Ara öğünü atlamayın, dengeli beslenin
Kan şekerini ideal seviyede tutabilmek için dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, sağlıklı beslenmek olmalı. Düzenli ve dengeli bir beslenme programı oluşturarak kan şekeri dengesizliğine bağlı olarak gelişen sürekli açlık hissetme, yorgunluk, baş dönmesi ve bulanık görme gibi olumsuz etkileri ortadan kaldırmak mümkün olabiliyor. Kan şekeri düzeyinin ideal seviyede kalması için 3 ana ve 2 veya 3 ara öğün şeklinde beslenmeye özen gösterin. Ayrıca glisemik indeksi yüksek olan meyveler, tatlılar ve hamur işleri gibi besinlerden de uzak durmalısınız. Kilo alımı ve tansiyon yükselmesi gibi sorunlara neden olabildiği için ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmanız da çok önemli.
Susuzluğunuzu meyve suyu ile gidermeyin
Yaz aylarında su tüketimini artırmak diyabetliler için çok önemli. Çünkü sıvı kaybı diyabet hastalarında kan şekerinin yükselmesine, hatta böbrek yetmezliğine davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle, aşırı terleme sonucu alt üst olabilen elektrolit dengesinin sağlanması için sıvı tüketimini mutlaka artırmalısınız. Ancak sıcak havalarda hem serinlemek hem de sıvı ihtiyacımızı karşılamak için genellikle soğuk meyve suları ve gazlı içecekler tüketmek gibi önemli bir hataya düşüyoruz. Bazen de tercihimizi çay ve kahveden yana kullanıyoruz. Meyve suları ve gazlı içecekler kan şekerinin oynamasına neden olurken, kafein içeren çay ve kahve de vücuttan daha fazla sıvı kaybına yol açabiliyor. Unutmayın ki hiçbir sıvı suyun yerine geçmiyor. Dolayısıyla yaz mevsiminde 2.5 litre su içmeyi asla ihmal etmeyin.
Yaz meyvelerine dikkat edin!
Glisemik indeksi yüksek besinler kan şekerini hızla yükselttikleri için bu tür besinleri tüketmekten kaçının. Karpuz, kavun, üzüm, çilek ve incir gibi yaz meyveleri de yüksek glisemik indeksine sahipler. Dolayısıyla bu tür meyveleri 1 küçük porsiyon şeklinde (glisemik indeksi ve kalorisi ayarlanarak) tüketmelisiniz. Yüksek glisemik indeksli meyvenin yanında süt ürünü tüketmek glisemik indeksini düşürüyor. Ayrıca meyvelerde tarçın kullanımı da kan şekerini dengeleyici etkiye sahip oluyor.
Seyahate çıkmadan önce doktorunuzu arayın
Diyabet seyahate engel bir durum değil. Ancak, yemek düzenindeki değişiklikler, fiziksel aktivitenin artışı ve medikal tedavide rutin uygulamanın dışına çıkma gerekliliği seyahatte kan şekeri düzeyini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Özlem Çelik seyahate çıkarken dikkat etmeniz gereken noktaları şöyle anlatıyor: “Seyahate çıkarken yanınıza yeterli miktarda şekersiz sıvı ve su almalı, çantanızda özellikle hipoglisemi halinde kullanmak üzere meyve suyu, kesme şeker veya glukoz tabletleri ya da bisküvi bulundurmalısınız. Özellikle uçakla yapacağınız seyahat öncesinde, seyahat planınızı (kalkış saati, yolculuk süresi, yemek saati, sunulan yemekler ve varış saati) öğrenerek hekiminizi bilgilendirmeli ve neler yapmanız gerektiğini öğrenmelisiniz”
Bu saatlerde güneşe çıkmayın
Güneş çarpması sağlıklı kişileri bile tehdit ederken diyabet hastalarında kalp krizi ve beyin kanaması gibi ciddi problemlere yol açabiliyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Özlem Çelik bu nedenle güneşin zararlı ultraviyole ışınlarının yeryüzüne dik geldiği 11.00 – 16.00 saatleri arasında sokağa çıkmamanız gerektiği uyarısında bulunarak şunları söylüyor: “Sokağa mutlaka çıkmanız gerekiyorsa mümkün olduğunca gölgede kalmaya ve başınızı şapkayla korumaya özen gösterin. Yüzünüzü, kollarınızı ve ellerinizi sık sık soğuk suyla serinletmenizde de fayda var. Sabah erken saatlerde veya akşamüstü güneş ışınlarının eğik geldiği zamanlarda güneşlenin ve bunu 20-30 dakika gibi süreyle kısıtlamaya dikkat edin”
Ayaklarınızı bol bol nemlendirin
Ayak cildinde kuruluk ve çatlaklar, nasır, mantar, tırnaklarda kalınlaşma ve şekil değişimi gibi problemler yaşamamak için ayak bakımınızı ihmal etmemeniz çok önemli. Ayağınızı her zaman temiz ve nemli tutun. Bunun için her gün mutlaka duş alın ve ardından ayağınızı cildinize uygun bir ürünle nemlendirin. Ayak tırnaklarınızı yuvarlak değil, düz kesmeye özen gösterin. Ayaklarınızı, özellikle de parmak arası ve tabanını kontrol edin ve herhangi bir renk değişikliği veya yara oluşumu olup olmadığını gözlemleyin.
Parmak arası terlik giymeyin
Diyabet hastalarında ayak ve cilt bakımı ayrı bir önem taşıyor. Bunun nedeni ise yaz aylarında ayakların sık travmaya maruz kalması ve ciddi enfeksiyonlar gelişebilmesi. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Özlem Çelik yaz mevsiminde dar ayakkabı ve parmak arası terlik giymemeniz gerektiğini vurgulayarak, “Çünkü minik bir çizik bile en ufak bir darbeyle iyileşmesi güç olan bir yaraya dönüşebiliyor, uzun vadede diyabetik yara enfeksiyonları ve uzuv kaybı gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Yine aynı nedenle kumsalda, denizde veya taşlı arazilerde çıplak ayakla dolaşmamaya özen gösterin” diyor.
Spor şart, ancak…
Egzersiz ve spor hayatınızın mutlaka bir parçası olmalı. Bunun nedeni ise düzenli egzersizin hem kilo vermenize katkı sağlaması, hem de insülin direncini ortadan kaldırması. Gün içinde yapacağınız 40-50 dakikalık yürüyüş en çok önerilen egzersiz türü. Ayrıca yazın bol bol yüzebilir, bahçenizle ilgilenebilirsiniz. Ancak bunlar için akşam saatlerini tercih etmeli, güneş altında kesinlikle bulunmamalısınız.
Rutin kontrollerinizi mutlaka yaptırın
Sıcak hava, güneş ve tatilin rehavetine kapılıp rutin kontrollerinizi asla ihmal etmeyin. Çünkü diyabet yaz mevsiminde böbrek yetmezliğinden tansiyon problemi ve kalp krizine dek birçok hastalığı tetikleyebiliyor. Düzenli yapılan endokrinolojik, kardiyolojik ve göz muayeneleri ile EKG gibi kardiyolojik ve ihtiyacınıza göre belirlenen laboratuvar tetkikleri sayesinde hem ilerde gelişecek olan komplikasyonlar önlenebiliyor, hem de erken evre tespit edilen böbrek yetersizliği geri döndürebiliyor. Bu nedenle kullanılan insülin ve ağızdan ilaç kullanımı, takip edilen kan şekeri durumunun hedefte olup olmamasına göre, hekiminizin belirlediği 3-6 aylık aralarla kontrollerinize mutlaka devam edin.
İlaçlarınızı serin ortamda saklayın
İnsülin kullanan hastalarda sıcaklar büyük bir önem taşıyor. Çünkü insülin enjeksiyonu yapıldığında eğer hava çok sıcaksa ciltteki damarlar genişleyeceği için insülin çok daha kolay emiliyor. Bu nedenle soğuk havalara göre daha güçlü bir etki görüleceği için yazın insülin dozunu azaltmanız gerekebiliyor. Bunun için doktorunuzla mutlaka iletişim halinde olmalısınız. Ayrıca aşırı sıcakta dışarda bıraktığınız insülin kalemleri bozulabiliyor, etkinliğini kaybedebiliyor. Bu yüzden insülin kalemlerini kullanmadığınız sürelerde buzdolabının yumurta bölümünde ya da en azından 25 derece altı ortamlarda saklamaya özen gösterin.
Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2018, 09:58