FETÖ’nün organize ettiği bu kanlı saldırı, şanlı Türk Milleti’nin güçlü iradesiyle bertaraf edilmiş, eli kanlı FETÖ militanları hain emellerine ulaşamamıştır.
15 Temmuz gecesi milletimiz, hiçbir bahanenin ardına gizlenmeden, yaşlı, genç, kadın, erkek demeden darbecilerin karşısına çıkmış ve canı pahasına vatanını müdafaa etmiştir.
15 Temmuz Zaferi, Demokrasinin Teminatıdır
Darbelerin ve seçilmiş hükümetleri devirmeye yönelik her türlü girişimin, ülkeye ne denli büyük zararlar verdiğini, uzun yıllar boyunca kapanmayan yaralara sebep olduğunu en iyi bilen, en acı şekilde tecrübe eden ülkelerden biri Türkiye’dir.
Türk Milleti’nin 15 Temmuz gecesi azmiyle, inancıyla, kanıyla kazandığı demokrasi zaferi, yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada demokrasinin yaşaması için bir teminattır. Tüm ülkelerin bu zafere sahip çıkması, hiçbir inanca ve ideolojiye sığmayan bu kumpasa karşı tavır alması ve lanetlemesi gerekmektedir.
Ancak darbe girişimi ve ertesi, bizlere, bu kumpasın yalnızca FETÖ ile sınırlı olmadığını, birçok bileşeni olduğunu da açıkça gösterdi. Öyle ki, Batı’nın, medya organları üzerinden ve siyasetçilerin söylemleriyle demokrasi ve insanlık sınavından geçemediklerine şahit olduk.
“Güçlü Türkiye’yi Hep Birlikte İnşa Edeceğiz”
Dünyanın en yaygın ve etkin STK’sı olan MÜSİAD, her zaman ve her koşulda milli iradeden yana olmuş, onu zedeleyecek her girişimin karşısında durmuştur.
15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından da tavrını net bir şekilde ortaya koyan MÜSİAD, hiç vakit kaybetmeden milletin ve devletin yanında yer aldığını açıklayarak, Türk Milleti’nin dik duruşunu, tüm dünyaya anlatmaya girişmiştir.
Gittiğimiz her ülkede, memleketimizin birçok noktasında, demokrasinin lüks değil, zaruri olduğunu ve milli irade karşısında yükselen her harekete karşı durmak gerektiğini anlattık.
Darbe girişiminin, Türkiye’yi toplumsal olarak bölme ve ekonomik açıdan zora sokarak birtakım mecburiyetlere yöneltme gayreti olduğu aşikârdır. Bu anlamda tehlikeyi görerek ülkesine sahip çıkan milletimiz, bu, dünyayı kendine hayran bırakan birlik ve beraberliğiyle geleceğe daha güçlü yürümektedir.
Adeta bir “2. Kurtuluş Savaşı” olan 15 Temmuz’un izlerini ortadan kaldırarak fakat bu hainliği toplumsal hafızamıza da kazıyarak, geleceğimizi kuracağız.
O kara gecede gördük ki, Türk Milleti, vatan söz konusu olduğunda hiçbir engeli tanımıyor, ezip geçiyor. Hedeflerimize, dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olma tasavvurumuza da bu kararlılıkla ilerleyeceğiz.
Yıllar içinde emekle, azimle çalışarak kazandığımız başarılarımızın birkaç terörist ve onların destekçileri aracılığıyla yerle bir olmasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz.
Bu vesileyle, 15 Temmuz’un ikinci yıldönümünde, Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı sürece minnetle anılacak olan 15 Temmuz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.