İZMİR (AA) - TBMM Başkanı Binali Yıldırım, tüm dünyanın ABD Başkanı Donald Trump'ın aldığı kararları şaşkınlıkla izlediğini, bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirterek, "Hele hele Türkiye'yi tehditle hizaya getireceğini zannedenler çok büyük yanlış içindedir, Türkiye hiçbir zaman tehditle, parmak sallamakla hizaya getirilecek bir ülke değildir." dedi.
Türkiye'nin en eski fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı'nın 87'inci buluşması, İsmet İnönü Kültür Merkezi'nde düzenlenen açılış töreniyle başladı.
Fuar için İzmir'e gelen 27 ülkeden delegasyonun katılımıyla düzenlenen törende bir konuşma yapan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, İstiklal Savaşı uluslararası bir anlaşmayla neticelenmeden toplanan İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlar kapsamında kurulan İzmir Enternasyonal Fuarı'nın geçen süre içinde milletin girişimcilik ruhunu canlandırdığını, üretimi teşvik ettiğini ve yerli malı kullanımını özendirmeyi amaçladığını belirtti.
Dünyada soğuk savaşın sona erdiği 1989 sonrası büyük değişimler yaşandığını, Türkiye'nin bu dönemde yaşadığı ekonomik ve siyasi krizler nedeniyle önüne gelen fırsatları değerlendirmediğini ancak 2000'li yıllarla birlikte istikrar ve güven sayesinde ekonomisini büyüttüğünü, ihracatını hızla artırdığını ifade eden Yıldırım, bu dönemde önemli altyapı projelerinin hayata geçirildiğini, bugün artık altyapı yetersizliğinin söz konusu olmadığını bildirdi.
Türkiye'nin son dönemde yaşadığı ekonomik gelişmeleri yeterli göremeyeceklerini, potansiyelin varılan noktanın çok üzerinde olduğunu aktaran Yıldırım, "Gelişen dünyayla rekabet etmek için bilgi ve teknolojiye sahip olmaktan başka yol yoktur. Yatırımları bundan sonra bu alanda daha fazla yapma zorunluluğumuz vardır. Gençlerimizi bilgi ve teknoloji yoğun üretime yönlendirmek durumundayız. Eski üretim kalıplarıyla devam edersek maalesef orta gelir tuzağından kurtulmamız çok zor olacak." dedi.
Yerli telefon teşekkürüİnovasyon kavramının bu yüzyılı tanımladığını, "Fatih'in İstanbul'u fethetmesi kadar önemli bir tabir olduğunu" anlatan Yıldırım, milyarlarca dolar ciro yapan şirketlerin 10-15 yıllık geçmişi olduğunu, geçmişi 150-200 yıllık olanların ise sahneden birer birer çekildiğine işaret etti.
Türkiye'nin de teknoloji şirketlerini uluslararası ölçeğe taşımak zorunda olduğunu, bakanlığı döneminde özellikle yerli cep telefonu ve bilgisayar yapılması konusunda büyük gayret gösterdiğini anlatan Yılrdırım, "Bugün memnuniyetle görüyorum ki bu yönde başlattığımız bu girişimler meyvesini vermeye başlamıştır. Geç olmakla beraber gelinen nokta cesaret verici. Bu vesileyle Vestel'i ortaya koyduğu yılmaz çalışmadan dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum." diye konuştu.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesini yakalamayı değil, üstüne çıkmayı, takip edilen ülke olmayı hedeflemesi gerektiğini belirtti.
Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bugünlerde bazı ekonomik sıkıntılar yaşadığımız gerçektir, her baharın bir kışı vardır misali ekonomimizde bugünlerde kış mevsimi var. Karşı karşıya olduğumuz zorlukları sızlanarak, şikayet ederek aşamayız ya da siyasi eleştirilerle çözüm üretemeyiz. Hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemide 81 milyon Anadolu evladı yok aynı zamanda ümidini bu ülkeye bağlamış milyonlarca gönül dünyamızın insanı var. Türkiye geçmişte olduğu gibi bu zorluğun da üstesinden gelecek, milletimiz rahat olsun. Türkiye'nin imkan ve kabiliyetleri bu zorlukları aşabilecek yeterliliktedir. Sen ben demeden biz olarak bu zorlukların üstesinden geleceğiz. Bir defa hedefimiz sadece zorluk aşmak değil, tekrar etmemesi için de tedbirlerin köklü bir şekilde alınmasıdır. İşte millileşme ve yerlileşme bu noktada çok önemli."
2000'li yıllarda savunma sanayisindeki yerlilik oranının yüzde 24 olduğunu, bugünlerde ise yüzde 65'e çıktığını belirten Yıldırım, "Dün büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki tamamen yerli mühendislerimizin aklıyla emeğiyle genel maksat helikopterimizi ürettik ve ilk uçuşunu başarıyla tamamladık." dedi.
"Türkiye hizaya getirilecek bir ülke değildir"Gelişmiş ülkelerin artık gelişmekte olan ülkelere fon akışını engellemek için faiz yükselterek rezerv parayı silah olarak kullanarak ambargo ve kısıtlama uygulayarak önlemler almaya başladığına işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bu dünyanın geleceği, barışı ve küresel refah için pek hayra alamet bir iş değildir. Hiçbir şekilde rezerv para silah olarak kullanılamaz. Ne yazık ki dünya bir şaşkınlık içerisinde yeni Amerikan Başkanı'nın aldığı kararları izlemektedir. Bu sürdürebilir bir durum değildir. Ve mutlaka bu yanlıştan dönülmelidir. Hele hele Türkiye'yi tehditle hizaya getireceğini zannedenler çok büyük yanlış içindedir, Türkiye hiçbir zaman tehditle, parmak sallamakla hizaya getirilecek bir ülke değildir. İstiklal Savaşı'nda 7 düvele karşı dimdik durmuş, çaresizlikler içinde büyük bir istiklal mücadelesi vermiş bu millet, bugün de aynı yerdedir. Ben şunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum, Amerika'yla yaşamaya başladığımız bu krizde siyaset konsolide olmuş ve Meclis'te temsil edilen ve edilmeyen tüm partiler tek ses haline gelmiştir, ülkemize karşı dayatmalara karşı çıkmıştır. Bundan sonra iş siyasi iktidara, gerektiğinde de Meclise düşmektedir. İktidarın arzu ettiği reform ve düzenlemeler yeni sistemde Meclisimizde kanun teklifine dönüştürülecek ve ülkemizin aydınlık yarınları için alınması gereken kararlar mutlaka alınacaktır."
Sermayenin serbest dolaşımını savunan ülkelerin bugün kendi sermayelerini göndermemek için tedbirler aldığını kaydeden Yıldırım, "Biz de bu anlayışa yönelmek durumundayız. Bir yandan yabancı sermaye girişini daha da uzun vadeli özendirmek diğer yandan kendi sermaye birikimimizi de ülkemizde tutmak mecburiyetindeyiz." dedi.
AB ile ilişkilerKonuşmasına AB ile ilişkilere de değinen Yıldırım, bu konuda AB'den kaynaklanan güven eksikliğinin yaşandığını, Türkiye'de "AB'nin Türkiye'yi oyaladığı" yönünde bir kanaatin oluştuğunu aktardı.
Türkiye'nin AB üyesi ülke olma hedefinden vazgeçmediğini, bu konuda AB'den daha samimi, kararlı ve vizyoner bir bakış açısı beklediğini vurgulayan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü, istiklalini hedef almayan, Türkiye düşmanlarına alan açmayan her ülkeyle milli çıkarlarımızı koruma ekseninde ilişkilerimizi mutlaka geliştireceğiz. Hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi, demokrasinin geliştirilmesi, çoğulcu anlayışın yerleşmesi ekseninde AB çıpasını da önemsiyoruz. AB'nin de Türkiye ile iyi niyete dayalı, karşılıklı çıkarları gözeten bir eksende hareket etmesini beklemek en doğal hakkımız. AB'yi sadece şartlar iyi olduğunda değil şartlar olumsuz olduğunda da yanımızda görmek istiyoruz."
TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın konuşmasının ardından, açılış törenine katılan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sırbistan Başbakan Yardımcısı Rasim Ljajic, Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sangay Bhattacharyya, protokol üyeleri ve yabancı delegasyon temsilcilerinin katılımıyla açılış kurdelesi kesildi.
Muhabir: Tolga Albay