Bu aileler arasında İş adamı Jak Kamhi'ye 28 Ocak 1993'te suikast girişiminde gözcülük yaptığı gerekçesiyle yargılandığı davada müebbet hapis cezası alan Kamil Aşkın'ın ailesi de bulunuyor.
AA muhabirine açıklama yapan anne Kıymet Aşkın, dava ile ilgili kararları verenlerin bir kısmının Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) firarisi bir kısmının da örgüt üyesi olmaktan tutuklandığını söyledi.
Oğlunun haksız bir kararla hüküm giydiğini belirten Aşkın, "Benim oğlumu gözcülükle suçladılar ama ellerinde hiçbir delil yok. Şahit diye getirdikleri insanlar 'Biz bu kişiyi görmedik, orada yoktu' dediler. İnsanlara işkenceyle oğlumun adını verdirdiler. Benim oğlum suçsuz. Oğluma bu cezayı verenler FETÖ'den cezaevinde Haksız yere neden yatırıyorlar. Dosyasını inceleseler suçsuz olduğunu anlayıp bir gün bile içeride tutmadan tahliye edecekler." şeklinde konuştu.
Anne Aşkın, oğlunun yeniden yargılanması durumunda masum olduğunun anlaşılacağını savunarak, şunları kaydetti:
"Devlet büyüklerimiz sesimi duysunlar, benim oğlum 15 yıldır suçsuz yere cezaevinde. Bunun hesabını kim verecek. Oğluma bu cezayı verenler cezaevinde. Bir kısmı ise kaçtı. Allah kimsenin ahını kimsede koymaz. Benim oğlum gibi yüzlerce, binlerce insan suçsuz yere yatıyor, anneleri gözyaşı döküyor. Yavruları babalarının yolunu gözlüyor. Benim iki torunum babalarının üzüntüsünden hasta oldular. Oğlum babasının cenazesine gelemedi. Cinayet işleyenler 3-5 yıl yatıp dışarıda geziyor da bu insanlara neden müebbet hapis cezası verildi? Ben bir anneyim. Benim 15 yıldır gözümün yaşı dinmedi. Bizi yıllardır kimse duymuyor. Ben Cumhurbaşkanına, Başbakana, Adalet Bakanı'na sesleniyorum, bizi duysunlar artık."
Oğlunun cezaevinde olsa da kendilerini teselli ettiğini dile getiren Aşkın, "Evladım, 'Hazreti Yusuf imtihanını kazandı Mısır'a sultan oldu. Ben de imtihanı geçeceğim, Allah beni de zindandan kurtaracak' diyor. Çocuğum cezaevinde ama kendisini değil üzüntüden hasta olan çocuklarını düşünüyor." diye konuştu.
"Kardeşlerim kas ve kemik hastası oldu"
Aşkın'ın 28 yaşındaki oğlu Emre Aşkın, babasının cezaevine girmesinin kendisi ve kardeşleri üzerinde çok kötü etkiler bıraktığını dile getirdi.
Babası cezaevine girdiğinde henüz 14 yaşında olduğunu belirten Aşkın, şöyle konuştu:
"Ben ergenlik dönemindeydim. Kardeşlerim ise çok küçüktüler. Bizim için çok zor oldu. En çok ihtiyaç duyduğumuz zaman babamız yanımızda yoktu. Babam üzerimize çok düşerdi. Cezaevine girince bir anda akvaryumdan çıkmış balık gibi hissettik kendimizi. Daha dışarıdaki hayata karşı nasıl duracağımızı bilmiyorduk. Amcamız, büyüklerimiz sayesinde bir şekilde tutunmaya çalışıyoruz. Ben aileme maddi olarak bir katkı verebilsem de manevi olarak babamın boşluğu dolmuyor. Kardeşlerime bu manada yardım edemedim. Onlar da psikolojik rahatsızlıkların ardından kas ve kemik hastası oldular. Çok zor zamanlar geçirdiler. Arkadaşlık kurmakta, insan içine çıkmakta zorlandılar. Yeni yeni insanlarla diyalog kurmaya başladılar."
Babasına müebbet hapis cezası verilmesinin ağır bir karar olduğunu ifade eden Aşkın, AİHM'e, Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları başvurulardan bir sonuç ele edemediklerini söyledi.
Emre Aşkın, bu cezayı verenlerin bir kısmının FETÖ'den cezaevinde olduğunu aktararak, "Birçoğu da yurt dışında firardalar. Ancak mağdurlar hala cezaevinde. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz." dedi.
Olayın geçmişi
İş adamı Jak Kamhi'ye 28 Ocak 1993'te Beylerbeyi'nde suikast girişiminde bulunulmuş, Kamhi, olaydan yara almadan kurtulmuştu.
Olayla ilgili kapatılan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) görülen davada, sanıklar Can Özbilen, Ali Rıza Bayramçavuş ile Osman Erdemir'e, "Taamüden adam öldürmeye teşebbüs'' suçundan 15'er yıl ağır hapis cezası verilmişti.
Cezaları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca "Devletin anayasal düzenini bozma'' suçundan idam istemiyle yargılanması gerektiği görüşüyle 2 kez bozulan davanın devam eden yargılama sürecinde 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti.
Söz konusu olayda gözcülük yaptığı belirtilen ve firari konumundayken 2004 yılında yakalanan Kamil Aşkın da hakkında açılan dava kapsamında 2008 yılında müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Güncelleme Tarihi: 26 Şubat 2018, 13:05