EDİRNE (AA) - Kırkpınar'ın ilk akıncı pehlivanları yenişemeden can verdiği için "bitmeyen güreşin efsanesi" olarak anılan Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 658 yıllık vefa ve hürmet dolu bir organizasyonla gerçekleştirildi.
Kırkpınar'da bu yıl 2 bin 382 pehlivan mücadele etti. Burdur'dan Çanakkale'ye, Antalya'dan Tokat'a, Samsun'dan Ordu'ya yurdun dört bir yanında kar yerden kalktıktan kar yağıncaya kadar yüzlerce yağlı güreş organizasyonu yapılsa da "kulağı kırılan" her pehlivan gözünü Kırkpınar'a çeviriyor.
Kırkpınar hayaliyle yağlanan pehlivanların bu azmi efsanenin her yıl büyümesine neden oluyor. 667 yıllık Antalya Elmalı Güreşleri'nin daha eski olmasına rağmen Kırkpınar'ın havası bir başka.
Edirne Valisi Ekrem Canalp'in "Galibi belli olmayan bir güreşte can veren iki akıncıya vefa olarak doğan ve 658 yıldır devam eden tarihi güreşlerin, asırlardır süregelen gelenekleri, geleceğe taşınan değerleri ve ritüelleri, Kırkpınar efsanesini yaşatmaya devam etmektedir." dediği gibi güreşirken can veren iki kardeşe hürmeten her yıl büyüyen efsaneye ev sahipliği yapan Edirneli'de Kırkpınar günlerini "Edirne'nin düğünü" olarak niteleyerek verdiği değeri ortaya koyuyor.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın "Savaşta, barışta, iyi ve kötü günde kesintiye uğramadan ve Türk milleti var oldukça devam edecek." dediği Kırkpınar, bu kültürün dolu dolu yaşandığı Edirne'de geleceğe daha coşkulu bir şekilde taşınmaya devam edecek.
Edirne'de Antalya havasıCuma günü başlayan organizasyonlar için günler öncesi kapatılan otellerdeki hareketlilik, esnafın hazırlığı aslında bir düğün heyacanından da farklı değildi.
Organizasyonun başladığı 5 Temmuz Cuma günü, izlemeye gelenler, güreşçiler, taraftarlar ve antrenörler Edirne'de "Kırkpınar havası" estirmeye başladı. Ciğerciler, köfteciler, tatlıcılar, çay ocakları, parklar ve bahçeler adeta tahminlerin, analizlerin yapıldığı yerler oldu.
Antalya'nın ağırlığını fazlasıyla hissettirdiği yağlı güreş kültüründe destek verilen pehlivanların fotoğraflarının yapıştırıldığı "07" plakalı otomobiller, güreş ağalarının isimlerini taşıyan kırmızı plakalı cipler, kentte Kırkpınar'ın yaklaştığının habercisi olarak dikkati çekti.
Edirne'nin ev sahipliği yapma onur ve gururu, misafirperverlikte hata yapmamak adına telaşı, büyük organizasyonun tatlı heyecanı olarak kente de yansıdı.
Çay ocaklarında, ciğercilerde, lokantalarda, lobilerde, parklarda, bahçelerde otellerin yanı sıra park bahçelerin dolduğu Edirne'de gündem "başpehlivanın kim olacağı" üzerine kurulan sohbetlerdi. Otellere parası yetmese de gönlü zengin güreş sevdalıları, gönlü sığmasada kafasını sokacağı çadırı çarşı merkezin her köşesine kurdu. Yüzlerce güreş tutkunu bir efsanenin peşinde Edirne'nin bağrını yastık yaptı.
Organizasyonda en çok izleyici Antalya'dan geldi. Şehirdeki Antalya rüzgarı er meydanında da esti.
Tüm boylara bakıldığında çoğu pehlivan Antalya adına güreşirken, Antalya ağırlığı finale de yansıdı. Finalde Ali Gürbüz, Orhan Okulu'ya karşı güreşti, kazanan Antalya oldu.
Ev sahibi Edirne için sonuçlar iç açıcı değilAsırlardır "efsaneye ev sahipliği" yapan Edirne, güreşlerde istediği başarıyı elde edemiyor. Son organizasyondaki güreşilen 13 boyda dereceye giren 52 güreşçinin arasında deste ve küçük orta büyük boyda 2 pehlivan yer aldı.
Bir başpehlivanı olmadığı için Trakya Birlik Spor Kulübünce İsmail Koç'un transfer edildiği Edirne'de pehlivan yetiştirilmesine ağırlık verilecek.
Her kurumun bir pehlivan yetiştirmesi, o pehlivana hamilik yapılması projesiyle kısa sürede Edirne, ev sahipliğinde olduğu gibi er meydanında da söz sahibi olabilir.
"Güreş gibi güreş" dedirttilerPür dikkat başpehlivan güreşlerine odaklanırken aslında alt boylarda muhteşem güreşler gözden kaçıyor. Kaybetme lüksü daha az başpehlivanların çoğu altın puana sakladığı güreşi normal sürede seyir zevki vermiyor. 40 dakika pasif güreşen başpehlivanların altın puanla zafere koşmak adına risk almadığı güreşlerin yanında alt boylarda riski bonkörce alan pehlivanlar, çayırda çok efsane yenişlere imza atıyor.
Bu güreşlerden birisi de uzun yıllardır er meydanında bu uzunlukta güreşin olmadığı güreş başaltı boyundaki Balıkesirli Emirhan Ergin ile Bursalı Yalçın Üncül arasındaki güreşte yaşandı. 2 buçuk saat süren, seyircinin çayıra inip buradan çember oluşturarak izlediği güreş günlerce güreşen Kel Aliço, Kurtdereli, Geçkinlili Yusuf, Çömlekköylü Emin'i hatırlattı. Bu güreşlerle kıyasla baş güreşlerinde "müthiş güreş çıktı" denilecek bir güreş izlenmedi.
"Zor oyunu bozar"Baş güreşlerinin neredeyse çok azında insanlar hop oturup hop kalktı.
Final güreşi daha ilk 40 dakikası bir iki atak dışında kimseyi heyecanlandırmadı. Orhan Okulu'nun sinir harbini kaybedip oyuna kalktığında zorlanan Ali Gürbüz, "Zor oyunu bozar" diyerek oyuna kendi oyunu ile karşılık verdi ve 1988'de babasının ilk kez evlerine getirdiği daha sonrada kendisinin 2011 ve 2012 yıllarında iki kez aldığı altın kemeri yine kazandı.
Yürek kabartan karşılamaModern çağın yok ettiği geleneklerden birisi de "pehlivan hamam geleneği" olsa da bu geleneği bazı pehlivanlar sürdürüyor. Yağdan arınmanın hamamdan başka çaresi olmadığı yıllarda ortaya çıkan gelenek şofbenlerin çıkmasıyla çoğu zaman sekteye uğrasa da son yıllarda pehlivanlarca yerine getiriliyor.
Ali Gürbüz de bu geleneği yerine getirmek için Sarayiçi'nden çarşıya kadar kimi zaman fayton kimi zaman da yürüyüp "hatrı büyük" hamama gitti.
Binlerce Edirnelinin hamam yolunda koridor oluşturduğu görüntü ev sahibi Edirne'nin yağlı güreşe verdiği önemi de gösterdi. Pehlivanın doping testi nedeniyle başpehlivan olması sonrası 2 saat sonra gelebildiği çarşıda bu sürede başpehlivanını bekleyen Edirnelililerin vefası belki de yağlı güreş denince neden bu şehrin, Kırkpınar'ın akıllara geldiğinin de bir yanıtıdır.
Edirne, 658'incisi gururla tamamlanan organizasyonun 659'uncusuna hazırlanmaya başladı. Bu yıl ajandaya er meydanındaki Edirneli pehlivan sayısının artırılmasının da not edileceği hazırlıklar bir yıl boyunca sürecek. Ali ile Selim kardeşlerin güreşirken can verdiği Kırkpınar, efsane olarak akmaya bu toprakları sulamaya devam edecek.
Muhabir: Salih Baran