukça batıyor, konuştukça vatandaşın gözünde de batıyor." diye konuştu.
"İzmir mitinginde internetin kesildiği iddiası"
İnce'nin İzmir mitinginde internet erişiminin kesildiği iddiasıyla ilgili Arslan, ülkenin bekası, güvenlik ve terörle mücadele amaçlı adli mercilerin kararları çerçevesinde internet erişiminin kesilebileceğini söyledi. Arslan, şunları kaydetti:
"Sayın İnce'nin şunu iyi bilmesi lazım. Eğer siz Anadolu Ajansı da dahil, İnce'nin konuştuklarını vatandaşa vermeseydiniz, İnce şu anda daha iyi durumdaydı. Siz ve medya yansıttığı için konuştukça batıyor ve eski söyledikleri de ortaya çıkıyor. Medya görevini yapacak, vatandaş da görevini yapıyor ve her şey ortaya çıkıyor. Özellikle internet kesilmesi diye bir şey söz konusu olamaz... Vatandaş bunların ne söylediklerini öğrendikçe, 'Kusura bakmayın, boş lafa karnımız tok.' dedi. O yüzden vatandaş onlara dersini verecek, onlar da bunu öğrendikçe, onu karalıyorlar, bunu karalıyorlar. İnterneti kessek ona faydalı olurdu ama biz onu hayatta yapmayız."
Muhabir: Deniz Çiçek Palabıyık,Enes Duran,Erdal Çelikel,Zeynep Akyıl,Mehtap Yılmaz
Güncelleme Tarihi: 22 Haziran 2018, 14:20