Hasan ERDEM- Hasan Erdem 1983 yılında Gaziantep Nizip İmam Hatip Lisesi'nden mezun oldum. İlk ve orta öğrenimimi Nizip'te tamamladım ancak 1983 yılında imam hatip lisesini bitirdikten sonra Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni kazandım.1987 yılında ilahiyat fakültesini bitirdim.1985 yılında Selam Turizm şirketini açtım,şahsıma ait olan turizm şirketini açtım. 1992 yılında turizm-seyahat acentesi belgesini aldım 1992 yılından bugüne kadar turizm-seyahat acentesi sahibi olarak faaliyet gösteriyorum. 1999'dan 2007 yılına kadarda 8 yıl Güney Marmara Seyahat Acenteleri Birliği Başkanlığı yaptı,bir çok derneklerde halen yöneticilik yapıyorum,başkanlık yaptım şuan da Gaziantepliler Dernek Başkanıyım,Bursaspor kongre üyesiyim Bursaspor'da da bir dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım.Turizm sektöründe bir çok gerçekleşmesi gereken projeye önayak oldum Bursa için öncelikli olarak gerçekleşmesi amacına yönelik çalışmalar yaptık. Bir çok sivil toplum başkanlarını bir araya getirdik onlarla beraber birlikte hareket ederek turizm sektörüne hareketlilik kazandırdık ancak işletme olarak tabi seyahat acentesi işletmeliğimde var daha sonra 2010 yılında Wamtes Sosyal Tesisleri adı altında Çekirge Caddesi üzerinde bir kafe-restoran açtık yaklaşık 5 yıldır burayı işletiyoruz aynı zamanda inşaat sektöründe Sandem A.Ş adı altında bir restorasyon şirketim var.Bu şirketin çatısı altında inşaat ve emlak işi yapıyoruz.
Necmi İNCE- Turizm sektöründe Bursa'nın yeri sizce nerede?
Hasan ERDEM- Bursa tabi mevcut kaynakları bakımından turizm sektörü için önemli çok önemli kaynaklara sahip burası bunların içerisinde en önemli olanları Uludağ,meyve bahçeleri,denizi,yaylaları,şelaleleri,tarihi güzellikleri ve tarihi kimliği,sosyokültürel ve sosyodemografik yapısının etkisi var Türkiye içerisinde en önemli sosyoekonomik yapıya sahip olması sadece Türkiye'de değil Dünyada da güvenlik açısından en güvenilir şehirlerden birisi güvenli bir liman buda turizm sektöründe aranan şeyler tabi Bursa turizmi için hedef kitle belli o hedef kitlede buranın hem kültür turları amacıyla gelen insanlar hem doğa turizmi için gelen insanlara hitap edebilecek bir şehir tatil amaçlı doğa turizmi için gelen insanlar için biçilmiş bir kaftan hem de kültür turizmi için gelen insanlar için biçilmiş bir kaftan. Kültür amaçlı gelen turistler daha kısa kalıyorlar,tatil amaçlı gelen turistler daha uzun süreli geliyorlar ancak ulaşım bakımından çok büyük eksiklikleri olmuş şehrin bugüne kadar devlet ve de hükümet ciddi yatırımlar yapıyor eğer Gebze-İzmir Otobanı açılırsa,hızlı trende başlarsa,Yenişehir Havaalanı'da aktif hale gelirse Bursa'da varolan yerli-yabancı turist sayısı 750 bin ise 7 milyona çıkar yani %1000 artar Bursa ekonomisine önemli bir katma değer sağlar.
Necmi İNCE- Sağlık Turizminde Bursa ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hasan ERDEM- Sağlık turizminde Bursa'nın en önemli avantajlarından bir tanesi jeotermal kaynakları,jeotermal kaynakları biliyorsunuz ki bir çok hastalığa yani romatizma gibi,kireçlenme gibi,cilt rahatsızlıkları gibi hastalıklara iyi geliyor. Bursa'da Avrupa'nın en çok jeotermal yapısına sahip şehri yani en çok jeotermal yapıya sahip şehirdir Bursa. Bunlar daha önce yeraltındaydı İl-Özel İdaresi'nin,Bursa Valiliği'nin çalışmaları sayesinde gün yüzüne çıkarıldı artık ekonomik değerlere çevrilebilecek ve sağlık turizmi için hizmet verebilecek durumdalar Bursa'nın jeotermal açıdan bir avantajı var.Hastaneler yönünden de gelişmekte olan bir şehir yani tam teşekküllü hastanelere sahibiz bunlar hem devlet hastaneleri olsun,hem özel hastaneler olsun olumlu ilerlemeler kat ediyoruz.Mesela estetik alanında bazı önemli operasyonlar,kalp,by-pass ameliyatları gibi,organ nakli gibi çok ciddi anlamda gerçekleşen ameliyatlar ve tedavileri sorunsuz bir şekilde yapılıyor. Sadece tanıtım eksikliği var eğer gerekli tanıtımlar yapılırsa,özendirilirse,yurt dışında tanıtılırsa daha da gelişir. Biraz önce söylediğim gibi her şey eksiksiz yapılırsa turist sayısı 100 ise 1000 olur 100 bin ise 1 milyon olur.
Necmi İNCE- Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun Bursa'ya gelmesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hasan ERDEM- Sayın bakanımız tabi ki bir siyasetçi olmasının yanı sıra bir doktor bir akademisyen sağlık turizmi açısından bu bir avantaj ancak sadece devlet gücüyle sağlık turizmi ilerlemez,ivme kazanamaz devlet sadece teşvik eder,önayak olur ancak yatırımı özel teşebbüs yapar özel teşebbüs bu konuya ilgi duymazsa sayın valimizinde yapacağı bir şey yok.Sayın valimizin tam olarak bazı hastane yatırımları yapabilecek iş adamlarıyla konuşarak,onları teşvik ederek ilerlemesi gerek. Yurt dışındaki firmalarla akredite biçimde hareket ederek sağlık anlaşması yapması gerek yani bizim o ülkelerden hasta kabul etmemiz ve o ülkelere hastalarımızı rahat biçimde gönderebilmemiz gerek. Ödemelerin,harcamalarında o ülkelerin sağlık bakanlığı tarafından sağlanması gerek.Bunların teşviğinide sayın bakanımız yapacak.Özel teşebbüs zaten bu işlerde bir ışık görürse yatırımını esirgemez.
Necmi İNCE- Peki son olarak Hasan Erdem denilince nasıl anılmak istersiniz,okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir şey var mı?
Hasan ERDEM- Her iş adamının düşündüğü gibi bizde bu gökkubede hoş bir seda bırakmak istiyoruz adımız duyulduğunda güzel anılmak istiyoruz,iyi hatırlanmak istiyoruz.Ölümlü bir dünya yaşıyoruz sizden sonrada yaşayan akrabanız,eşiniz,dostunuz,çocuğunuz sizi iyilikle yad ederse en güzel miras bu olur bana göre bizlerde iyilikle yad edilmek istiyoruz ayrıca benim hayat felsefemde çok sevdiğim ve kendime ilke edindiğim bir şey var oda; Alman iş adamı Robert Bosch'un bir tüccar her şeyini kaybedebilir ama itibarını asla çünkü tüm maddi varlıkların kaybedilmesi tekrar kazanılamayacağı anlamına gelmez bir çok kez iflas eden iş adamları,tüccarlar tekrar para kazanmışlardır hatta eski güçlerinin üstüne dahi çıkmışlardır ancak itibar kaybedilince tekrar geri gelmeyen bir şey o yüzden itibarını kaybetmeyen bir tüccar her zaman para kazanabilir,her zaman iş yapabilir diye düşünüyorum bence itibarla kazanılan maddi varlık insana her zaman huzur ve zevk verir lezzeti farklı olur itibarsız kazanılan varlığın insana bir şeyler katacağına ve zevk vereceğine inanmıyorum.İnsanın varlığı ile yokluğu arasında bir fark olmalı bende hayatım boyunca yaşıyorsam çevrem tarafından varlığımın bir farklılığı olması bunun içinde insanın bir farklılık yaratması lazım aksi takdirde bir köşede kendi dünyanda kendi ekseninde geçirir hayatını bana göre bunun ölü olmaktan bir farkı yok.Hani derler ya kendisine bir faydası olmayan,başkasına bir faydası olmayan bir insan olmaktan her zaman imtina ediyor yani yaşam yani insanın yaşamasıyla yaşamaması arasında bir fark olmalı yani önemli olan aranan insan olmak.