Birliğin avukatı, davada, 200 metrekarelik işletme için 2012'de geçerli olan 709 lira 50 kuruş artı KDV'nin üç katı olan 2 bin 128 lira 50 kuruş bedelin yanı sıra müvekkilinin haklarına yönelik ihlalin sonlandırılmasını talep etti.
Yargılama sırasında şirketin avukatı, mağaza personelinin kendi arasında dinlediği müziğin müvekkiline isnat edilemeyeceğini savundu. Dinlenen yapıtlarda davacının hak sahipliği bulunmadığını öne süren avukat, eylem devam etmediğinden tecavüze yönelik men kararı da verilemeyeceğini belirtti.
Mahkeme ise yargılama sonunda, davayı haklı buldu ve şarkıların izinsiz olarak umuma arz edildiği gerekçesiyle şirketin 2 bin 128 lira 50 kuruşu, şarkıların çalındığı 9 Ağustos 2012'den itibaren işleyecek ticari faiz ile birliğe ödemesine hükmetti.
Hoparlörlere dikkat çekildi
Mahkemenin kararında, davalının umuma açık 200 metrekarelik satış mağazasında CD çalar, USB ve işletmeye yerleştirilen 4 adet hoparlör bulunduğu ve şarkılarının umuma arz edildiği vurgulandı.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun, "Umuma açık mahallerde eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların kullanılması ve/veya iletilmesine ilişkin esaslar"a ilişkin 41. maddesi kapsamında bunun izin alındığına ilişkin belge ibraz edilmediği de kararda yer aldı.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de Ekim 2017'de yerel mahkemenin kararını, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle onadı.
Güncelleme Tarihi: 06 Şubat 2018, 11:48