Samsun’dan yola çıkarak Türkiye’nin en büyük tedavi ve rehabilitasyon merkezi olan Romatem, firmasının ‘Amiral Gemisi’ olarak nitelendirdiği Bursa Hastanesi’ni hayata geçirdi. Görkemli bir açılış ile Sıcaksu mevkiinde başta Bursa olmak üzere bölge illere de hizmet veren Romatem’in İcra Kurulu üyesi Uzman Doktor Ertunga Öney, siz değerli okurlarımız için Romatem hakkında merak edilen soruları yanıtladı. Bütün sorulara içtenlikle yanıtlayan Öney, Romatem olarak amaçlarının sadece para kazanmak olmadığını belirterek bulundukları kent olan Bursa’ya katma değer katmak içinde geldiklerinin altını çizdi. Gazeteci Necmi İnce bu keyifli söyleşiyi sizler için gerçekleştirdi…
Necmi İnce: Bizlere ilk olarak biraz Romatem isminden ve oluşumdan bahseder misiniz?
Ertunga Öney: 2005 yılında Samsun’da kurulan Romatem’in o zamanki ortaklar tabi bizim hastalarımızın çoğu kendini romatizma hastası olarak tanımlar o yüzden halkın kolay anlayabildiği merkez anlamında olsun diye romatizma tedavi merkezinin kısaltılması olsun diye bu isimle 2005 yılında yola çıkılmıştır. Daha sonra şirket bulunduğu lokasyon sayılarını arttırırken mevcut sağlık tesislerini büyütmeye başlanılmış ve bu büyüme sırasında bizim vizyonumuz daha çok romatizmal hastalıkların tedavisinden ziyade rehabilitasyon gerektiren hastalıkların tedavisine doğru kaymaya başladı ve şu anda biz 3 tane hastanemizde dünya standartlarında rehabilitasyona ihtiyaç olan başta nörolojik hastalıklar olmak üzere çocuklar erişkinler ortopedik sorunlar bunların üzerine yoğunlaştık. Ondan sonra aslında bizim en büyük sloganımız oldu bizi tarif eden, ‘hayat harekettir’ diyoruz… Çünkü gerçekten eğer hareket edemiyorsak bir şekilde bağımlıysak, dışarı çıkamıyorsak, toplumla kaynaşamıyorsak hayatın içinde olamıyoruz o zamanda büyük bir sorun yaşıyoruz. Bizim de misyonumuz insanları hayatın içine katacak şekilde rehabilitasyonlarını yaparak onları hareketlendirerek hayatla birlikte yollarına devam etmelerini sağlamak.
N.İ.: Bursa’yı tercih etme sebebiniz neydi?
E.Ö.: Romatem’in ilk kuruluşunda Samsun'da sonra Kocaeli'nde açtığımız bir hastanemiz vardı. Son iki yıldır da İstanbul’da klinikler kurduk, 2 tane kliniğimiz var 3. sünü açmak üzereyiz. Bu arada bu büyüme esnasında İstanbul’da ilk kliniğimizi açmadan öncede yine bir hastane açma projemiz vardı ve Türkiye çapında bu hastanenin Bursa’da olabileceğine inanıyorduk. Çünkü Bursa, Türkiye’nin marka şehirlerinden birtanesi .. 4. büyük şehri n hem ekonomik anlamda Türkiye’ye büyük katkıları var, ciddi anlamda bir nüfus barındırıyor devamlı gelişen bir şehir… O anlamda bizim için öncelikli olan bir şehirdi… Bizim için bursa olmazsa olmaz bir seçenekti şartlarda çok istediğimiz gibi gitti. Artık biliyorsunuz ne yazık ki sağlık sistemine getirilen bir takım düzenlemeler nedeniyle istediğimiz her yerde hastane kurma şansımız yok . Bizimde tam istediğimiz dönemde Bursa’da da bir boşluk vardı ve Allah gönlümüze göre verdi hastanemizi kurduk.
N.İ.: Bursa’daki yatırımınızı biraz detaylandırır mısınız?
E.Ö.: Bu hastanemiz 10.000 metrekare kapalı alanda gerçekten sadece rehabilitasyon ve fizik tedavi dal hastanesi olan en büyük tesisimiz. Şu anda dünyada sayılı örneklerden bi tanesi… Fiziki mekanı tamamen buna göre yapılmış bu önemli bir özellik çünkü rehabitasyon hastanesinde bir takım şeylere dikkat etmek lazım. Çok katlı olmaması gerekiyor örneğin… Yatay olması gerekiyor engelli hastaların kolay ulaşımını sağlamak adına. Onun dışında hastanenin içinde yer alan dünyada ne kadar teknoloji varsa bunun hepsini biz bu hastaneye konuşlandırdık. Burada yer alan ileri teknolojilerin hepsinin bir arada olduğu dünyada sayılı 4-5 tane sayılı merkez vardır. Bunların İçerisinde yürüme robotlarından tutunda, el kol hareketlerini kolaylaştıran birtakım robotic sistemler mevcut… Onun dışında bel-boyun fıtıklarında hastaların ameliyatsız tedavide çığır açan bilgisayarlı sistemler. bunların hepsi bu hastanede mevcut. Nu durum hastalara konforlu bir tedavi sağlıyor kısa sürede bir sonuç alma sağlıyor… Kısacası dünyada ne varsa şuanda Bursa’da ki hastanemizde mevcut… İnsanlarımızın yurtdışına gitmelerine gerek yok he rtürlü imkan kendilerine sunulmuştur. Bir başka farklılıkta hidroterapi bölümümüz var. Bu hastanenin bir katı suyla tedavi bölümü özellikle rehabilitasyonda suyun kaldırma kuvveti çok önemli ve ilerde kullanmayı düşündüğümüz termal çok önemli suyla tedavinin her şeklini kullanıyoruz hastanemizde.
N.İ.: Hastanenizin SGK ile anlaşması var mı? Burada tedavi olmak için çok ciddi bütçelere sahip olmak gerekiyor mu?
E.Ö.: hastanemizin sosyal güvenlik kurumu (SGK) ile anlaşması var tabi sosyal güvenlik kurumunun izin verdiği ölçüde farklar ödeyerek bu hizmeti alıyorlar bizden. bunun dışında şöyle bir dezavantaj var biz istiyoruz ki ulaşabildiğimiz herkese hizmet verelim ama ne yazık ki SGK'nın geçen ay çıkarttığı genelgeyle artık insanların tedaviye ulaşması zorlaştırıldı. ben nisan ayında aldığım hastanın yarısını rehabilite edebiliyorum bu genelge nedeniyle. biz bununla ilgili gerekli yerlere başvuruda bulunduk, görüşmelerimizi yaptık ne yazık ki olumlu bir cevap alamadık. bunun üzerine de Danıştay’a yürütmeyi durdurma davası açtık. İnşallah adalet bu konuyla ilgili kararını verecek. Bizim üzüldüğümüz konu buraya halk için böyle büyük bir hizmet yapılmış, en son teknolojiyi kullanan bir tedavi yeri mevcut. Ama karşılığında da şöyle bir şey görüyorsunuz; SGK diyor ki Ben sana hastaların bir kısmını gönderirim bir kısmını göndermem…’ yani engelleniyor bu. Bir özel sektöre ait sağlık tesisine gittiğiniz zaman avuç içinden okutulursunuz bizimle ilgili tedaviye mi geldiniz rehabilitasyona mı geldiniz her gün geldiğinizi gösterirsiniz tekrar okutursunuz yani artık bununla ilgili bütün önlemler alındı. hastalar gelmeden fatura edilmesi vs. bunlar bazen az sayıda art niyetli insanlar tarafından yapılabiliyordu ama artık bundan sonra da yapılma şansı kalmadı. buradaki sorunu açıkçası ben tanımlayamıyorum. Benim bilgim yetersiz kalıyor. Bu düzenleme fizik tedavi ve rehabilitasyon anlamında yapıldı. Rehabilitasyonda gelişmiş ülkelerin önem verdiği bir konuyken bizim gibi gelişme anlamında iddialı olan ve gelişmiş ülke statüsünde vizyon koymuş bir ülkenin böyle bir ters karar almasını açıkçası ben anlamlandıramıyorum.
N.İ.: Romatem Hastanesi’nin Bursa’dan beklentisi, hedefleriniz nelerdir?
E.Ö.: Aslında Bursa’dan beklentilerimizin hepsi gerçekleşti. Bursa’ya geldiğimiz günden beri büyük bir konukseverlikle karşılandık. Burada çalışmış olduğumuz tüm işbirlikçilerimizden hep ilgi alaka gördük. Başta Gökçen ailesinden çok büyük destek gördük. Bu desteğin birlikte çözüm ortağımız olan herkesle ve tüm Bursa halkıyla artarak katlanarak devam edeceğine inanıyoruz. bundan sonra asıl iş bize düşüyor. Biz Bursa’ya ne verebiliriz ne katabiliriz bunu düşünüyoruz çünkü dinamik bir şehir devamlı gelişen bir şehir Bursa’ya bütün markalar geliyor. Bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bizde Romatem markasıyla Bursa’ya bir şeyler katmak istiyoruz. Bundan sonraki amacımız Bursa’ya daha çok istihdam katabilmek. Bursa’ya döviz girdisi sağlayarak kentin ekonomisine de bir katkı sunmak… Bursa’nın markalaşması noktasında verebileceğimiz sağlık alanındaki nasıl bir destek olursa bunu sonuna kadar verebilmektir. Bursa en başında beri söylediğim gibi bizim çok ama çok önemli … bunu şurdan da anlatabiliriz; bizim amiral gemimiz Bursa’daki hastanemizdir…
N.İ.: Bursa’daki termal turizm ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
E.Ö.: Bursa’da sağlık turizminin tabi ki termalle birlikte planlanması akıllıca bir yatırım gerçekten… Bursa’nın bu noktada kaynakları çok büyük. Diğer termal kaynaklara göre baktığımızda lokasyonu daha ulaşılabilir bu nedenle termal merkez olma noktasındaki iddialı süreci bizde destekliyoruz. Bu hastanemizde termal suyu hastalıkların tedavisinde kullanma noktasında gerekli girişimlerimizi yaptık. Kısa zaman içerisinde bu girişimlerin sonucunu alarak hastanemizin hidroterapi bölümünde termal su tedavisini de katmak istiyoruz. Sağlık turizmi Türkiye’nin geleceği olan çok önemli ama bir o kadar da zor bir konu… Çok çalışmak gerekiyor. Çünkü biz deyim yerindeyse 1-0 maça mağlup başlıyoruz, beraberliği sağlamamız lazım ki daha sonra üstüne bir şeyler katabilelim. Bizden önce yola çıkmış bu konuda özellikle Avrupa’da bir çok markalaşmış ülke ve şehirler var. Şimdi onların kurmuş olduğu bu ağların içerisine girebilmek onların bir takım potansiyellerini Türkiye’ye çevirebilmek termal anlamda Bursa’ya çevirebilmek bunlar emek ve zaman isteyen konular. Biz bütün gücümüzle bu konuyla ilgileniyoruz. En azından kendi alanımızda tedavi ve rehabilitasyon konusunda biliyoruz ki Avrupa’dan daha üst düzeydeyiz ama bu ağları tekrardan oluşturabilmek ve ağlar vasıtasıyla insanları Türkiye’ye dolayısıyla Bursa’ya çekebilmek için yapmamız gereken çok şey olduğunu biliyoruz. Bunun içinde çalışıyoruz. Bundan sonra valilikle uyum içerisinde çalışacağız. Elimizden geldiğince Bursa’nın ideallerini kendi ideallerimizde birleştirerek bu yolda devam edeceğiz.
N.İ.: Romatem hastaneleri ilerleyen süreçte nasıl bir yol haritası çizecek Türkiye genelinde hedefleriniz nelerdir?
E.Ö.: Türkiye genelinde aslında bakarsanız Antalya’da mutlaka olmak istiyoruz. İzmir’de olmak istiyoruz ama mevzuat nedeniyle şuanda pek mümkün görünmüyor. Eğer bu yönde zaman içersin bir girişim olursa mutlaka Türkiye içinde tekrar tesis açabiliriz. Şu anda en yakın İstanbul’da bir tesisimiz açılacak. Ramazandan sonra planlıyoruz ama ondan sonraki süreçte de önemli bir hedefimiz var. Yurt dışında da klinik açmayı planlıyoruz çünkü Türkiye’ye ve Bursa’ya daha çok hasta getireceğimize inanıyoruz. Bizim amacımız Türkiye’de bayrağı en yukarıya çektikten sonra markamızı Avrupa’da da bayrak açmak ve dünya markası haline getirmek istiyoruz.
KUTU İÇİNDE
Ertunga Öney kimdir?
1968 Tekirdağ doğumlu. İlk, Orta, lise tahsilini Silivri’de tamamladıktan sonra yüksek öğrenimini İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamlamış ve 1991 yılında tıp fakültesinden mezun oldu. Daha sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde uzmanlık eğitimini tamamladı. Yaklaşık 23-24 yıldır da hekim olarak bir fiil çalışıyor. 2010 yılına kadar kamuda hizmet veren Öney, acil doktorluğundan başlayarak uzman hekim, başhekim yardımcılığı ve en son Derince eğitim ve araştırma hastanesinde başhekimlik yaptıktan sonra özel sektöre geçti. 2010 yılından bu yana da Romatem şirketler grubunda önce Kocaeli hastanesinde müdür olarak görev alırken 2 yıldan bu yana da icra kurulu üyesi olarak görevine devam ediyor.