Dr.Önder Akkaya , insülinin; kas, yağ ve karaciğer gibi kan şekerini kullanan dokulara şekerin alınması ve kullanılmasını sağlayan, pankreastan salınan bir hormon olduğunu söyledi.
Dokularda insülin direnci varsa şekerin dokulara alınıp, kullanılması, yakılması zor olur olduğunu belirten Dr. Akkaya “Bu durum daha çok insülin salınmasına yol açar. Pankreas daha çok insülin salarak şekerin dokular tarafından kullanılması yoğun çaba sarf eder” dedi. Aşırı salınan insülin; açlık hissine, daha çok yeme ve atıştırmaya neden olarak bir kısır döngü oluşturduğuna işaret eden Dr.Önder Akkaya “Bu durum hem insülin rezervini azaltır hem de kanda dolaşan aşırı insülin miktarı obezite, hipertansiyon, ateroskleroz gibi kronik hastalıkların oluşması için uygun bir ortam hazırlar” diye konuştu.
Hastalığın belirtileri hakkında bilgiler veren Dr.Akkaya hastalığın çabuk acıkma, geç doyma, yemeklerden 2-3 saat sonra tekrar oluşan acıkma hissi, elde ve ayakta titreme gibi belirtilerinin olduğunu söyledi.
İnsülin direnci yüksekliğinin, başka hastalıkları tetiklediğine de dikkat çeken Dr. Önder Akkaya insülin direnci, obezite ile kanser arasında ilişki saptanan çok sayıda çalışmanın olduğunu dile getirdi.
Yemek borusu, Kalın bağırsak, Safra yolları, Pankreas, Meme, Rahim, Yumurtalık, Prostat, Böbrek, Mesane, Tiroid ve Lenf kanseri riskini artırdığı yapılan birçok bilimsel çalışmada gözlemlenmiştir. Ayrıca insülin direnci, şeker hastalığı, inme, kalp damar hastalıkları, ateroskleroz, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, lipid yükseklikleri, polikistik over hastalığı ve infertilite gibi birçok hastalık için suçludur. Alzheimer (bunama) ile insülin direnci arasında bağ olduğu da saptanmıştır.
Dr.Önder Akkaya genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme gibi nedenlerin insülin direncini tetiklediğini de sözlerine ekledi.
Güncelleme Tarihi: 26 Şubat 2017, 20:58