Gürer 2006 tarihli Tarım Kanun’un , “Tarımsal Desteklemelerin Finansmanı” başlıklı 21. maddesinde “Tarımsal destekleme programlarının bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz” denilmekte olup tarımsal destekler çeşitli ürünlere özel destekler olabileceği gibi, hayvancılık ve su ürünlerini de kapsıyor. Ayrıca mazot ve gübre gibi tarımsal girdiler için de değişen oranlarda destekler mevcut. Bugüne kadar AKP iktidarı bu desteğin ancak yarısını çiftçiye verdi. Çiftçilerle konuştum.2019 yılı pamuk, soya, ayçiçeği gibi ürün destekleri, örneğin Çukurova ‘da hala ödenmedi. 2019 yılı destekleri henüz verilmemişken, 2020 yılında verilecek tutarlar daha belli değilken nasıl verildi diye açıklanabiliyor. Bu, çiftçilerimizi hayrete düşüren bir durumdur. AKP esasen hiç bir dönem kanunda yer alan desteği çiftçiye vermedi. Destekler bu dönemde daha önem kazandı o nedenle hemen 2019 yılından kalan ve 2020 yılında alınacak olan tüm destekler çiftçiye verilmelidir. Çiftçi gerçekten zor durumdadır. Fide, tohum, gübre, ilaç temininde sorunlar bulunmaktadır. İktidar kırsala bu bağlamda destek sağlamalıdır. Gübre fiyatlarına son bir ayda yine zam gelmiştir. Dolar artışı tüm girdilerin fiyatı artırmaktadır. Bu süreçte tarımsal girdi fiyatlarına yapılan zamlar dondurulmalıdır. Çiftçinin banka ve kredi Kooperatifi borçları ötelenerek faizlerinin silinmesi sağlanmalıdır. Ülkemiz % 100 kendine yeter durumda ise neden ithalat yaptığını da Cumhurbaşkanı açıklamalıdır” diye konuştu.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ayrıca destek ödemeleri yapılırken özel şirkete olan çiftçi borçları, daha çiftçiye destek ödenmeden hesabından kesilmektedir. Bu dönemde devlet özel sektör adına çiftçiden tahsilat yapmaktan vazgeçmelidir. Özellikle elektrik şirketlerinin çiftçi borçlarını tarımsal destekten tahsil etmesi, yetersiz desteğin çiftçiye ulaşmasını da engellemektedir. İktidar, destek veriyorum diyerek fazlasını geri alan bir yaklaşım içindedir. Çiftçilerin banka ve kooperatiflere olan borçlarının ötelenmesi yanında en az bir hasat dönemi elektrik borçları tahsil edilmemelidir. Borçtan dolayı elektrikler kesilmemeli ve bu yolla ürün sulaması engellenmemelidir. Aksi durumda bu yaklaşımla tarımda sorunlar artar” diye uyardı.