Erdoğan, kabul öncesi yaptığı konuşmada, "Bugün sizlerle istişare etmek, hasret gidermek amacıyla bir aradayız. Gerek şehirlere yaptığımız ziyaretler, gerekse Ankara'da çeşitli vesilelerle bölgedeki kardeşlerimizle bir araya geliyoruz. Bu tür buluşmalarda hem kendi görüşlerimizi, bunun yanında sizlerin görüşlerini dinleme, elde etme fırsatını buluyor ve geleceğe yönelik istikamet belirlemede kendi hatlarımızı tayin ediyoruz. Bugüne kadar ülkemizin hemen hemen tüm kritik karar süreçlerinde sizlerle zaman zaman bir araya geldik. Birlikte tespit ettiğimiz hedefler doğrultusunda sizlerin de katkılarını, desteklerini alarak yolumuza devam ettik.Peygamber Efendimiz hadisi şeriflerinde, 'İstihare eden yanılmaz, istişare eden pişman olmaz, iktisat eden de yoksul olmaz' buyuruyor. Hamd olsun milletimiz de onun temsilcileri olarak gördüğümüz kanaat önderlerimiz de istişare ettiğimiz bir konuda bizler herhangi bir pişmanlık duymadık. Ülkemizde ve bölgemizde çok önemli hadiselerin yaşandığı hassas dönemde bir dönemde, bir kez daha sizlerle istişare etme fırsatı bulduk. Önümüze yeni ufuklar açmasını, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. İçinde bulunduğumuz kadim coğrafya sancılı, çalkantılı ve meşakkatli bir dönemden geçiyor. Kartların yeniden karıldığı, haritaların yeniden masaya konulduğu bir sürecin içindeyiz. Bu dönemin parolası da böl, parçala, yönet, hatta yut. Küresel sömürge odaklarının yıllardır elde ettikleri veya el attıkları her yerde, başarıyla uyguladıkları bu taktik bir kez daha bölgemizde tedavüle sokulmuştur" ifadelerini kullandı.
Suriye'nin kuzeyinde tüm ikazlara rağmen oluşturulmaya çalışılan terör kantonlarının bu karanlık projenin bir parçası olduğunu anlatan Erdoğan, "Yine, Yemen'den Libya'ya kadar birçok yerde aynı plan farklı istismar araçları yüzünden hayata geçirilmek isteniyor. Bakınız bir asır önce dönemin sömürgecileri Osmanlı Devleti'ni kolay yutulan parça haline getirmek için ulusçuluk kartını açmışlardır. Günümüzde de aynı aktörler, tüm bölgeyi etnik ve mezhep taassubu üzerinden şu anda dizayn etmeye çalışıyorlar. Figüranlar değişmekle babaların yerini oğullar, zalimlerin yerini başka zalimler almakla beraber senaryo aynı senaryo, o değişmiyor. Her zaman yaptıkları gibi bugün de birilerinin kulağına hoşlarına gidecek teklifler fısıldanıyor ama dışarıya başka başka şeyler söyleniyor. Fakat, bu sözler hiçbir zaman tutulmamış, hayaller hiçbir zaman gerçeğe dönüşmemiştir. Tahrip edilen, kardeşlik, huzur, güven ikliminin yerine barışın konulduğu da asla baki değilir. Yaşanan kaosun ardından elde kalan tablo senaryonun ası sahipleri dışında hiç kimseye mutluluk ve refah getirmemiştir. Uğruna ihanetlerin sergilendiği hevesler kursaklarda kalırken ortaya çıkan parçalanmışlıklık, sınırları çizenler dışında hiç kimseye kazanç sağlamamıştır. Aradan geçen onca süreye rağmen, komşular arasındaki güvensizlikler, çekişmeler, iç savaşlar bölgenin yakasını bırakmamıştır. Bölgemizde bir türlü kapanmayan yaraların esas sebebi budur" şeklinde konuştu.
"Güçlü Türkiye bölgesel huzur ve istikrarın güvencesi demektir"
"Tarih bir ibret vesikası olduğu kadar istikbalin de pusulasıdır" diyen Erdoğan, "İstiklal şairimiz Mehmet Akif'in dediği gibi 'Geçmişten adam hisse kaparmış.' Bunun için biz tüm imkanlarımızla, geçmişteki hataların tekrarlanmaması için gayret göstermemiz gerekiyor. Bölgemize yönelik bu kanlı senaryonun önündeki en büyük engel hiç şüphesiz Türkiye'dir. Bu oyunun başarılı olabilmesi, ancak Türkiye'nin zayıflamasına, tökezlemesine ve düşmesine bağlıdır, çünkü güçlü Türkiye bölgesel huzur ve istikrarın güvencesi demektir. Dış politikada etkin Türkiye, kurulan tezgahı saiklerinin başına geçiren ülke demektir. Ekonomik bakımdan kendi ayakları üzerinde duran Türkiye, aynı zamanda tüm kardeş ve dostlarının da aydınlık geleceğinin müjdesi demektir. Bunun için ülkemiz içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Biz, ülkemize çizilen sınırlara, eyvallah demediğimiz, gücümüzü sadece milletimizden aldığımız bu güvenle üzerimize giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtıp attığımız için hedef alınıyoruz" açıklamasında bulundu.
15 Temmuz darbe girişiminin bir kısım failleri ile ilgili mahkemenin kararını dün açıkladığını belirten Erdoğan, "Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Samimi olmazsan, dürüst olmazsan bunun cezasını ama bu dünyada ama ebedi alemde muhakkak çekeceksin. Bunlar, samimi değil, dürüst değil. Bu ülkeyi parçalamak için, bölmek için bu adımları attılar. Mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Hukuk yoluyla her türlü adımı atacağız. Suriye'de ve Irak'ta oynanan bölme, parçalama, etnik ve mezhebi kışkırtma oyunlarının amacı, Türkiye'yi güneyden kuşatmaktır. Bu kuşatma faaliyeti sadece fiziki sınırlarımızdan da ibaret değildir. Burada ülkemizin içini de kapsayan büyük bir oyundan bahsediyorum. Allah'ın izni, milletimizin dirayetiyle diğer saldırıları nasıl boşa çıkardıysak bu oyunu da bozacağız. Hiç şüphem yok. Bölgemizde çatışmaların, acıların, gözyaşlarının hiç dinmediği yerlere bir bakın hiçbiri de Türkiye'den daha güçlü değildi, daha büyük değildi, zengin değildi. Tek parçayken bile istikrarı ve huzuru yakalayamamış bu bölgelerin şimdi paramparça bir haldeyken, çok daha iyi hale geleceğini beklemek akıl karı değildir. Çünkü, bizim gücümüz tek millet, tek bayrak, tek vatan,, tek devlet diye ifade ettiğimiz sağlam temellerimizden kaynaklanıyor" dedi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün sizlerle açık yüreklilikle konuşacağım. Gizli saklı hiçbir şey olmayacak. Birileri çocukluk düşlerini gerçekleştirecek diye tüm bölgemizin ve ülkemizin güvenliğinin tehlikeye atılmasına müsaade edemeyiz. 16 yaşında benim hayallerim vardı, şimdi o hayallerimi gerçekleştirdim, bundan sonrası beni çok da ilgilendirmiyor' havasına girmek kuru hayaldi ve şunu özellikle bilmenizi istiyorum referandum denilen olay bir sebeptir ama netice değildir, netice bundan sonrasıdır. Burada iş bitmemiştir, sadece başlamıştır. Bir tarafından İran, kuzeyinde Türkiye, güneyinde ülke Irak yönetimi, batısında Suriye, ne yapacaksın? Nereye gideceksin? Nasıl çıkacaksın? Buyurun şimdi bütün hava sahaları da kapatılacak, uçuşlar zaten yasaklandı. Hava sahaları da kapatılacak. Kim gelecek, nasıl gideceksin? Yakında sınırlar da kapatılacak. Nasıl girişini çıkışını yapacaksın? Bir devleti yöneten bu şeyleri böyle çocukça değerlendirir mi? Eyalet yönetimi de olsan bu bir yönetim. Duygusal olarak kendini tatmin için böyle bir adım atılır mı? Memurunun maaşını ödeyemiyordun bize geldin, Başbakanlığım döneminde kendisine 2 milyar dolar kredi açtım. Memurunun maaşını ödesin diye, petrolünü taşıma noktasında boru hattımız aynı şekilde çalıştı. Sana bu aklı kim veriyor ya? Sadece arkanda İsrail var. Sağ tarafına Fransa'nın eski Dışişleri Bakanını almışsın ve sol tarafına da bir başka Yahudiyi almışsın, onlarla beraber masa üstünde çalışma yapıyorsun. Onlar sana dost değil, onlar bugün senin yanında olur, yarın yok olurlar. Sen bize bakacaksın. Niye o memurunun maaşını ödeyemediğin zaman onlara gitmedin? Onlardan bu destekleri yapsaydılar, işte bu nasıl bir anlayışla buranın yönetildiğini gösteriyor. Eyvallah, dört dörtlük bir nankörlük."
"Bu, Irak'ın toprak bütünlüğe bir defa ihanettir"
"Hele hele DEAŞ'la mücadelenin sebep olduğu kaosu fırsata çevirmek asla kabul edilemeyecek bir davranıştır" diyen Erdoğan, "Bizim bölgemizdeki hiçbir etnik veya dini grupla sorunumuz, sıkıntımız yoktur, olmamıştır. Benim ülkemde bunca Kürt kardeşim var. Benim onlarla bir sorunum yok ki. Ama bu ne diyor, bu benim 16 yaşından beri hayalimdi diyor. Ya laf mı, otur oturduğun yerde. İşte, Irak'ta Irak Bölgesel Yerel Yönetim başındasın. Her şeyi alıyorsun, veriyorsun, gidiyor, geliyor. Bütün altyapı, üst yapıyla orada farklı bir yönetim var. Maalesef ciddi bir faturayı, Kürdü, Türkmeni, Arabı, Ezidisi, Süryanisi hepsine böyle bir faturayı kesti. Şu anda 3,5 milyon Suriyeli kardeşimiz bizde. 250 bin Iraklı bizde mi, bizde. Ya biz kapıları kapadık mı onlara? Biz ayırt ettik mi, bunların içinde Kürdü, Türkmeni, Ezidisi var, hepsi var. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik be. Biz değişiklik yapamayız. Biz başka ülkelere benzemeyiz, biz farklıyız. Şimdiye kadar özellikle bölgemizde yaşanan her krizde, köken, mezhep, dil, meşrep ayrımı yapmadan tüm kardeşlerimize sahip çıkmanın gayreti içinde olduk. Mazlumun da zalimin de kimliğine bakmadık. Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimizin, Arap ve Türkmen kardeşlerimizin ne zaman başı derde girse yanlarına daima Türkiye'yi buldular" açıklamasında bulundu.
Erdoğan, "Eskiden beri Balkanlardan Kafkasya'ya kadar nerede derde düşen kardeşimiz varsa, sığınağı bu topraklar olmuştur. Bunu yaparken de hiçbir maddi karşılık beklemedik, beklemiyoruz. Yaptığımız hiçbir işten hamd olsun pişman da değiliz. Biz de güzel bir söz var ya 'Balık bilmezse halik bilir'. Biz bu inançla bundan sonra da hiçbir ayrım yapmadan kapımıza geleni geri çevirecek, mazlum ve mağdurların yanında olmayı sürdüreceğiz. Çünkü, biz insanı eşrefi mahlukat olarak görüyoruz, yaradılmışların en şereflisi olarak görüyoruz. Biz, sadece ve sadece insan görüyoruz, can görüyoruz. Hepsinden öte kendimiz için ne istiyorsak, kardeşlerimiz için de aynısını talep ediyoruz. Bizle beraber tüm bölgemizde barış, esenlik istiyoruz, herkes için huzur, güven ve emniyet istiyoruz. Türkiye'nin, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin referandum kararına koyduğu tepkinin ne Kürtlerle ne Kürtlükle bir ilgisi yoktur. Bizim tepkimiz, Irak'ın birliğine, beraberliğine ihtiyacı olduğu bir dönemde hiçbir gereği yokken, zorunluluğu yokken, üstelik de ülkemize danışılmadan böyle bir teşebbüste bulunulmuş olmasıdır. Bu, Irak'ın toprak bütünlüğe bir defa bir ihanettir. Kuzey Irak yönetimi kısa vadeli çıkarlar adına Türkiye ile kurduğu güçlü dostluğu hiçe saymış, kardeşlik hukukuna riayet etmemiştir. Biz, bu benim karşıtımdır, bu da oranın Cumhurbaşkanıdır, asla böyle bir şeye bakmadık, kim bize geldiyse kapımızı açtık, makamımızda onları kabul ettik. Niye, bizim bakışımız farklıydı, onun için. Ama bakın bunu dahi anlamadılar. Özel temsilcilerimizi göndermek suretiyle devamlı ilişkilerimizi sağlam tutmanın gayreti içerisinde olduk ama onu anlamamak da direndiler. Kararın yanlışlığına dair ikaz ve telkinlerimiz maalesef mevcut yönetim tarafından dikkate alınmamıştır. Hele hele gösterdiğimiz tepki karşısında ülkemizin iç güvenliği ile ilgili aba altından sopa gösterilmesi, tehditvari açıklamaların yapılması da tam bir hoyratlıktır. Türkiye'nin milli birliğini, toprak bütünlüğünü, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini hedef alan açıklamalar, bu tür yollara başvurmak kimsenin haddine değildir" dedi.
"Bu ne çocukluktur"
Yapılan referandumun hem uluslararası hukuk hem de Irak anayasası bakımından hiçbir meşruluğu ve temelinin olmadığını anlatan Erdoğan, "Anayasa mahkemesi, Irak'ta bunu kabul ediyor mu? Etmiyor. Irak parlamentosu kabul ediyor mu, etmiyor. Daha baştan bir defa bittin ya. Bittin. Attığın adımın hiçbir kıymeti harbiyesi, hukuk noktasında zaten yok. Bu ne çocukluktur ya, böyle şey olur mu? Yaptığın iş doğru mu değil mi, bunu belgeleyeceksin. Yaptım oldu, yok. Böyle şey yok. Hepsi boşta kalırsın. Bu girişim ne bölgedeki Kürt kardeşlerimizin ne de Irak halkının diğer unsurlarının hayrına olamaz. Son birkaç haftadır, bölgedeki destek gösterilerinde açılan bayraklar, bazı ülkeler tarafından yapılan açıklamalar bu işin arkasında kimlerin olduğunu açıkça ortaya koyuyor. PYD. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, ellerinde masumların eksilmeyen kanıyla bölgemizdeki sorunların kaynağı olan bir gücün oyununa geliyor. Atalarımız ne demiş, 'El atına binen tez iner'. Bunlar şimdi el atına bindi. Emin olun, Kuzey Irak'ta da yaşanacak olan budur. Burada da amaç, bölgede sürekli kanatılacak, sürekli deşilecek bir yara açmaktır. Kuzey Irak Yönetimi bu fitne ateşini yakmaya maalesef talip olmuştur. Tüm bölge ülkelerinin tepkisini alma pahasına yapılan böyle bir girişimin hedefine ulaşma şansı elbette yoktur. Böyle bir sürecin kazananı sadece bölgemizi kan ve gözyaşı üzerinden yeniden dizayn etmek isteyenler olacaktır. Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminden hatalarından gerekli dersi çıkarmalarını ve yaptıkları yanlışı telafi edecek adımları bir an önce atmalarını bekliyoruz. Bu konuda zaman onların aleyhine işliyor. Biz, Suriye, Irak, Yemen'de onca sorun varsa bunlara yenilerinin eklenmesini arzu etmiyoruz. Bunun için soğukkanlılıkla yolumuza devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada yaşanan tüm sıkıntılara, çalkantılara rağmen kararlı yürüyüşünü sürdürdüğünü anlatan Erdoğan, "Ekonomi, yatırım, adalette, diplomaside çok önemli başarılara imza atıyoruz. Ekonomide aldığımız sevindirici adımlar bize geleceğimiz için heyecan veriyor. Çalışarak, üreterek, istihdam sağlayarak ülkesine ve milletine katkıda bulunmak isteyen herkese devletimizin kapıları sonuna kadar açıktır. Türkiye, zenginliklerini sadece belirli kesimlerin elinde toplayan ülkeler gibi bir devlet asla değildir" dedi.
"Güvenlik güçlerimiz teröristlere şu anda nefes aldırmıyor"
Erdoğan, "Bugün insanımızın hayat şartlarının geçmişle mukayese edilemeyecek kadar iyi bir düzeyde olduğu vicdan sahibi herkesin kabul edeceği bir gerçektir ama vicdan sahibi olamayacaklar zaten iftira atmaya devam ediyor. Hiçbirine en küçük bir müsamaha göstermeden tüm terör örgütlerinin üzerine gittik, gidiyoruz, bizim için PKK neyse FETÖ odur, DEAŞ neyse DHKP-C ve benzeri örgütler de aynıdır. Ülkemize ve milletimize zarar veren, geleceğimize kasteden hiçbir örgütünü bu topraklarda yaşatmayacağımızı özellikle ifade ediyorum. Terör örgütlerine doğrudan veya dolaylı destek veren hiç kimse bu ülkenin ekmeğini yemeyi, imkanlarından faydalanmayı hak etmiyor demektir. FETÖ gibi hain yapılarından temizlenen ve teknolojik olarak tahkim edilen güvenlik güçlerimiz teröristlere şu anda nefes aldırmıyor. Bu topraklarda tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemizi aralıksız sürdüreceğiz. Devlet olarak bunu yaparken de demokrasiden, hukuktan taviz vermeyeceğiz" diye konuştu.
Kanaat önderlerinden destek istedi
2019 Mart ve Kasım seçimlerinin çok önemli bir dönüm noktası olduğunu anlatan kaydeden Erdoğan, "Mart'ta, yapılacak olan yerel seçimlerle Türkiye adeta bir değişim, dönüşüm yaşayacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili kararını verecek. İlk defa devreye alacağımız bu sistem mücadelemizi de kesintisiz olarak sürdürmemizin neticesi olacaktır. Bu kritik süreçte, en büyük desteği biz siz değerli kanaat önderlerimizden bekliyoruz. Özellikle Güneydoğu, Doğu bizim için en önemli operasyonları yaptığımız, bütün şehircilik, noktasında adımları attığımız bölge. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çalışmaları, tüm ilgili bakanlarımızın yaptığı çalışmalarla şehircilikte buralar çok farklı bir sürecin içerisine giriyor" şeklinde konuştu.
Güncelleme Tarihi: 05 Ekim 2017, 21:12