'Zeytin Dalı Harekatı'nda 4 bin 250 terörist etkisiz hale getirildi'
Erdoğan, Türk milletinin sadece semavi ve jeolojik afetlerin tehdidi altında olmadığını, bunun yanında terör örgütlerinin saldırılarından, ekonomik, siyasi, sosyal kaos senaryolarına kadar pek çok tehditle de karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Bölgede Suriye ve Irak destekli yeniden tanzim projesinin hayata geçirilmeye çalışıldığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Burada da Türkiye olarak bize görünen o ki ciddi manada bir yük düşecek. Bu projenin ülkemizle ilgili ayaklarının olduğu açık. Tabii bu hesapları yapanlar Türkiye'yi eski Türkiye sanıyorlar. Dışarıdan dayatılan senaryolara teslim olan o Türkiye artık geride kaldı. Bakınız Afrin’de bugün itibariyle etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 250. Bunun yanında Kuzey Irak’ta etkisiz hale getirilen terörist sayısı 346. Bir diğeri de yurtiçinde etkisiz hale getirilen terörist sayısı 236. Şimdi bunların hepsi yoğun bir şekilde devam ediyor. Bugün önünde 2023 hedefleri olan, 2053 ve 2071 vizyonları konusunda kararlı olan bir Türkiye var."
"Buyurun meydan"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'da kabul edilen anayasa değişikliğinin 3 Kasım 2019 tarihinde yapılacak seçimlerle yürürlüğe girmesinin öngörüldüğünü hatırlattı.
Bu tarihin hem Cumhurbaşkanlığı, hem de Meclis'in Anayasa'da belirtilen görev süresinin bitmesine göre belirlendiğini hatırlatarak, "Halk oylamasının ardından hükümetle yakın mesai içinde, önümüzdeki dönemi hem ülkemizin önündeki meselelerin çözümü, hem de yeni yönetim sistemine hazırlık fırsatı olarak değerlendirmek üzere kolları sıvadık ve çalışmaya başladık. Çünkü biz siyasi hayatımız boyunca hep seçim sürelerinin sonuna kadar kullanılmasından yana olmuştuk." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Halk oylamasıyla seçim arasındaki 2,5 yıllık dönemin Türkiye'nin normal gündemiyle geçmesi halinde herhangi bir sıkıntıya yol açmayacağına inanıyorduk. Ancak iç ve dış siyasi, askeri, ekonomik gelişmelerin seyri bize bu süreyi mevcut sistemle devam ettirmemizin oldukça ciddi maliyetleri olacağını gösterdi. Yoksa Cumhurbaşkanı olarak benim şu anda önümde 1,5 yılım daha var. Yani bu makamın, bu koltuğun hırslısı konumunda olsak 1,5 yıl daha devam edebilirdik. Böyle bir hırsın içinde değil ama yaptığımız bütün bu hesaplar neticesinde bu sıkıntılar bizim ülkemize, milletimize bir bedel ödeteceği endişesiyle dedik ki bu adımı atalım. Bir de öyle bir ana muhalefetimiz var ki sağ olsun, onlar da ikide bir 'hodri meydan, hodri meydan, hodri meydan' dedi. Madem bu kadar 'hodri meydan' diyorsunuz, 'buyurun meydan' demek durumunda kaldık."
Seçimlerin şimdiden Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Bulunduğumuz coğrafyanın ve ülkemizin içinden geçtiği dönemin hassasiyeti, hızlı kararlar vermemizi ve bunları dirayetle uygulamamızı gerektiriyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmemizin gerisinde de en çok bu ihtiyaç var. Örneğin, biz bu kararı Meclis'te aldığımız anda hemen malum YÖK bana bağlı olduğu için de hemen kendileriyle görüştük ve görüştüğümüz andan itibaren de hemen bu yıl yapılacak olan üniversite giriş imtihanlarının da kararını da hemen kendileri de toplantıyı yaparak 1 hafta ötelemek suretiyle alma imkanını buldu. Bu bir şeyi gösteriyor, yani bu Başkanlık sisteminin ne denli seri karar alma, neticeye gitme imkanını verdiğini ortaya koyuyor. Bu yarın birçok konularda bizim önümüzü açacak ve çok daha seri adımlar atmak suretiyle inşallah ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma hedefine ulaşacağız." ifadelerini kullandı.
"Seçim yapma kararını bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum"
Bugüne değin bürokrasiyle ilgili ciddi şikayetler aldıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Her zaman söyledim, bürokratik oligarşi diye ve ne yazık ki bu bürokratik oligarşiden tüm dünya hep feryat eder. Bizde de öyle ama şimdi en azından bu bürokratik oligarşiyi bu sistemle büyük ölçüde yıkma fırsatını da buluyoruz. Bize bir de bunu getiriyor. Arkadaşlarımla dün de bütün gün bunun çalışmalarını yapıyorduk, getirisi, götürüsü nedir, ne değildir diye ve inanıyorum ki 24 Haziran'dan sonraki dönemde bir başka Türkiye'yi inşa ve ihya edeceğiz. Geçiş dönemi olması sebebiyle pek çok bürokrat farklı hesaplarla sorumluluk almaktan hep çekinmiştir. Bizzat takibini yaptığımız işlerin yürüdüğü, kafamızı çevirdiğimiz her yerde sorunların baş gösterdiği bir düzeni adeta ite kaka sürdürmeye çalışıyorduk. Erken seçim kararı her ne kadar bizim arzumuzla ortaya çıkmamış bulunsa da yeni yönetim sisteminin bir an önce devreye girmesini sağlayacak olması bakımından çok ama çok isabetli. Bu kararla aynı zamanda ülkemizle ilgili senaryoları da altüst ettik. 24 Haziran'da seçim yapma kararını bir çeşit depreme hazırlık faaliyeti olarak görüyorum. Aynen öyle."
Türkiye'nin önünde, ekonomiden yatırımlara, savunmadan temel hizmetlere kadar her alanda atması gereken adımların olduğunu, bunları gerçekleştirdiklerinde Türkiye'nin bölgede ve dünyada kendisine rol biçilen değil, rol dağıtan bir ülke durumuna geleceğini ifade eden Erdoğan, "Yani depremin yıkıcı etkilerine karşı hazırlık yapmış olacağız. Aksi taktirde tıpkı son iki asrımızın olduğu gibi bu süreçten zararlı çıkmamız kaçınılmaz hale gelecektir." diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 20 Nisan 2018, 19:32