Cihat hakkında bilgi veren Erbaş, şöyle devam etti:
"Cihat, müminin bütün varlığını seferber ederek Allah rızasını kazanma çabasıdır. Cihat, mukaddesatı korumak için beden, dil, fikir ve gönülle kararlılık göstermektir. Haksız bir saldırı, yok etme, sömürme ya da zulmetme mücadelesi değildir. Cihat, zulme ve zalime karşı, bir milletin hukukunu savunma gayretidir. Hakkı tutup kaldırma, yeryüzünde barış, huzur, adalet ve iyiliği yayma gayesidir. Peygamberimiz de 'Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihat ediniz' buyurmaktadır. Cihat, sadece canı feda etmekle değil kimi zaman elle, kimi zaman dille, kimi zaman da malla Hakk'a ve hakikate hizmet etmekle olur. 'Mücahid, nefsiyle cihat eden kişidir' hadisi gereği hepimizin cihadı öncelikle kendi nefsimizde başlar. Nefsin kötülüğe, hataya ve isyana teşvik eden vesvesesi ile mücadele etmek de cihattır. Allah'ın dinini en doğru kaynaktan öğrenip en güzel şekilde yaşamak da cihattır."
"Cihat, körü körüne masum canlara kıymak değildir"
"Cihat kimi zaman kalemle kimi zaman da kelamla olur." diyen Erbaş, inancı, varlığı, vatanı, bekası ve hürriyeti için silahlı mücadeleye girilmesinin ise cihadın en üst seviyesi olduğunu dile getirdi.
Erbaş, doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle vatanı korumak uğruna verilen mücadelenin cihadın en canlı şahidi olduğunu aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah'ın yardımıyla muzaffer çıktığımız Çanakkale, varoluş destanının, iman, cesaret ve azmin adıdır. Cihat, eline silahı alıp körü körüne masum canlara kıymak değildir. Son yıllarda insaf ve vicdanını yitirmiş cinayet şebekelerinin, terör örgütlerinin yaptığı ve Müslümanlara mal edilmeye çalışılan intihar saldırılarının, vahşet ve şiddetin İslam'ın cihat anlayışıyla yakından uzaktan alakası yoktur. Çünkü İslam'da cihat öldürmenin değil yaşatmanın, yok etmenin değil diriltme çabasının adıdır. Cihat ancak insanı yaratılış amacından saptıran her türlü kötülüğü ve zulmü ortadan kaldırmak için yapılır. Kime karşı ve hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, masum insanlara yönelik saldırılar, İslam'ın cihada yüklediği yüce ruh ve ideallerle asla bağdaşmaz. Bunlar, insanlığa karşı hunharca işlenmiş büyük cinayet girişimleridir."
"Bugün de millet olarak beka mücadelesi veriyoruz"
Erbaş, birlik ve beraberlikleri yolunda mücadele eden Türk askerlerinin muzaffer olmasını temenni ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün de millet olarak canımızla, malımızla, şehitlerimizle ve gazilerimizle bir beka mücadelesi veriyoruz. Mehmetçiğimiz, inancımız, bayrağımız, vatan toprağımız uğrunda hiç çekinmeden varlığımızı feda edebileceğimizi bütün dünyaya bir kere daha gösteriyor. Ömrünün baharında şehadet şerbetini yudumlayan her bir vatan evladı, adeta bizlere Rabbimizin şu müjdesini haykırıyor, 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölü demeyin, onlar diridirler. Ancak siz bunu idrak edemezsiniz.' Bu varlık mücadelesinde hepimize sorumluluk düşüyor. Allahım istiklal ve istikbalimiz, birlik ve beraberliğimiz uğrunda mücadele eden kahraman ordumuzu muzaffer eyle. Huzurumuz ve değerlerimiz uğrunda canlarını feda eden aziz şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifalar ihsan eyle."
Erbaş, hutbenin ardından cuma namazını kıldırdı.
Güncelleme Tarihi: 16 Şubat 2018, 14:32