Garo Paylan’ın dokunulmazlığının kaldırılması için vatanını seven milletvekillerini göreve çağıran Yardımcıoğlu, “Fransa ‘Ermeni soykırımı yok’ demeyi suç sayan yasayı çıkarabilmişse biz de ivedilikle ‘Ermeni soykırımı var’ demeyi suç sayan yasayı çıkarmalıyız” dedi Garo Paylan’ın teklifini, ahlaksız ve hadsizce bulduğunu belirten Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, 1915 yılında Osmanlı Devleti’nde yaşanan olaylar hakkında tarihi ve hukuki dayanaklardan yoksun asılsız iddiaları esas alan sözde teklifin, Türkiye düşmanlığından başka bir amacı olmadığını söyledi. Garo Paylan’ın yerinin meclis değil Türkiye düşmanlarının yanı olduğunu ifade eden Yardımcıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devletini aşağılayan sözde milletvekilinden bir an önce hesap sorulması gerektiğini dile getirdi.

“GARO PAYLAN’IN YERİ MECLİS DEĞİL TÜRKİYE DÜŞMANLARININ YANIDIR!”

 
BAAE Başkanı Prof. Dr. Mahmur Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “TBMM’de milletvekili sıfatlı bir varlık ‘Ermeni soykırımı tanınsın’ diye kanun teklifi verme cüretini gösterebiliyorsa bu toprağı vatan bilen ve tarihine kara leke sürdürülmesine asla izin vermeyi kabul etmeyen milletvekilleri de bu adam müsveddesinin dokunulmazlığının kaldırılması için hiç beklemeden gereğini yapmalıdır. Bu şahsın yeri meclis değil Türkiye düşmanlarının yanıdır. Bu melun zihniyet bir an önce yargı önünde hesap vermelidir. Biz Anadolu çocukları olarak soykırım nedir bilmeyiz ama soysuzu nerede olsa tanır, biliriz.

VATANSEVER MİLLETVEKİLLERİ GÖREVE!”

Fransa’da “Ermeni soykırımı yok” demeyi suç sayan yasal düzenlemeyi hatırlatan Yardımcıoğlu, Türkiye’nin de düşmanlarına; “Ermeni soykırımı var” demeyi suç sayan yasa ile karşılık vermesi gerektiğini vurguladı. Yardımcıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Fransa, ‘Ermeni soykırımı yok’ demeyi suç sayan yasayı çıkarabilmişse biz de ivedilikle ‘Ermeni soykırımı var’ demeyi suç sayan yasayı çıkarmalıyız. Bu memlekette vatan hainlerinin gösterdiği cesareti iktidar partisi ve mecliste bulunan tüm vatanseverler çok daha gür bir şekilde göstermelidir. Milletimizin beklentisi de bu yöndedir. Bunun aksi bir durumu anlamayacağımız gibi anlamamızda mümkün değildir.”