İSTANBUL (AA) - İngiliz basınına açıklamalarda bulunan Mesut Özil, kulüpten ayrılmak isteyip istemediği sorusuna, "2021 yazına kadar sözleşmem var. Kontratım bitene kadar buradayım." yanıtını verdi.
Londra ekibine 2013'te katılan ve 2018 yılında sözleşmesini uzatan yıldız oyuncu, "Yeni anlaşmayı imzaladığımda çok dikkatli düşündüm. Futbol kariyerimdeki en önemli kararlardan biriydi. Burada 1-2 yıl kalmak için değil, geleceğimi Arsenal'e teslim etmek için sözleşme imzaladım. Kulüp de aynı şeyi istedi." açıklamasında bulundu.
Mesut, zor bir süreçten geçtiğini ancak bunu tersine çevireceğini vurguladı.
Arsenal forması giydiği için gurur duyduğunu dile getiren 31 yaşındaki oyuncu, "Burada çok mutluyum. İnsanlar sokakta benle konuştuğu zaman, 'Burası benim evim. Hiçbir yere gitmiyorum.' diyorum." şeklinde konuştu.
"Kendimi korunmasız hissettim"İlkay Gündoğan ve Cenk Tosun'la birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Londra'da çektirdikleri fotoğraf sonrası maruz kaldığı ırkçılığa değinen Mesut Özil, şunları söyledi:
"Kendisi Türkiye'nin mevcut Cumhurbaşkanı. İsim önemli olmaksızın o makama saygı gösteriyorum. Almanya'da doğup büyüdüm ama benim geçmişim Türkiye'den geliyor. Eğer Angela Merkel Londra'da olsaydı ve benimle görüşmek isteseydi, tabii ki onunla da bir araya gelirdim. Bu sadece ülkelerin en yüksek makamlarına duyduğum saygıyı gösterir. Fotoğraftan sonra korunmasız hissettim. Her gün ırkçı saldırılara maruz kalıyordum. Bu saldırıları yapanlar içinde politikacılar ve ünlü kişiler de vardı. Fakat milli takımdan hiçbir görevli çıkıp, 'Yeter artık! Bu bizim oyuncumuz, ona bu şekilde hakaret edemezsiniz.' demedi. Herkes sustu ve yaşadıklarıma göz yumdu."
Fotoğraftan önce de birçok saldırıya maruz kaldığını söyleyen Mesut Özil, "Almanya'da ırkçılık genel bir problem. Geçen hafta Halle'de olanlara bakın, bir başka antisemitik saldırı. Almanya'da ırkçılık maalesef artık sadece bir sağ problemi değil. Irkçılık bütün toplumun sorunu haline geldi." değerlendirmesinde bulundu.
Almanya'nın Saksonya-Anhalt eyaletinin Halle kentinde bir sinagog ve dönerci önünde düzenlenen silahlı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetmişti. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, olayın "Yahudi düşmanı bir saldırı" olduğunu varsaydıklarını bildirmişti.