Öz, yaptığı yazılı açıklamada, insanların "ilkel" diyerek aslında çoğu zaman kendilerinden öncekileri yerdiğini ancak geçmişte bugünden daha ileri zihniyetler olabildiğini, bugün de geçmiştekilerden çok geri zihniyetler bulunduğunu aktardı.
Barbarlığın "modern" denilen çağa uygun düşmediğinin söylendiğini ancak güçlülerin "orman kanunlarını" güçsüzler üzerinde uygulamasının dünyanın birçok yerinde devam ettiğini kaydeden Öz, işgal yöntemlerinin hukuk maskesiyle örtülerek yapıldığını bildirdi.
İşgalci güçlerin, öncelikle hedefe konulan bölgede suni bir sorun meydana getirdiğini, iktidarın zayıflatıldığını belirten Öz, "Modern iletişim araçları kullanılarak dünyanın 'orada bir sorun var' demesi için bir algı oyunu sergileniyor önce... İnanç ya da etnik temelli bir sorunun en hassas yerinden giriş yapılıyor. Mesele yeteri kadar tahrik edildikten sonra bölgesel sorun oluşmuş oluyor." ifadelerini kullandı.
Bir sonraki aşamada o bölgeye müdahale edildiğini, uluslararası hukukun adeta dolanıldığı bu yolun birçok acıya ve ölüme rağmen "kara bir illüzyon" olarak devam ettiğini aktaran Öz, "Yeterli kargaşa ve zihin bulanıklığı oluştuğuna kanaat getirildiğinde de bölmenin en önemli aşamasına, yani bölgenin sahiplerinin somut delilleri karartılmış şantaj, tehdit ve daha pek çok desise ile yerlerinden kovulmasına geliyor. Bu aşamada da eğer bir engel yoksa ve çığlıklara bir ses de verilemiyorsa artık her şey hazırdır; bir bölgeyi daha yutmak için..." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye, ABD'nin önündeki en büyük engel"
İsmail Öz, sonuçları olumsuz olan bu oyunlar oynanırken birçok devletin de görmezden geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Her işgalci anlayış, bugün yaşananlara, yarın kendi idealindeki işgal için, 'siz de yarın benim için sessiz kalın' dercesine sessiz kalmaya devam ediyor. Aksi halde görüp, duyup da, görmüyor, duymuyor gibi yapmanın bir izahı olabilir mi?
İşgalci devletler, hedef bölgeyi işgal ettikten sonra yeni bir tarih icat etti. Filistin'de, Arakan'da, Kırım'da, Doğu Türkistan'da yaşananlar bu barbarlıklardan sadece birkaçıdır. Bizi ilgilendiren en önemlilerinden biri de bugün ABD'nin desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde yapılmaya çalışılıyor. Terör maşalarına verilen görevi tamamlatabilirlerse arkası, ifade etmeye çalıştığım gibi olacaktır. Ama bu bölgede önlerinde çok önemli bir engelleri var; o da Türkiye... Türkiye, burada ABD'nin PYD'ye 'milis' ya da bölgeye 'otonom' diyerek kavramları tarihsel anlam zemininden çıkarmasına kayıtsız kalmayacaktır. 'Taşıma' bir terör güruhuna ileride yaptırılacak bir oylamayla da önce vekaletçilerinin, sonra kendisinin bölgeye çöreklenmesine ise hiç müsaade etmeyecektir."
"Çözüm birlik ruhu"
İsmail Öz, ABD'nin tarihinde olmadığı kadar çizilen karizmasının, onu Suriye'de her türlü hileye zorladığını fakat bunun karşısında duracak en büyük gücün "birlik ruhu" olduğunu bildirdi.
Öz, "Biz bir olursak kalbi ürperenler barbarlar ve vekaletçileri olacaktır. Üstelik sadece bildiğimiz değil, bilmediğimiz düşmanların da kalpleri ürperecektir." ifadelerini kullandı.
Umut veren bir başka gerçeğin "ABD'nin çaresizliği" olduğunu vurgulayan Öz, "Yoksa büyük bir devlet, işini, zorla cepheye sürülmüş çoluk çocuktan oluşan ve kendi ifade ve raporlarıyla da teyitlenen ucube bir terör yapısına bırakır mıydı?" değerlendirmesinde bulundu.
Güncelleme Tarihi: 19 Şubat 2018, 10:27