İnsan var olduğu sürece seçim yapmak zorundadır.
Anne babanı ve haktan gelen ebedi yazılmış kader hariç, hayattaki her şeyimizi kendimiz seçeriz. Mevla
'biz insana eğri ve doğru iki yol bıraktık' der. Seçimlerimiz bizim kaliteli yaşamımızı belirler. Türkiye yeni yol
haritasını çizeceği bir seçime girmektedir. Ama nedense bu seçim bizden çok Avrupa ve dünya
gündeminde önemli yer buldu. Fransız gazetesi ‘Avrupa’nın kader secimi’ diyecek kadar bu seçimi
önemsedi. Oysa bu coğrafyada olan bir seçim nasıl Avrupa’nın kaderi olabiliyordu. Derinlere indikçe olayın
tarihten tutun, şu anki ekonomik ve sosyolojik kadar bir çok noktaya dayandığına şahit oldum. Zihin
haritamdaki bulduğum cevapları, sizlere başka bir köşe yazımda değineceğim. Şimdi bu seçimin önemini
ve derinlerindeki sinsi planlarını sizlere anlatmaya çalışalım. Vereceğimiz karar, ya önceden ülkenin
anahtarını bize verin, ya da biz zorla almasını biliriz diyen iki gücün üzerimizdeki baskısıyla olacak. Bir çok
kez acımasız olduklarını bize gösterdiler. Sadece devletlerin anlayacağı masajlardı bunlar. Ortadoğu’daki
planlarıyla uyuşmayan bir Türkiye politikası istemiyorlar. Küreselci aklın dünya üzerindeki para fonu onları
şımartıp ,kendilerince insanlığı yok etme hakkı verebiliyor malesef.
Göçler, iklim değişikliği, virüs ve hastalıklar ve son depremler, onların nasıl bir kendini firavuni zihniyetle
ilerlediğini göstermektedir. Türkiye iki başlı bir ejderhayla mücadele etmektedir. Yunanistan’ı bize karşı
silahlandıran pentagon ile, paranın sahipleri küreselcilerle ayrı mücadele etmektedir. Çünkü iki taraf şunu
anladı ki yaptıkları her planı bozan bir ülke var. Libya'dan tuttun Zengezur koridoruna, Suriye’den,
Balkanlara dengeleri bozan bir Türkiye istemiyorlar.
Türkiye son zamanlarda gelişmiş ülkelerde birinci, dünyada 6. sırada büyük bir enflasyona sahip oldu
malesef. Bunun başlıca nedeni, içeride oynanan gıda ve her türlü üründe manipülasyondur. Bunun için
rahatlıkla parayla adam bulabiliyorlar. Bu işler için ciddi bir sermaye ayırdılar ve netice aldılar. Elinde
bulunan dolar kozunu çok iyi kullandılar. Yine de yıkamadılar. Biz devlet olarak her yıkılmayışımız bize daha
da cesaret verdi. Hedeflerimizi daha büyük tuttuk.
Karadeniz gazı, Akdeniz’deki haklarımızdan vazgeçmemizi istiyorlar. Yapacağımız ilk nükleer santrallerden
vazgeçmemizi istiyorlar. Yerli oto, yerli silah sanayiden tutun, Türk birliği teşkilatından vaz geçmemizi
istiyorlar. Bir kez daha devi zindanına sokarlar ise zincirlerimizi çift vuracaklar.
Uyanık olalım...