"Selam Tevhid", "Yasa Dışı Dinleme" ve benzeri davalarda tutuklu bulunan, ayrıca Ergenekon, Balyoz gibi sonradan kumpas olduğu anlaşılan birçok soruşturmayı yürüten eski emniyet müdürü Ömer Köse ile eski emniyet amiri Gaffur Ataç'ın cezaevinde avukatlarıyla yaptıkları görüşmede, dikkat çekici bir durum yaşandı.
Söz konusu durumla ilgili cezaevi yönetimi tarafından tutulan tutanakta, sanıkların 16 Şubat 2018'de İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat S.B. ile yaptıkları ve yasa gereği gözlemlenmesi gereken görüşme sırasında, ''Köse ile avukatının aşırı şekilde yakınlaşarak ve gözlemde bulunan memurların görüş açısını da kapatarak görüşmeyi devam ettirdikleri, bu esnada avukatın uzun uzun notlar aldığı ve şüpheli hareketlerin görüşme süresince devam ettiği'' belirtildi.
Bunun üzerine durumun müdüre bildirildiği ve söz konusu not alınan evrakın incelenmeksizin avukatın nezaretinde kapalı mühürlü zarf içerisine konarak infaz hakimliğine gönderileceğinin kendisine söylendiği ancak avukatın ''öyle bir not alınmadığını, almış olsa bile vermeyeceğini'' beyan ettiği vurgulanan tutanakta, konunun daha fazla üzerine gidilmeyerek aynı avukatın bir sonraki görüş için görüş odasına alındığı ve tutuklu bulunan sanık Gaffur Ataç ile görüşmeye başladığı anlatıldı.
Tutanakta, bu görüşme sırasında avukatın Ataç'a ''üzerinde saklamış olduğu bir kağıt verdiği, tutuklunun ise avukatın vermiş olduğu bu kağıt ve bazı birkaç evrakla birlikte okunmayacak şekilde ince ince yırttıkları ve Gaffur Ataç'ın bazı evrak parçalarını ağzına attığı ve ağzında çiğneyerek yuttuğu'' aktarıldı.
Yine 31 Ocak 2018 günü, tutuklu Ömer Köse'nin haftalık telefon görüşmesini yapmak için annesi adına kayıtlı telefon numarasını arayıp görüştüğü bildirilen tutanakta, Köse'nin annesinin başka bir telefonla üçüncü bir kişiyi arayıp telefonların hoparlör seslerini açarak, telekonferans yaptığı kaydedildi. Üçüncü bir kişiyle görüşme yapılmaya çalışıldığına dikkat çekilen tutanakta, bunun üzerine kendisinin uyarılarak telefon görüşmesinin sonlandırıldığı bilgisi verildi.
Tutanakta, tutukluların avukatları ile görüşmelerinde toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğüne, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirildiğine, bu örgütlere emir ve talimat verildiğine veya yorumları ile gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletildiğine ilişkin ciddi emare bulunduğunun tespit edildiği vurgulandı.
Güncelleme Tarihi: 20 Şubat 2018, 17:13