Seksenler dizisinin Ahmet’i olarak izlediğimiz Şoray Uzun şimdi de 1.Sinema Güzeli Yarışmasının jüri koltuğunda. Kendisiyle hoş bir sohbetimiz oldu. Dizisinden, hayranlıklarından, çılgınlıklarından konuştuk. Nasıl bir baba ve eş olduğunu da sığdırdık sohbetimize...
İşte Türkiye Gazetesi'nden Kübra Şafak'ın Şoray Uzun ile yaptığı keyifli röportajı...
l Seksenler’in çekimleri nasıl gidiyor?
6 sezondur iyi gidiyor çok şükür. Keyfimiz yerinde. Birol Güven gibi her şeyimizle ilgilenen bir patronumuz var. O anlamda çok şanslıyız.
l Ekrandan gördüğümüz gibi sıcak bir ortam var mı sette? Dışarda da görüşüyor musunuz?
Abartı olarak algılamayın. Ekrana yansıyan sıcaklık 10 üzerinden 7 ise bizim kendi aramızdaki sıcaklık 10 üzerinden 10. Ekrana yansıtabildiğimizden keyif alırız onu kâr sayarız. Set dışında da olabildiğince sık görüşmeye çalışıyoruz.
l Yakın olduğunuz daha sık görüştüğünüz var mı?
Ekibimizde klikleşme, gruplaşma ayrı ayrı yerlerde sohbet etmek yok. Sürekli beraber oturduğumuz için makyaj odası dolup taşıyor. O anlamda makyajı geciktirebiliyoruz. Bize çay kahve meşrubat servisi yapan Güven Abi’mizi çok yoruyoruz. Bol sohbet, bol kahkaha, bol sevgi bizim setimizin ortamı böyle.
l 6 sezondur devam etmesinin sırrı nedir?
Senaryo başarısı. Ayrıca en önemlisi izleyici karar veriyor bir işin ne kadar devam edip etmeyeceğine. Siz nasıl bir ürün ortaya koyarsanız koyun izleyicinin teveccühü önemli.
l İzleyici Seksenler’de neyi gördüğü için bu kadar beğendi sizce?
Günümüzde özlediği şeyi gördü. Artık komşuluklarda pek kalmayan o sıcaklığı ve muhabbeti gördü. Ailelerde internetin ve akıllı telefonların sunduğu sanal hayatın dışındaki gerçek olması gereken aile bireylerinin birbiri ile kurduğu iletişimi gördü.
l Daha kaç sezon devam eder?
Tamamen izleyici bilir. Seyirci istediği sürece devam eder. Biz hazırız...
l Yeter emekli olmalıyım bitsin artık demez misiniz hiç?
Ömrüm oldukça aynı ekiple devam ederim. Çünkü Seksenler’de çok farklı bir ortam var. İşimiz yokken birbirimizi görelim diye sete gidiyoruz. Bu planlayarak yapılan bir şey değil.
l Kaç gün izniniz var peki?
2 ya da 3 gün setim oluyor. O bile yetmiyor özlüyorum. Geri kalan günlerde izinliyim.
l Jüri üyeliği teklifi geldiğinde ne hissetiniz? Neden bu projede olmak istediniz?
Çok heyecanlandım çok sevindim. Çünkü ben önceki kuşakları izleyerek onları rol model alarak büyüdüm. Onlara özendim. Hayatımda ilk izlediğim film Cüneyt Arkın’ın Kılıç Arslan’ı idi. Küçük bir çocukken Cüneyt Arkın’a mektup bile yazdım. Kadir Ağabey’i, Tarık Akan’ı izleyerek büyüdüm. Onlarla âşık olduk onlarla ağladık. Her biri Ses mecmuasının yarışmasından geldiler. Tekrar sinema kralı ve kraliçesi yarışmasının organize edildiğini duyunca çok hoşuma gitti. Bana da yarışmanın ilk senesinde jürilik teklifi geldi. Benim için büyük bir onur oldu. Hemen kabul ettim.
l Büyük bir sorumluluk jüri üyeliği. Seçerken nelere dikkat edeceksiniz?
Birinci kıstas fizik olmayacaktır. Benim için önemli olan yetenek. Birinin çok yakışıklı ve güzel olması fiziksel anlamda bir artı ama tek başına artık yeterli değil. Biri onu seslendirmeyecek kendi rolünü kendi repliklerini kendisi söyleyecek. Bu yüzden altyapı şart...
l Gazetecilik mezunusunuz nasıl oyuncu olmaya karar verdiniz?
Karar vermedim ben bir röportaja gittim. Orada aldığım maaştan daha yüksek bir teklif gelince, o dönem gelir anlamında daha iyi olacağını gördüm. Kendimi tiyatro sahnesinde buldum. Geçici bir deneyim dedim ama kalıcı oldu. Oyunculuk, çocukluk hayalim değildi, sonradan kısmet oldu.
l Sonradan keşfettiniz yeteneğinizi öyle mi?
Ben yeteneğimi keşfedecek düzeyde değilim de sonrası bana uygunmuş demek ki... Mutluyum...
l Sinemada yakın zaman içinde görür müyüz sizi?
Sinema ile ilgili çok görüşmeler oluyor. Çoğunu ben reddediyorum. Niye reddettiğimde bilmiyorum ama artık sinemada yer alırım diye düşünüyorum. Tabii rol önemli proje önemli…
l Nasıl bir rol istiyorsunuz? Komediden mi yana gönlünüz…
Yok fark etmiyor komedisi draması. Bilmem böyle hoşuma gidecek bir proje.
l Daha istediğiniz gibi bir teklif gelmedi sanırım…
O da benim hatam herhalde fazlada ince eleyip sık dokumamak lazım.
l Kaç çocuğunuz var?
3 oğlum var.
Baba olmanın sorumlulukları çok fazla...
Dünyada en zor ve emekliliği olmayan meslek anne baba olmak.
l Onlar hangi meslekleri seçmeyi düşünüyor? Yaşları kaç?
En büyüğü 15 onlar kendi mesleklerini seçecekler henüz bir meslek seçmediler. Ortanca spora meraklı, En ufak ise daha çok küçük. Amâ ben baba mesleklerini yapmalarını isterim.
l Oğullarınızda oyunculuk hevesi görüyor musunuz?
Sanki var ama biraz çekiniyorlar utanıyorlar diyelim. Bence çok yetenekliler benden iyiler boynuz kulağı geçer ama işte kendileri bilir...
l Peki, yönlendirmeleriniz oluyor mu?
Yok, yanlış olur ters teper diye düşüyorum. Zor tutuyorum kendimi sete gelsinler hatta bence rol alsınlar oynasınlar ama kendilerinin bileceği iş…
l Sosyal medya ile aranız nasıl?
Çok iyi olduğunu söyleyemem. Sosyal medya ciddi bir güç iyi kullanan için ciddi artıları var. Ben biraz geç kaldım. Sosyal medyanın hakkını verdiğimi söyleyemem. O konuda kendimi eleştiriyor ve yetersiz buluyorum. Sosyal medyanın reklam unsuru olmasını kendi adıma doğru bulmuyorum. Ama takipçisi sayısı yüksek olan meslektaşlarımın belli başlı promosyonları edinmesi de çok normal bir şey. Firmalar kişilere takipçi sayısı üzerinden ulaşıyor. Bunda bir sıkıntı yok ama bence insanların birbiriyle iletişim kurması daha önemli.
l Oğullarınıza bilgisayar ve sosyal medya kullanımı için bir sınırlama getiriyor musunuz?
Evet. Getirilmesi de gerekiyor bence. Gerçek hayatla sanal âlem farklı. Parmaklarınızla gol attığınız da gol atmış sayılmıyorsunuz. Gerçek topa vurmanız gerekiyor. Çocuklarımın sahada topla oynamasını tercih ediyorum.
l Eşinizin mesleği nedir?
Ev hanımı.
l Mutlu evliliğiniz sırrı nedir?
Onun sırrını bilen varsa bir ara bana da söylesin. Mutlu evliliğin sırrını söyleyecek kişi ben değilim. Onu daha uzun süre evli kalanlara sormak lazım.
l Siz kaç yıldır evlisiniz?
18 yılı devirdik. l Az değilmiş.
Az değil ama çeyrek asrı, yarım yüzyılı devirenler var... Bunun sırrı, geçinmeye niyetiniz varsa geçinirsiniz. Eğer niyetiniz yoksa yürümez. Evlilikte hoşgörü şart, fakat biz bunu hanımlara yüklemişiz. Hep hanımlar alttan alacak onlar hoşgörü gösterecek bu biraz haksızlık. Ben de öyleyim, bu yüzden kendimi de eleştiriyorum. Fazla maçoyum sağ olsun hanım idare ediyor.
l Recep İvedik 5 bu kadar eleştirilirken gişe yapmasına ne diyorsunuz?
Tebrik etmek lazım en iyi başlangıç gişesini yaptı. Daha güzel ve kaliteli yerli filmler bekliyoruz. Umarım çocuklarımız yabancı filmler yerine yerli filmleri izleyerek büyür. Gişe ve kalitesini konuşmak bize düşmez. Eser sahibinin çok izlendiği için özür dilemesine gerek yok. Seyirci izliyorsa sıkıntı yok. Demek ki başarmışlar. Zaten içinde bulunduğumuz dönemde de ciddi anlamda birliğe ihtiyacımız var. Gülmeye ihtiyacımız var Recep İvedik’te güldürüyor.
l Tamer Bey’le aynı projede yer alır mısınız?
Pamuk Prens filminde Tamer Karadağlı’yla tadına hâlâ doyamadığım bir rolüm olmuştu. Önce sesine sonra oyunculuğuna ve karakterini hayran olduğum bir isim. Ne tür proje olursa olsun onunla çalışmak isterim.
Güncelleme Tarihi: 27 Şubat 2017, 11:57