Başta avukatlar olmak üzere siyasetçi, gazeteci ve öğrencilerin de içinde bulunduğu uzun tutukluluk sürelerinin yanında AK Parti hükümetinin yargıya müdahale iddialarını değerlendiren Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, Manşetx Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu. Demiröz,  “Her şeye hâkimiz kimse bize dokunamaz zannedilmesin” diyerek Hükümet’e gönderme yaptı.

‘YARGI İKTİDARA GÖRE…’
Türk yargı sisteminin içinde bulunduğu durumu 12 Eylül Askeri Darbesi dönemine benzeten Baro Başkanı Ekrem Demiröz, “Şu anki durum kabul edilmese de darbedir. O dönemki darbede de ilk önce yargı alanına müdahale edildi. Şimdikine bakıyoruz, müdahalenin en çoğu yine yargıya yapılıyor. Bazı hâkim ve savcıların hak ve hukukun gereklerine göre değil, iktidarın taleplerine göre davrandığı süreç başladı” ifadelerini kullandı.

"DARBECİLER CEZALANDIRILSIN"
Demokrasi anlayışlarının, AK Parti ile tamamen zıt olduğunu söyleyen Ekrem Demiröz, “Darbe yapanların cezalandırılmasını, AK Partililerden daha çok istiyorum. Ama yapılmamış darbelerle yapılmış darbeleri kıyaslıyorum. Yapılmış darbelerin üstüne bir yere kadar gidiliyor. 28 Şubat biraz kurcalanıyor. Ben şuna emin olmalıyım: Bu işi gerçekten yaptılar mı? Yapmadılar mı? Sorun budur” dedi.

 ‘GENERAL EŞLERİNİN YÜREKLERİ SIZLADI MI?’
Ekrem Demiröz, “12 Eylül Askeri Darbesi olduğu zaman darbecilerin elini sıkmayan tek örgüt Barolar Birliği’ydi. İBDA-C’li de olsa ben onun adil yargılanıp yargılanmadığına bakmak isterim. KCK ve Ergenekon davasına da gözlemci olarak gittik. Niçin gittik? Geçmişte yapılan haksızlıklara ses çıkarmayanlar şimdi kendi insanlarına ses çıkarmaya başladı. 12 Eylül döneminde general hanımlarının çoğunun eşleri yüzbaşı, teğmendi muhtemelen. Orada sağ olsun sol olsun… O çocuklara işkence edilirken acaba birinin yüreği sızlamış mıydı? O haksızlıklar için yüreklerinden bir şey geçmiş miydi? Şimdi bakın! Onun için, ‘Bağımsız savunma ve bağımsız yargı herkese bir gün lazım olur’ diyorum. Bakın şimdi onlara da lazım oldu. Yarın iktidara da lazım olabilir. ‘Biz her şeye hâkimiz, kimse bize dokunamaz’ diye zannetmesinler” açıklamasını yaptı.

‘BİLDİĞİMİZİ OKURUZ’
Demokrasiden uzak bir dönem yaşandığını da ileri süren Demiröz, “Çok gazeteci, avukat tutuklu… İfade özgürlüğünün savunma hakkının kendisi için tehdit edici boyutunu gördüklerinden demokratik olmadıkları için demokrasiye inanmadıkları için çaremiz yok. Eğer her tür muhalefete, her tür aksine konuşan insanlara bedel ödeterek bu ülkeyi yöneteceklerini zannediyorlarsa inanılmaz yanlış içindeler. Bu ülkeyi böyle yönetemezler. Sonumuz ne olursa olsun bildiğimizi okur bildiğimizin üstüne gideriz sonuna kadar” dedi.

‘BOĞAZLARINA BÜYÜK GELİRİZ’
AK Parti Hükümeti’ne yaptıkları eleştiriler nedeniyle tutuklanma korkusu yaşayıp yaşamadığı konusuna da açıklık getiren Demiröz, “Avukatlar büyük lokmadır. Hepsinin boğazına büyük gelir.  Biz korkmaya hakkı olmayan insanlarız. Korksak da doğru bildiğimiz yolda o mücadeleden vazgeçenlerden değiliz. Ancak endişemiz bize kızdıklarında Barolar Birliği ve baroların değişebileceği ihtimali kaygı veriyor bize” açıklamasını yaptı.

‘BEN DE TUTUKLANABİLİRİM’
Ekrem Demiröz, “Ben de tutuklanabilirim. Ama böyle bir olasılık var diye ne bunları söylemekten ne de inanmaktan vazgeçmem. Önemli olan, inandığın şeyleri söylemektir. Ben onlara oy vermedim. Ama beni oy veren gibi kabul etmesi lazım. Onları eleştirmem nedeniyle beni düşman bellememelerini istiyorum” ifadelerini kullandı.

‘BAŞBAKAN, HAKARET EDİYOR’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine yönelik açıklamalarını da eleştiren Baro Başkanı, “Hedef noktadayız. Gözümüzün içine bakarak hakaret ediyor konuşmalarında. Savunma mesleğini bu kadar yok sayan bir zihniyet! Siyaseti eleştiren herkes düşman ilan ediliyor. Kendilerine yapılan eleştiriyi saldırı ve düşmanlık sayan bir zihniyet, AK Parti iktidarının temel harcıdır” dedi.

‘BAKAN DALGA GEÇİYOR’
Suriye’de düşen uçakta şehit olan pilotun ailesi adına yaptığı suç duyurusunun ardından Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından meslektaşlarına yapılan suç duyurusunu da değerlendiren Ekrem Demiröz, “Gerekçe çok ilginç: psikolojik harekâtın parçası olmak ve savaş kışkırtıcılığı yapmak… Bir avukat dilekçe yazarken savaş kışkırtıcılığı nasıl yapar? Ben bunu Adalet Bakanı’na sordum! “Bu olayda soruşturma izni verecek misiniz meslektaşımıza? Ya da şikâyette bulunduğum kişinin iktidara yakın olup olmadığına mı bakmalıyım?” dedim. Döndü, bana dalga geçer gibi teşekkür etti. Yanıt verecek sandım. Vermedi” dedi. Hükümet ile Gülen Cemaati arasındaki gerginlik iddiasını da değerlendiren Demiröz, “Sokrates’in sözü var. Der ki, “İyi ile iyi kavga etmez. İyi ile iyi, iyi geçinir. İyi ile kötü kavga eder. Ama kötüyle kötü mutlaka kavga eder. Bazen iyilerin tek şansı, kötülerin arasındaki kavgadır” açıklamasını yaptı.