Türkiye bunu hak etmedi!
Gürsu Organize Sanayi Bölgesi (GÜSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Aydın, Türkiye'de 15 temmuz yaşanan olayları değerlendirirken, ülkenin bir daha böylesi antidemokratik girişimlerden uzak kalması gerektiğinin altını çizdi.
Gazeteci Necmi İnce tarafından hazırlanan ve Çay TV'de yayınlanan İnce Bakış programının bu haftaki konuğu Gürsu Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Aydın oldu. Programın ana konusu tabi ki ülke gündemini meşgul eden 15 Temmuz Hainlerin Darbe girişimi oldu. FETÖ tarafından gerçekleştirilmek istenen askeri darbe ve başarısızlıkla sonuçlanması hakkında görüşlerini bildiren GÜSAB Başkanı Aydın, Türkiye'de demokratik düzenin bozulmaması, milli iradenin yok sayılmaması için herkesin devletine ve milletine sahip çıkması gerektiğini vurguladı.
Necmi İnce: Darbe girişimi haberini duyunca ne yaptınız. Tepkiniz ne oldu?
Yunus Aydın: İş dünyası açısından demokratik ortam demokrasi çok önemli en kötü demokratik idarenin en iyi askeri idareden daha iyi olduğunu yaşayan biri olarak özellikle ben 12 Eylül 1980 yılında üniversite öğrencisi iken Beş buçuk ay tutuklanan o dönemki öğrencilerden biri olduğum için ihtilallerin ne olduğunu genç nesil çok bilmez. Ülkenin neler çektiğini çekeceğini özellikle bugünkü ortamda sanayici ve iş adamı arkadaşlarım o ilk duyumu aldığımda neler yaşadığımın şahidi olan biri olarak hem dünyaya taahhüt olarak üreteceği malı dünyaya satma uğraşıyla uğraşan iş adamının o anda yıkıldığını gördüğümüz gibi aynı şeyleri hissettik. Allah korusun milletimizden Allah razı olsun tepkisini ortaya koydular ve ülkemizi gerçekten bir ölüm ve sırat köprüsünün üzerinden geri çevirdiler. İnşallah bundan sonra ülkemizde bu tür olaylar olmaz. Bu tür olaylar ülkemize yakışmıyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti Dünyanın güziden ender ve son dönemlerde kalkınmada örnek gösterilen bir ülkeye bu tür olaylar hiç yakışmıyor. İnşallah bir daha bu tür olaylarla karşılaşmayız. Allah göstermesin.
N.İ: Bursa Sanayi Ticaret Odası'nın düzenlemiş olduğu güçlü demokrasi güçlü Türkiye programı vardı. Tüm STK’lar ortak bir açıklama yaptı. GÜSAB olarak sizde oradaydınız. Bursa ile ilgili bu adım neden atıldı? Bununla ilgili sizin görüşleriniz fikirleriniz nedir?
Y.A.: İş dünyası demokrasinin ne kadar iş dünyası için zaruri bir sistem rejim olduğunu bilen ve iş dünyası içinde çok mevcut oturmuş bir ekonomik bir sistemin rayında yürüyen bir ekonomik sistemin müdahalelerin bu ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini bilen biri olarak. Tabi ki iş dünyasındaki bütün sanayici arkadaşlarımız, tüccar, tacir arkadaşlarımızın tamamı bu işten rahatsız oldular. Dolayısıyla biz tepkilerini ortaya koymaları gerekiyordu. Bugünde bütün sivil toplum örgütleri iş dünyasındaki Siad'lar, organize sanayi bölgeleri, BTSO’nun organize ettiği bu ortak tepkide bir araya geldik. İş dünyası özellikle ülkemize döviz getiren ve ihracat yapan firmaların yöneticilerin oluşturduğu bir sosyal yapı, şimdi bu yapı dünyadaki gelişmelerin yakından izleyen insanların oluşturduğu, Mısır olayından örnek verilirken Türkiye cumhuriyeti demokratik kültür gelişimi orta doğudan ve diğer ülkelerden çok daha iyi durumda konumda, Türkiye cumhuriyetinde sokağa çıkan insanlar daha bilinçli orta doğudan daha akıllıca mantıklıca duygusal hareket etmeden hareket etiklerini hep beraber gördük. Onun için ben Türkiye de bundan sonra ihtilalların başarılı olacağını filan düşünmüyorum. Halk tepkisini ortaya koydu. Böyle bir şeye tenezzül edenler hüsranla sonuçlanacağını anlamıştır. Özellikle o akşam 12 eylülü yaşayan biri olarak hem çok üzüldüm ve o an yaşadığım şoku anlatamam yazık günah ülkemiz için ekonominin özellikle askeri ihtilalların ekonomiye ne kadar zarar vereceğinin bilinciyle kahrolmamak elde değil ama şu da var. Bu coğrafyada Türkiye cumhuriyeti komşu ülkelerin içerisinde demokrasiyi daha özümsemiş bir ülke diğer komşularımıza göre ama ve lakin şimdi askeri bir ihtilale bu mantıkla şu dönemde nasıl girişebilir. Akla hayale sığmayacak bir girişim ve bunun toplumumuzda gerçi şunu da itiraf edeyim hakikaten bu tehlikeden bahsedildiğinde biraz abartılıyor mu diye kendimde bazen düşündüğümde oluyordu. Ama gerçekten meclisin bombalanması bir ülkenin askeri nasıl kendi polisini bombalaya bilir, nasıl kendi vatandaşına silah sıkabilir, tankı nasıl sürebilir. Akla hayale sığmayacak şeyler ve inanın ülkemize yakışmıyor. Yazık bunu yapanlara yazık, şimdi bu ülkede hedefi olan insanlar devletin şimdi demokraside demokratik ortamlarla iktidara gelen buyursun mücadelesini yapsın. Artık çağamızda anti demokratik yollarla iktidara gelenler sonunda hüsran olacağını bir kere kafalarından çıkarmamaları lazım. Kesinlikle demokrasi bir fazilet rejimidir ve bunun kıymetini bilmemiz lazım seversin sevmezsin ama halkın tercih ettiğini halkın tercih ettiğini halkın teveccühünü gösterdiği insanlara saygı göstermek mecburiyetindesin bir daha ki seçime kadar kesinlikle bekleyip mücadelen varsa seçim ortamında demokratik şekilde çıkar mücadeleni verirsin. Bu tür olaylar hele birde bizim terör ortamının yaşandığı bu günümüzde ordumuza ihtiyacımız olduğu bir dönemde ordumuzu lekelemeleri de hiç hoş olmadı.
N.İ: Gürsu ismi ile başlayalım. Tabi Karadenizlisiniz Gürsu da Karadeniz’i andıran güzelliği var. Bir taraftan yeşili doğası havası hakikaten özel bir ilçe şirin bir ilçe Gürsu’yu tanıtır mısınız efendim.
Y.A: Gürsu 1 aylık çocukken buraya gelmişim. Ailem daha 1950’li yıllarda gelip yerleşmiş bir aile, şimdi Gürsu çocukluğumda derelerin aktığı yemyeşil taştan yeşilin, otun, ağacın çıktığı bir yerdi. Ama tabi bu arada da sanayileşme 1950’li yıllarda kurulan fabrikalar vardı. 1967 yılında kurumluyu meyve suyu fabrikaları vardı. Türkiye’nin en büyük meyve suyu fabrikaları yaklaşık 2000 yılına gelindiğinde de tarımı ile sanayisi barışık bir Gürsu’ya elde edildi. Çünkü Gürsu benim çocukluğumda sebze ve meyve ve özellikle Gürsu’nun bamyası ile meşhur bir beldeydi. O kadar tarımla sanayinin iç içe olduğu bir çocukluk dönemini geçirdikten sonra maalesef çevre faktörleri sanayici arkadaşların bazılarının duyarlı olmayışından ötürü sanayi ile tarımı barıştırabilmek için o dönemde organize sanayi bölgesi olma fikrini ortaya koyan kişiyim. 2001 yılında da Gürsu organize sanayi bölgesinin tüzel kişiliğini kazandık ondan sonra o güne 2001 yılında Gürsu organize sanayi bölge sınırları içerisinde 9 adet boyahane vardı. Yani boyahane deyince çevreyi kirletme ihtimali olan bir sektör olarak bakılıyordu. Tabi aynı yıllar da arıtma yeşil çevre arıtma tesisi kooperatifinin de kurulmasının öncülüğünü yaptık bu bapta çünkü organize sanayi bölgesi olunca yine Gürsu da biliyorsunuz. Yeşil çevre arıtma kooperatifinin kurulmasını sağladık. Şimdi 9 tane tekstil boya fabrikası vardı. Biz o günden bu güne 1 tane yeni boyahane kurulmadı. Yani biz orayı ıslah ettik. Organize sanayi bölgesi olarak sahip çıktık ve o alanı korumaya aldık. Çünkü bizim hemen yanı başımızda olan bölgeler şimdi biz daha sonra işte birleşmelerde olacak. Hiç fabrikaların olmadığı alanlarda şimdi onlarca 30 tane boyahane tekstil boyahanesi olan firmalar var. Fabrikaları olan bölgeler var. Bizim 9 adet ruhsatlı boyahanesi hatta birini yıktık daha sonra anlatacağım kentsel projesinden ötürü okulun dibinde boyahane vardı.
N.İ: Gürsu organize sanayi bölgesi kuruldu dediniz. Pekala o yıllarda kaç kişiydiniz şu anda kaç kişisiniz ve süreç içerisinde de neler yapıyorsunuz.
Y.A: Gürsu organize sanayi bölgesi kurulduğunda 65 firma vardı. Bugün 101 firma var. Alan komple aynı alan daha çok Gürsu organize sanayi bölgesinin ben normal çalışanı ilk kurulduğunda 3500 civarında bir çalışanı vardı. Başkan olduğumda 4750 civarında çalışanı vardı. Bugün 10 binlere geldik yani 9 bin civarında çalışanı olan bir bölge olduk.
N.İ: Ekonomik anlamda ne kadar faydası var?
Y.A: 350 Milyon dolar ihracat yapan 9 bin çalışanı olan bir organize sanayi bölgesiyiz. Tarımla barışık bir organize sanayi bölgesi olmanın çalışmalarını yapıyoruz. Her ne kadar eski 1960’lı 50’lili yıllarda kalan tekstil boyahaneleri olduğu için alt yapıyla ilgili biz tamamını organize sanayi bölgesinin alt yapı çalışmalarını bitirdik bizden önceki yönetim kurulu arkadaşlarımız bu konuda çalışmalara başlamıştı. Özellikle bunun tamamı bitirildi ama hızlı gelişme büyüme kapasite artırımından ötürü yeni büyüme ihtiyacı doğdu o büyüme ihtiyacı ile beraber Kestel 2 nolu sanayi bölgesi ile beraber bir birleşme mevzuat olarak bize intaak şeklinde oldu. Ama bir birleşme ile yeni bir organize sanayi bölgesi doğdu inşallah 1 Eylül itibarı ile Bursa Uludağ Organize bölgesini tanıyacak.
N.İ: Gürsu’daki ve Bursa’daki sanayicilerin sıkıntılarına gelelim.Yatırım ve diğer konularda önünüze çıkan engeller nelerdir?
Y.A: Ticarette aslında duygularla hareket ettiğimiz zaman bazen iyi niyetle yola çıktığımızda bakıyoruz ki olmuyor yanlışlar oluyor veya istismarlar oluyor. Şimdi çek kanunu ile alakalı bu düzenlemeler aslında iyi niyetle ortaya koyuldu hafif cezaları kaldırıldı. Ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemler yaşadı bu ülke insanlarımız borçlarını ödeyemedi ve borçlarını ödeyemeyen insanlar gitti hapislerde yattı. Çünkü bu insanlar iyi niyetle ticaretin içerisine girmiştiler. Ama ülkenin ekonomik şartları onları sıkıntılara sokmuşlar. Bu ülkemizin yönetimdeki olan sayın bakanlarımız başbakanımız o dönemlerde iyi niyetlerle bu çek düzenlemeleri yapıldı. Bizde o dönemde hoşumuza gitti. Ama sonra ki dönemlerde baktık ki ekonomideki veriler iyi dönüş iyi ama çek ödenmeme oranı artıyor burada bir art niyet söz konusu tabi ticarete de bazen devlette bazı nizamlar kanunu uygulamaları uygulanmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Ekonomide de bazı düzenlemeler şartların oluşturulmasının faydalı olacağını görüldüğü için bu uygulama özellikle çekle alakalı ödenmeme oranlarının aşağıya çekileceğini düşünüyorum. Tabi birde ticari itibarı açısından da bu önemli bir iş adamının bu tür cezalarla karılaşması itibar açısından da olumsuz etkileyeceği ile daha çek kullanımı daha düzenli ve dikkatli hale gelir.
N.İ.: GÜSAB olarak Gürsu için planlarınız var mı?
Gürsu Organize Sanayi Bölgesi kendi iktisadi şirketini kurup bölgemiz içindeki sanayicilerin taşın altına elini koydurarak, çünkü bütün bu sorunlarımızı aşıyor, hem belediyemizin sorunlarını, hem organize sanayi bölge sorunlarını aşarak şehrimize, ülkemize güzel bir proje kazandıracağız Gürsu halkı kazanacak, Şehrin doğu yakası kazanacak, Kestel halkı kazanacak ve Ülkemiz kazanacak. Uludağ Organize sanayi bölgesi bir yıl sonra gelecek sene bu vakitlerde Uludağ Organize sanayi bölgesinin seçimini yapacağız. İnşallah sanayici arkadaşlar teveccühünü gösterirseler aday olacağız.
N.İ: Sosyal proje anlamında çalışmalarınız oluyor mu?
Y.A: Şimdi Gürsu organize sanayi bölgesi olarak bugüne kadar yaptıklarımız konuşursak Gürsu'daki Gürsuspor'un her zaman yanında olduk. Ben birde Gürsuspor’da 12 yıl yöneticilik yaptım. Sporu seven biri olarak Gürsu’daki bütün okulların tamamının sorunlarını veya hizmet gereği okul idarecilerimizin müdürlerimizin bize talepte bulunduklarında karşılama sanayiciler olarak taşın altına elimizi koymayı denedik yaptık geri planda durmadık. Hemen hemen her hafta yönetimimizde ne yapabiliriz diye konuştuk. Talepleri karşılamaya çalıştık. Bundan sonrada inşallah aynı şeylere devam edeceğiz. Yine Gürsu ilçe kaymakamımızın bir projesi olan Gürsu’daki ve bizim organize sanayi bölgesinin içerisindeki okulların camilerin engellilerin rahat okulda eğitim, öğretim almaları veya ibadet yapabilmeleri için bunlara engelliler asansörü engelliler yürüme alanları yollarının da içerisine katılımcı bir BEBKA projesinin içerisinde katılımcı olduk. Oraya da ciddi bir katkıda bulunduk. Gürsu organize sanayi bölgesi derken Gürsu Belediyemizle Gürsu ile aynı şevk ve arzuyla halkımıza hizmet etmek istiyoruz. Ayrıca biz 35 öğrenciye burs veriyoruz. Bunların tamamı Gürsu’dan, burada ikamet eden ailelerin çocuklarına veriyoruz. Uludağ olarak inşallah gelecek yıl bu sefer Gürsu ve Kestel’deki çocuklarımıza burs vereceğiz sayımızı artıracağız. Bu burs verdiğimiz çocukların mezun olup gelip bize teşekkür edenler oldular medyada çıktılar. Bu insanları gördükçe hem duygulandık gururlandık tabi ki şevkimiz arttı. O gençlerin inşallah ülkemize vatanımıza milletimize hayırlı insanlar olarak yetişmelerini Allah nasip etsin. Ama öyle olduklarını görünce ayrıca gururlandık. Biz yalnızca kazandıklarımızı Gürsu organize sanayi bölgesi içerisinde Gürsu OSB kendi düzenlemelerini çünkü organize sanayi bölgelerinin bütçeleri biz Gürsu belediyesinin yaklaşık olarak bir aktif bütçesi 3 katı bir bütçeye sahip ne yapacak. Gürsu da sosyal aktivitelerin yatırımı özellikle hayrın açısından Gürsuların faydalanacağı hizmetleri sunacak okul yapacak bu tür hizmetler yapacak. Sağlık alanlarımız olacak inşallah halka yapılan hizmetlerin hakka yapılan hizmet olduğunu düşüncesiyle elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
N.İ: Son olarak neler söylemek istersiniz?
A.Y: İnşallah kentsel dönüşüm projemizin daire satma aşamasında sizleri bir daha rahatsız edeceğiz. Karadenizli hemşerilerimize ne kadar çok daire satarsak o kadar bizleri sevindirir.