Son haftaya girdik.
Uçuk kaçık vaatler havada uçuşuyor.
Kimisi yapmaya kimisi yıkmaya geliyorum diyor.
Mantık ile mantıksızlık kıyasıya yarışıyor. Zaman ilerledikçe gerçek ile yalan daha da netleşiyor. Ama nihayetinde bir yönetim olacak. 25 Haziran’da kim seçilirse seçilsin bazı adımlar gündeme getirecek.
Ortak vaatler olağanüstü hal (OHAL) in kaldırılması. Bedelli askerliğin kalıcı hale getirilmesi veya kısaltılması, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin güçlendirilmesi ya da parlamenter sisteme dönüş için Anayasa değişikliği yapılması, vaatler arasında. Ayrıca emekliler, çiftçiler, ev kadınları, işsizler de bir dizi başlık oluşturuyor. CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi parlamenter sisteme yeniden dönmek için Anayasa değişikliği vaadinde bulundu.
Seçim ittifaklarının yasal hale gelmesiyle ittifakla seçime giren partiler açısından seçim barajını etkisiz hale getiren yeni sistemde, partilerin baraja ilişkin vaatleri de yeni sistemdeki konumlanmalarına göre farklılık gösteriyor.
MHP ve AK Parti, yüzde 10’luk ülke barajının devamından yana.
CHP, barajı kaldırmayı ve yüzde 1 oy alan partinin bile Meclis’e vekil taşımasını sağlama vaadinde bulundu.
1 Kasım seçimlerine siyasi partilerin asgari ücretin artırılması vaadi damgasını vururken, AK Parti asgari ücrette yüzde 30 oranında artış yaptı.
Bu seçimde ise siyasi partiler emekliler ve memurlara odaklandı.
Tüm partilerin seçim beyannamelerinde emeklilere bayram ikramiyesine yer verildi.
AK Parti Ramazan ve Kurban bayramlarında biner TL ikramiyeyi hayata geçirirken, muhalefet partileri çıtayı inandırıcılığı olmayan şekilde yükseltti. Ak Parti öğretmen, polis ve hemşireler başta olmak üzere bazı meslek grupları için 3600 ek gösterge vaadinde bulundu. AK Parti, yasa veya kanun hükmünde kararnameyle düzenleme gerektiren 3600 ek gösterge vaadiyle, memur emeklilerinin önemli bir kısmının emekli aylıklarında 500-600 TL artış anlamına gelen ek göstergeyi hayata geçireceğini açıkladı. AK Parti İşsizlik Sigortası Fonu’nun daha fazla sosyal koruma sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini vaat etti. Bu kapsamda işsizlik maaşının artırılması vaatler arasında bulunuyor. AK Parti çiftçilerin kullandığı mazotun yarısı tutarında devlet desteği verildiğini belirtirken, MHP çiftçilerin kullandığı mazottaki vergilerin kaldırılacağını duyurdu.
Nereden bakarsanız bakın Muhalefet kanadının uçuk kaçık vaatlerde bulunması seçmen tarafından gerçekçi bulunmadığı gibi alay konusu ediliyor.
AK Parti’nin vaatleri ise iktidarları döneminde olduğu gibi uygulanabilir ve mantıksal içeriklerle destekleniyor.
Yani Türk halkı partilerin beyannamelerinde aktarılan yapısal oluşumlara yaklaşımının İktidardan yana olduğunu ortaya koyuyor.
BU SEÇİMDE AK PARTİNİN ZAYIF NOKTASI
Bir okur şu sitemde bulunuyor. AK Parti kurulduğu günden beri kesintisiz oy vermiş durumdayız. Ancak Şanlıurfa ilimiz için önümüze öyle bir liste koydular ki, bunu kabul etmek mümkün değil, bu açıdan AK Parti (130 kadın) (60 adet 18 yaşında) dayatmacı anlayışa hayır yanlış yapıyorsun demeye hakkımız yok mu?
Aslında bu şikayetler birçok bölgede öne çıkıyor. Var ama bu seçimin hayati önem taşıması nedeniyle bu hakkı seçimden sonraya saklayın.
SAADET DEĞİŞİYOR!
Sloganları değiştir olarak seçilmişti.
Adamlarda gereğini yapmış habire parti değişiyor.
Parti de istifa furyası yaşanıyor.
Karamolla’nın AK Parti’nin hizmetlerine akıl almaz karşıtlığına isyan edenler gemiyi terk edip Ak Parti saflarına katılıyor. Aslında SP seçmeni her şeyi çok iyi biliyor. Bildiği halde partilerine oy verip ah vah etmemek için gereğini yapacaklar. Zaten Karamolla göstermelik aday oldu.
Sırf REİS’in 1. turda seçilmesini önlemek, 2. turda da CHP adayını desteklemek için. Ve Karamolla’nın tüm hesabı kendisinin ittifak yolu ile milletvekili yolunun açılmasıdır.
Başka hiçbir şey umurunda değil.
Ama ne yazık ki SP seçmeninin de bir kısmı hala onun peşinde. Argümanları ve yanılgıları ise, AK Parti-MHP ittifakına karşı kendilerinir CHP ile ittifakını aynı kefeye koymaları.
Umarım SP seçmeni sandıkta el vicdan diyerek hizmete vefayı gösteren taraftan olacaktır. AK PARTİ GİDERSE MUHALEFET TE ALTINDA KALIR “AK Parti giderse altında kendileri de kalır” Sözü çok önemli.
Tıpkı Osmanlı Devletinde olduğu gibi. Yıkmak ve yerine kendileri geçmek için elinden geleni yapanlar, yıkıldıktan sonra yurt dışında kendilerini bekleyen acı sonla karşılaştılar.
DARALAN ÇEMBER!
Şu acı noktayı görelim.
Yalnız adam Reis’in çevresindeki kadrosu yetersiz.
Her ne kadar halkla dirsek teması sağlam gibi görünse de gerçekte bu olay tam tersi halk tabakası içerisinden reise kozmik bilgilerin ulaşması için hiç bir kapı ve yol yok.
Birileri REİS’in etrafını demir çemberle örmüş, gerçek bilgilerin sorunların ulaşmasını engelliyor. Var gibi görünen kapılara ulaşanlar ise oralarda ya yok edilip harcandılar ya da analarından doğduklarına pişman edildiler.
Bugün seçimlerin bıçak sırtında değil de açık ara önde götürecek kozmik bilgileri REİS’e ulaştıramadığımızdan kaynaklandığını düşünüyorum. REİS’e yanlışları yapanlar oldu.
Hain ve zalimlerin bilerek yanılttıkları noktalar oldu. “Bu davada rızayı hak için koşturan on binleri görmezden gelenlere kulak vermeyen dava ferdi gibi görünen melek yüzlü şeytanların, eblehlerin, makam, mevki şan şöhret peşinde koşan iblislerin marifeti olarak tarihe not düşülecek.” “Cenabı hak masumların yüzü suyu hürmetine REİSE’e yenilgi yüzü tattırmasın.” Dost acı söyler, dostunun ayağına taş değsin istemez. Münafık ise alkışlarla uçuruma sürükler.
Bir davanın bir mefkurenin devamıdır AK Parti.
Allah lütfedip Ak Parti icraatlarıyla bu ülkeyi içindeki ağzı dualı insanların yüzü suyu hürmetine ayağa kaldırmıştır.
Gece gündüz demeden, fakirlik içinde ama olanca samimiyeti ile bir dava uğruna ter dökenlerin, kafa yoranlara merhamet edip nefes aldırmıştır. Şimdi birlik vakti olmakla aslında yeniden beraber uyanma vaktidir.
“Suya kavuşup hemen yanı başında olan düşmanı unuttuğumuz bu andan uyanma vaktidir.
O su bizim sonumuz olmadan uyanma vaktidir.” Yeterince herkes bu sudan zaten nasibini almadı mı?
Durmak yok yola devam bunu söylemiyor muydu yoksa?
Evet. “Dava da yürüyenler var ama artık azınlıkta.” Çoğunluk ise makamlar, para, kadın, şehvet ve dünyalıklarla içe içe yürüyemez hale gelmiş.
İçtikçe daha susatan ve tekrar içtiren bu döngüden bakalım kurtulabilecek miyiz? Bizimde büyük sınavımız bu olsa gerek.
HAKKI ÜSTÜN TUTMA YALANI?
“Bu ittifakının en alası SP’nin sakallısı birde hakkı üstün tutanlar demezler mi?
Kendilerine hakkı üstün tutmak 15 Temmuz da başbakan olacağım diyen İP’le mi, CHP ile PKK ‘nın siyasi uzantısı HDP’ ile mi hakkı üstün tutacaklar?” Sizin hakkı üstün tutma iddianız Osmanlı’yı yıkan ittihat ve terakki ile ne farkı var?
Unutulmamalıdır ki, İnsanların başına gelen musibetlerin çoğu iradesiyle yaptığı yanlışlar yüzündendir.
Müslümanlardanım diyenlerin aşırı güvendikleri ve kimseyle paylaşma ihtiyacı duymadıkları zihindeki birikintilerini artık güncelleyip yenilenmeleri gerekir.
Başını kaldırıp olup bitenlere kulak kabartmalı, dik durarak yeni bir küresel ve evrensel bakış açısı kazanmalarıdır.
Cemaatlerin de dini ve ahlaki değerleri daha iyi yaşayıp hakkını vermeleri gerekir. Her şey vatan için, ülkemize göz diken, bir şeker fabrikasına isyan edip ülkeyi peşkeş çekti diyenlere sormak lazım. “Biz seçim yapıyoruz savaş değil diyenlere şunu söylerim: Bu topsuz tüfeksiz savaştır, istiklal mücadelesidir hiç kusura bakmayın.” Evini yıkmaya gelseler 15 Temmuz da ki gibi gövdeni siper edersin. Aklını kullanamazsan bedavaya gidersin. Kendi ülkende kral gibiyken bir anda domuz güder duruma düşersin.
Unutma unutturma…
Daha henüz zaman var.
Bu öyle böyle bir seçim değil. Haçlı ve Siyonist güçler Türkiye ye diz çöktürmeye çalışıyorlar.
Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenler hızını kesmek, istikrarını yok etmek ve kalkınmasını engellemek için ellerinden gelen her yolu deniyorlar. Eskiden olduğu gibi sömürü ülkesi İMF’nin esaretine hapsetmek istiyorlar.
AK Parti içinde partili gibi görünen önemli yerlerde bulunan melek yüzlü şeytanlara kızıp onların hainliğine alet olmamak için onlara rağmen daha fazla Türkiye’nin istikrarına, REİS’e ve Meclise sahip çıkmak birinci görevimiz olmalıdır.
Devletin bekası için Güçlü Cumhurbaşkanlığı, Güçlü Meclis için Cumhur ittifakı ile Ak Partiye yeniden güvenoyu verilmelidir.
Birilerine kızıp yanlış yola sapmaktan sana sığınırız Allah’ım. Ya Rabbi..
Tüm bu engelleri aşıp iman dolu neferler eşliğinde yeni bir Çanakkale destanı farkındalığı taşıyan 24 Haziran’da yeni bir siyasi şahlanışın kapısını aralamayı nasip eyle.
24 Haziran’da aklıselim bir duruş gösteren bir milletle daha büyük zaferlerin başlangıcı olarak bizleri bütünleştir Yar Rabbi.
Allah’ım…
Ülkemizi ebediyen muhafaza, ilelebet güçlü olmayı nasip eyle. Devletine milletine sahip çıkan bilinçli pırıl pırıl nesiller nasip eyle ya Rab’bim….
Seçim öncesi son yazım.
İnşallah 24 Haziran akşamı zaferlerle çok daha güzel yazılara birlikte imza atarız.
Kalın sağlıcakla.