Türk Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Uyar, “Ülkemizde bugün için mevcut olan yoğun bakım ünitesi ve hizmet verilen hasta yatağı sayıları birçok gelişmiş Avrupa ülkesinin üzerindedir. Ancak buna rağmen özellikle büyük şehirlerimizde uygun hasta yatağı bulunamamasının çeşitli nedenleri vardır. Yoğun bakım tedavisi tamamlanarak uzun dönem bakım hastasına dönüşen hastalarımız, yoğun bakım tedavisine ihtiyacı olmayan ya da tedaviden yararlanamayacak düzeyde son dönem bakım hastası haline gelmiş ve yaşam sonu bakımına ihtiyaç duyan hastalarımız, evde sağlık hizmeti ya da palyatif bakımlarda sağlık hizmeti alması gereken hastalarımızın yoğun bakım yataklarında olması en önemli nedenler arasında sayılabilir” dedi.
Prof. Dr. Uyar, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı değerlendirmelerde yaklaşık yüzde 20 civarında yoğun bakım hastasının seviyesine uygun olmayan ünitelerde yatışı, yaklaşık yüzde 15 civarında da palyatif bakım hastasının bulunduğu, yani yüzde 35 civarında uygun olmayan hasta yatışı olduğu tespitinin yapıldığını vurguladı.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Nurullah Okumuş ise ‘Akılcı Yoğun Bakım Kullanımı’nın çok yeni bir kavram olduğunu belirterek, “İhtiyacımızın iki katı yenidoğan yoğun bakım yatağımız var. Yoğun bakım yataklarımızın ve uzman sayımızın yeterli olmasına rağmen zaman zaman hala ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için öldü’, ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için sevk edildi’ gibi haberlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yeterli yatak var, dünyanın en gelişmiş teknolojileri var, eğitimli uzman ve personel sayısı yeterli ve buna rağmen yetersizlik durumuyla karşı karşıya kalmamız yoğun bakımları akılcı kullanamayışımızın bir sonucu. Bazı hastalar aylarca, yıllarca yoğun bakımda yatar. Prematüre bir bebek gelir ve bir yaşına kadar yoğun bakım ünitesinde kalır. Gereksiz yatışlar, endikasyonsuz yatışlar, uzun süreli yatışlar ve araya giren enfeksiyonlar gibi durumların artık engellenmesi gerekiyor. Bakanlık olarak, yoğun bakımlarda nicelliği en üst seviyeye getirdik. Sağlık Bakanlığı olarak, yoğun bakımların akılcı kullanımı girişiminin sonuna kadar destekçisiyiz. Yoğun bakım bir tedavi yönetimidir ve tedavisi biten hastanın yoğun bakımda tutulması hastaya zarar verir. Yoğun bakıma yatacak olan hastanın yoğun bakım yatışına o servisin hekimi karar vermelidir ve bu konuda hasta yakınları ısrarcı olmamalıdır. Yoğun bakıma yatacak, çıkacak ve tedavisi bitmiş hastanın kararını hekim vermelidir. Evde bakım hizmetlerimiz o kadar gelişti ki, ev tipi ventilatörle evde sağlık hizmetinden faydalanabilecek hastaların gerçek yoğun bakım hastalarını sıkıntıya düşürdüğü durumlar söz konusu olabiliyor. Yoğun bakım tedavisinden sonuç alamayacak durumda olan hastaların ve son dönem bakım hastası olan hastaların yoğun bakımlarda tutulması sadece hekimlerin değil ailelerinde sorumluluğundadır. Bu tek taraflı bir olay değil, çok yönü bir farkındalık gerektiriyor. Yoğun bakımlar bakım evi hizmeti veren üniteler değildir, bunun altını özellikle çizmek istiyoruz” dedi.
Türkiye'de yaklaşık 22 bin erişkin, 12 bin yeni doğan ve bin 500 çocuk yoğun bakım yatağı olmak üzere toplamda 35 bin yoğun bakım yatağı bulunuyor. Erişkin yoğun bakım uzman sayısı yaklaşık 200, çocuk yoğun bakım uzmanı yaklaşık 40 ve yenidoğan yoğun bakım uzmanı yaklaşık 300.
Yoğun bakımların büyük çoğunluğu Anestezi ve Reanimasyon uzmanları tarafından yönetiliyor. Türkiye'de her 10 bin kişiye 2,25 yoğun bakım yatağı düşüyor. Bu noktada ABD ve OECD’nin Avrupa bölgesi ülkeleriyle kıyaslandığında her 10 bin kişiye düşen yatak sayısı: ABD’de eyaletler arası büyük farklıklar olmakla birlikte; 1-4, İsviçre, Fransa, Hollanda ve İspanya; 0,8 - 0,9, Belçika; 2,2, Almanya, 2,5 olarak öne çıkıyor.
Güncelleme Tarihi: 21 Ekim 2017, 21:09