MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, katıldığı NTV ve Star TV ortak yayınında açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK'nın işgalindeki Münbiç'te ABD ile ortak devriye faaliyeti gerçekleştirmesiyle ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine Bahçeli, şunları söyledi:
"Münbiç bir çıbanbaşı olarak durmaktaydı. Bu konuda da sayın Cumhurbaşkanının ifadesiyle bir askeri müdahaleye gerek kalmaksızın diplomasiyle olayları takip etmek suretiyle Amerika Birleşik Devletleri ile bugüne kadar aykırı bir politika takip eden Amerika Birleşik Devletleri'ni ikna etmek suretiyle Münbiç'te Amerikalı askerlerle Türk askerlerinin güvencesini sağlayarak YPG'yi oradan uzaklaştırmışlardır. Bunlar Türkiye'nin önümüzdeki günlerde dış politikanın gelişimi sürecinde temel taşlar olarak tarihe kayıt düşecektir. O bakımdan ben tebrik ediyorum. Çok hayırlı bir teşebbüstür, arkası gelmelidir diye düşünüyorum."
Kandil operasyonunun zamanlaması
Bahçeli, Millet İttifakı'na dahil olan partilerin cumhurbaşkanı adaylarının Kandil operasyonunun zamanlamasını manidar bulup, bunu seçim yatırımı olarak nitelendirmelerinin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Her biri cumhurbaşkanlığı adayı olarak toplumun huzuruna çıkan şahsiyetler. Fakat bazı konular vardır ki bunlar beka meselesidir, milletin temel güvenlik meselesidir ve önemli bir köklü sorunun çözümünde atılan hayırlı adımlardır. Bunları dört günlük seçimle ilişkilendirerek Türkiye'nin mücadelesinin önünü kesmeye kalkmak caydırıcı bir vasıfla bazı dış güçlere hoş görünmek, PKK'ya taviz vermek çok yanlış bir harekettir. Bu tür davranışların da gereği yoktur. Seçim olsa da olmasa da Kandil'e Türk bayrağı dikilmelidir. Bundan niye rahatsız oluyorlar? Dört gün daha sabretsinler, ne var bunda? Seçim nasıl olsa olacak. Bunu Kandil ile ilişkilendirerek Türkiye'de caydırıcılık görevini üstlenmiş birtakım zümreler olmaları çok dikkat çekicidir. Milletimiz bunları affetmeyecektir."
"İsabetli olduğu kanaatindeyim"
Erken seçim teklifini neden dillendirdiğinin sorulması üzerine Bahçeli, "Erken seçim ihtiyaç haline gelmiştir. İhtiyacın ötesinde zaruri hale gelmişti. Onun için Türkiye'nin bekası, güvenliği, geleceği açısından bir erken seçim uygulamasının doğru bir yaklaşım olacağı kanaatini taşıdım. Arkadaşlarımla da bunu paylaştım." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, seçimin erkene alınmasıyla güçlü iktidar ve Meclisin oluşmasının bazı kararların daha etkin ve verimli alınmasının hedeflendiğini belirterek, erken seçim için 26 Ağustos tarihini uygun bulduklarını aktardı.
Erken seçimle ilgili yaptığı açıklamadan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın haberinin olup olmadığının sorulması üzerine Bahçeli, "Hayır, haberi yoktu." ifadelerini kullandı.
Seçim sürecinin geride kalan günleri göz önünde bulundurulduğunda yaptığı erken seçim çağrısını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Bahçeli, "İsabetli olduğu kanaatindeyim." dedi.
Devlet Bahçeli, yaptığı erken seçim çağrısında ülkedeki ekonomik durumun, terörle mücadelenin, uluslararası ilişkilerin dikkate aldığını belirtti.
Bir ihtimal Çözüm Süreci'nin başlaması halinde Cumhur İttifakı'nın riske girip girmeyeceğinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Cumhur İttifakı'nın iki tüzel kişiliği ve kendi dünya görüşüne sahip partilerle oluştuğunu dikkate aldığınız takdirde, her partinin kendisine göre bir önceliği, hassasiyeti vardır. Bunları dikkate aldığımız vakit geçmişteki açılım ve Çözüm Süreci yaşanarak bugünlere gelindiği için tekrar bunun gündeme taşınması çok zordur. Hele hele terörün belinin kırıldığı, kökten kazındığı bir ortamda bunu gündeme taşımak, yeniden teröre bir umut bağlamak, cesaretlendirmek anlamı taşır. Çok yanlış olur."
"PKK başka şey, Kürt kökenli kardeşlerimiz başka şey"
Bahçeli, "Kürt seçmene Cumhur İttifakı ve MHP Genel Başkanı olarak vereceğiz mesaj ne olur?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"PKK başka şey, Kürt kökenli kardeşlerimiz başka şey. Milliyetçi Hareket Partisi, PKK'ya karşıdır. PKK'nın bütün varlığını reddeder ve Türkiye üzerindeki tüm etkisini sıfırlayarak yok etmek ister. Ama Kürt kökenli kardeşlerimiz bizim partimizde de var. Teşkilatlarımız var. Toplumun içerisinde önemli şahsiyetler olarak var. Bunları MHP'ye oy vermez diyerek ötelemek, bir gruplaşmaya zemin hazırlamak ve PKK'yı sivil hayatta da destek veren bir zümre ile buluşturma çabalarıdır. Bu yanlıştır, hatalıdır, bu ihanettir. Kürt kökenli kardeşlerimizle bizim bir meselemiz yok ama PKK ile bizim meselemiz vardır, bu mesele milletin meselesidir."
"94 yıllık cumhuriyet tarihimizde üçüncü evre"
Bahçeli, 24 Haziran'dan sonra Türkiye'nin yepyeni bir sistemi uygulamaya başlayacağına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bu 94 yıllık cumhuriyet tarihimizde üçüncü evredir. Bunun birinci evresi cumhuriyetin kuruluşudur. İkinci evresi çok partili hayata geçiş dolayısıyla parlamenter sistemin 71 yıldan beri uygulanmasına sebebiyet veren bir süreçtir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yeni bir sistemdir. Türkiye'nin geleceğini belirleyecek 21. yüzyılda lider ülke olmasına yol açabilecek bir etkinliği, kararlılığı, azmi ortaya koyabilecek bir sistemdir. Bu sistemin hayata geçirilmesi 24 Haziran seçimlerine bağlıdır... Bunları dikkate aldığımız vakit - ben şu an için halkımızla olan temasları da dikkate alarak - herhangi büyük bir hata olmadığı takdirde sistem hayata geçer ve sayın Cumhurbaşkanı da görevine devam eder."
"Milletimiz bu tür davranışları çok sevmez"
Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması halinde CHP'nin adayı Muharreme İnce'nin mi yoksa İYİ Parti'nin adayı Meral Akşener'in mi şansının olacağının sorulması üzerine Bahçeli, şu yanıtı verdi:
"Bunlara hiç şans tanımıyorum. Çünkü yakinen de takip ediyorum. Muharrem İnce Bey çok hareketli bir mesajla toplumun huzuruna çıkıyor. Başka şeyler yaparken sürekli çatışmacı, kavgacı, üslubu sert ve karşılıklı atışmadan da zevk duyan, atışmalardan kendisine prim sağlayacağına inanan bir yapıda davranıyor. Her gün yeni bir şey ortaya koyuyor ve bazılarını da abartıyor. Milletimiz bu tür davranışları çok sevmez." dedi.
"Erdoğan rakipsiz görünüyor"
"Şu an için Recep Tayyip Erdoğan rakipsiz görünüyor. Neden görünüyor? 16 yıllık icraatının içerisinde yaptıklarını ve yapacaklarını halkla paylaşıyor." diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Şimdi ben bunu söylüyorum ama Recep Tayyip Erdoğan Bey'i hem AKP Genel Başkanı hem başbakan olarak en fazla eleştiren, sert eleştirilerde bulunduran kişilerden bir tanesiyim. Hangi grubumda ne eleştiri yapmışsam kitap haline gelmiştir. Hepsi CD'ye alınmıştır. Bunlarda ne söylemişsem aynısını muhafaza ediyorum, altından imzamı da çekmiyorum. Ama 15 Temmuz'dan sonra çok şey değişmiştir Türkiye'de."
Bahçeli, 15 Temmuz'un ülkedeki herkesi bir araya getirebilecek çok büyük bir darbe ve ihanet olduğunu ifade ederek, "Bu olaylar karşısında 15 Temmuz'u görüp 251 şehidimiz, 2 bin 194 gazimizin olduğu bir dönemde hala kalkıp filan tarihte şunu söylemiştik, falan tarihte bunu söylemiştik diye birbirlerimize husumeti geliştirmenin bir manası yoktur. Bu devlet adamlığıyla da siyasetle de bağdaşmaz. Dün ne eleştirmişsek o günkü geçerli eleştirilerdir." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı Seçimi birinci turda neticelenmeli"
"24 Haziran'da nasıl bir Meclis aritmetiği olacak?" sorusu üzerine Bahçeli, öncelikle Cumhurbaşkanı Seçimi'nin kesin olarak tamamlanması, sonuca bağlanması, ikinci tura sarkıtılıp ülkede yeni tartışma ve kutuplaşmalara fırsat verdirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Yeni bir sistemin kurulduğunu hatırlatan Bahçeli, bu sistemin sağlıklı olması için Cumhurbaşkanı Seçimi'nin birinci turda neticelenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Bahçeli, "Yasamanın yeni anayasa değişikliğine göre üstlendiği denetim ve denge sorumluluğu içerisinde faaliyetlerini daha verimli yapabilmek ve parlamentoyu tartışılır bir konumdan uzak tutabilmek için 301'in üzerinde bir rakamla Meclis'te Cumhur İttifakı'nın devam etmesi lazımdır. Bulması gerekiyor ve bulacaktır, o inançtayım." diye konuştu.
"Parlamentoda yeterli çoğunluk sağlanamazsa B veya C seçenekleri gündeme gelir mi?" sorusuna Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı ile Meclis uyumlu çalışamayacak bir konuma geldiği vakit o anayasa değişikliği içerisinde bunların da çıkış yolları vardır, onlar hayata geçer." yanıtını verdi.
Bahçeli, "bu çıkış yollarının ne olduğu" yönündeki soruyu da "Mesela bir taraflı erken seçim düşünülebilir. Öbürü uyumlu çalışamadığı iddiasıyla başka türlü davranışlar içerisine girer. Ama bütün bunları aşmak lazım. Çünkü Türkiye yeni bir sisteme geçiyor." ifadeleriyle yanıtladı.
"TBMM'de temsil edilirsek geriye döneriz, parlamenter sistemi tekrar hayata geçiririz." sözlerini de eleştiren Bahçeli, "Türkiye'yi, Adana tabiriyle, anaryaya takıp geriye götürmenin de bir manası yok." değerlendirmesini yaptı.
Bazı konularda partiler üstü, millet ve devletin varlığı ile kardeşçe yaşayabilecek bir ortamı düşünmek gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Yoksa kuru bir inatla dünyanın vaatlerinde bulunuyorlar. Nasıl gerçekleştireceksiniz? Bu devlet tecrübesi var mıdır? Muhalefet partisi elemanı, milletvekili olabilirsiniz ama Türkiye yeni bir sisteme geçiyorsa 16 yıllık birikimi ve tecrübeyi hayata geçirebilecek bir cumhurbaşkanı olursa ve TBMM bu dengede bir yasamaya sahip olursa Türkiye istikrarlı bir geçiş sağlar, normalleşme hızlanır, demokratikleşme süreci hayata geçer." değerlendirmesinde bulundu.
"Bunlar yasaların tanzimidir"
MHP'ye "Geçmişte böyle düşünmüyordunuz." suçlamalarının geldiğinin belirtilmesi üzerine Bahçeli, partisinin 1973'teki kongrede kabul edilen programında yer alan "Tek başkan tek meclis" ifadesini anımsattı.
"(Parlamentoda yeterli çoğunluk sağlanamazsa belki erken seçim gündeme gelebilir) dediniz. Cumhurbaşkanı ile bu konuyu daha önce konuştunuz mu?" sorusuna ise Bahçeli, "Hayır efendim bunlar yasaların tanzimidir. Cumhurbaşkanı'na da Meclis'e de bu manada yetki veriyor." ifadelerini kullandı.
"Söylersek fitneye biz katılırız"
"Kayseri'de bir toplantıda AK Parti'li vekillere 'Fitneye düşmeyin' dediniz. Neyi kastettiniz?" sorusu üzerine Bahçeli, şunları söyledi:
"AK Parti'de geçmişte milletvekili olan ve adaylıkları devam eden, yeni aday olan ve adaylık vasfını kaybetmiş bazı insanlar halkla münasebetleri sırasında ne Cumhurbaşkanı'nı ne de Cumhur İttifakı'nı ağızlarına alıyorlar. Sadece AK Parti'nin Meclis'te güçlü olmasını telkin ediyorlar. Bunu yaparken 'MHP'ye oy vermenin bir manası yok. Zaten yüzde 2, yüzde 3'lüktür ama güçlü bir AKP olması lazımdır' diye bir propaganda başlatıyorlar. Bunun arkasını, önünü düşündüğünüz vakit çok farkında olmadığınız sonuçlara doğru Türkiye'yi götürür. Özellikle de AKP'yi götürür. Buraya dikkat etmek lazım."
AK Parti ve MHP'nin seçim reklamlarını anımsatan Bahçeli, "Cumhurbaşkanımız kendi resminin altına mührünü vuruyor, Cumhur İttifakı'nda da AKP'ye vuruyor. Bu en doğrusudur. MHP, Cumhurbaşkanlığında Erdoğan'ın altına mührünü vuruyor, ondan sonra da MHP'ye. İttifakın ruhu, anlamı bu. 'Yenikapı ruhu' dediğimiz bu. İçlerinden bir tanesi 'Yüzde 2,5 payları var, bunları ne taşıyacağız biz' diyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, "Kulağınıza geldi mi?" sorusunu, "Gelmez olur mu. Biz Türkiye'de teşkilatız.", "Belli isimler var mı? Kim var?" sorusunu da "Olmaz olur mu, söyleyemeyiz. Söylersek fitneye biz katılırız ama biz biliyoruz kimin kim olduğunu." ifadeleriyle yanıtladı.
Tuğrul Türkeş'in "Cumhur İttifakı'nın seçim sonrası devam etmeyeceği" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Bahçeli, şunları kaydetti:
"Tuğrul Türkeş'e cevap verme ihtiyacı hissetmiyorum. O, merhum Başbağumuzun bize teberiğidir, her türlü konuşmayı yapmakta serbesttir. Nerede bulunmasını arzuluyorsa orada bulunsun. Bizimle bir ilişkisi kalmamıştır. Onun için, onun sözünü hele hele 'Biz de bunu şöyle diyoruz' gibi atıf yaparak, bizi de işin içerisine dahil etmesini yakışık bulmam. Cevap vermek istemiyorum."
"Talimatım var"
"İstanbul milletvekiliniz 'İkinci tura kalırsa, MHP tabanı İnce ve Akşener'e destek verir.' Bu noktada MHP tabanında bir rahatsızlık olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Bahçeli, şu açıklamaları yaptı:
"Zannetmiyorum. 3-5 kişinin dışında böyle tartışmaya giren de yoktur. 7 aydan beri MHP ile alakası kalmamış ama davanın içerisinde hizmetleriyle takdir toplamış bir kardeşimiz. Bir televizyonda ki o televizyon bugüne kadar bir tane MHP'liyi çıkarmamıştır. Davet etse dahi talimatım vardır; İsmail Küçükkaya'nın programına çıkmayacaksınız. Şimdi bu MHP kimliğiyle olmuş olsa orada ne işi var? O bakımdan bu karıştırıcı, bu Fox TV'yi de gözden geçirmek lazım bizim açımızdan."
Bahçeli, "Tabanda bir rahatsızlık var mı?" sorusunun tekrar edilmesi üzerine, bunu zannetmediğini yineleyerek, "Şimdi kalkıp Erdoğan ile diğerlerini mukayese ettiği zaman, Türkiye'de hele hele terörle mücadeledeki sağlanmış olan üstün başarıyı gölgeleyebilecek bir hataya bir ülkücü nasıl düşebilir." diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "(Düşmeyecektir bu noktada güvenim tamdır mı?) diyorsunuz?" ifadesine de "Evet" karşılığını verdi.
"Aynı noktadayım"
Bahçeli, "Başkan Yardımcısı olmayacağı ve herhangi bir pazarlığın bulunmadığı" şeklindeki açıklamaları anımsatılarak, "Hala aynı noktada mısınız?" sorusunun yöneltilmesinin ardından şöyle devam etti:
"Aynı noktadayım. Cumhur İttifakı oluşturulurken herhangi bir şekilde bir beklenti ve talep içerisinde olarak, bunu gerçekleştirmedik. Cumhur İttifakı, Türkiye'nin zaruri ihtiyacıdır, bunun hayata geçirilmesi için herhangi bir talebe gerek yoktur. İnandığınız şekilde hareket edersiniz. Ama Cumhur İttifakı sonuç aldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin verimli ve etkin konuma gelebilmesi, programın tam uygulanabilmesi açısından Meclis'te eğer güçlü bir yapıyla bulunursa, üzerimize düşeni de yaparız."
"MHP'li bakan da mı olmayacak?" sorusuna Bahçeli, şu yanıtı verdi:
"Bunu bugün söylemenin... Bu pazarlık gibi, rüşvet alma gibi bir haldir. Kurulacak olan şeyde iki tane arkadaşımızın bakan olarak bulunması demek MHP'yi rencide eder, dikkat etmek lazım. Çünkü Ahmet Davutoğlu Bey böyle bir hataya düşmüştür. Üç tane arkadaşımıza kuracağı hükümette bakanlık önerisinde bulunmuştur. Tuğrul Türkeş Bey'in gidişi oraya dayalıdır. O da kendine göre bir gerekçe bulmuştur ve 'Ben MHP'yi iktidara taşıdım' demiştir."
Bu noktada "MHP tabanı Cumhur İttifakı'na neden oy versin?" algısının gündeme getirildiğinin belirtilmesi üzerine Bahçeli, "Peki kime verecek? İnce'ye mi verecek? Partiyi bölüp dağıtmak için her türlü entrikaya girmiş olanlara mı verecek? Doğu Perinçek'e mi verecek? Ülkücülüğün de bir hassasiyeti vardır, haysiyeti vardır, kararlılığı vardır. Ülkücüyü böyle herkes pazarda alıp satamaz, öyle bir noktaya getiremez. Ama memlekete hizmet gerekiyorsa üzerine ne düşüyor, bu fedakarlığı yapabilir." ifadelerini kullandı.
"Böyle bir nefsi ben taşımıyorum"
Bahçeli, "Neden Cumhurbaşkanı adayı olmadınız?" sorusu üzerine, gerçekçi olmak gerektiğini vurgulayarak, "30-40 milletvekiliyle geldik. 5 tanesi gitti. Böyle bir durum karşısında nefsini öne çıkaran bir davranışla 'Ben cumhurbaşkanı olacağım' demenin bir manası var mı? Böyle bir nefsi ben taşımıyorum. Böyle bir şeye de ihtiyaç hissetmiyorum. Hem 'Grup kuramayacaksın' hem 'Barajı aşamazsın' diyorlar. Biz bunları duya duya şimdi de kalkacağız Cumhurbaşkanı adayı olacağız. Böyle şey olur mu?"
Devlet Bahçeli, siyasete ahlakı, dürüstlüğü, gerçekçiliği getirmek gerektiğini, yalanla siyaset olmadığını söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) siyasi ayağıyla mücadeleye ilişkin bir soru üzerine Bahçeli, mücadelede henüz siyasi ayak üzerinde durulmadığı belirterek, bu terör örgütünün her alanda varlığını sürdürmüş, Türkiye'nin en kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş ve güç toplamış bir yapı olduğunu dile getirdi.
Bahçeli, kendi partilerine de birtakım teşebbüsler olduğunu, bunları bildiklerini vurguladı.
"Mevcut siyasette FETÖ etkisi veya FETÖ'ye yakın isimler olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna Bahçeli, şu karşılığı verdi:
"Olması lazım. Her alanda güçlü olup siyasette serçe parmak gibi olacaklarına ihtimal vermiyorum. Siyasette güçlü olmasalar diğer alanlarda güçlü olamazlar. Zamanlamasını herhalde Türkiye Cumhuriyeti Devleti önemli bir dönemde, önemli bir günde gerçekleştirir ama siyasi alan üzerinde mutlaka FETÖ'nün tesirlerinin silinmesi lazım."
"Millet İttifakı 'OHAL'i kaldıracağız' diyor. Cumhurbaşkanı da tarih vererek kaldırılacağını söyledi. Sizce de kalkmalı mı?" sorusu üzerine Bahçeli, şöyle dedi:
"Cumhurbaşkanı böyle bir görüş ortaya koydu. Ben şahsi kanaatimi söylüyorum: FETÖ ve PKK terörünün kökü kazınmadan OHAL'in kaldırılmasını doğru bulmam. Ama OHAL'in uygulamalarında önemli yanlışlıklar varsa, onları da giderebilecek tedbirleri almak gerekir. Herkesi mağdur bırakmanın da bir anlamı yoktur. Ama halihazırda FETÖ ve PKK bütün unsurlarıyla silinmeden OHAL'in kaldırılması talebi zaten HDP'den tutun bütün muhalefet partilerinin birinci temel amacı oldu.
Bir TÜSİAD Başkanı var. Değerli bir şahıs, iş adamı. Her konuşmasının başında 'OHAL kalksın' diyor. OHAL'in ekonomik açıdan kendilerine verdiği zararı gelip yetkililere anlatsınlar. Ama niye OHAL kalksın. Mücadele yaparken yargı, emniyet, silahlı kuvvetler üzerinde ne gibi çalışmalar yapıldığı tamamlanmadan OHAL'i kaldırmak kanaatimce doğru değil. Ama devleti yöneten kişi olarak Cumhurbaşkanı mücadelede belli bir aşamaya gelmiştir, 'Bundan sonra kalkması lazımdır' diye bir eğilim içerisine girmişse iktidar kendileridir, zaten yapabilirler."
"Bir tehlike hala devam ediyor mu?" sorusu üzerine de Bahçeli, "Olmaz olur mu. Hala var." dedi.
"Çiller'in Büyük İstanbul Mitingi'ne katılması çok anlamlı"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Eski Başbakan Tansu Çiller'in Büyük İstanbul Mitingi'ne katılması ile ilgili, 'Türkiye'nin gerçeği karşısında milli bir şuurla orada olduğunu' söylüyor, başka amaç taşımıyor. Ben bunu çok anlamlı buldum ve tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, MHP seçmeninin Akşener ya da İnce'ye oy vereceği iddiaları ile ilgili de "Türkiye'de, hele hele terörle mücadeledeki sağlanmış olan üstün başarıyı gölgeleyebilecek bir hataya bir ülkücü nasıl düşebilir?" şeklinde konuştu.
"Onlar zoraki adaylar"
Bahçeli, "Hayatlarında bir araya gelmeyen insanlar bir televizyon programına çıkıyor. Temel Karamollaoğlu'nun Halk TV'de o kadar alkış almasının bir sebebi olsa gerek. Cumhurbaşkanlığı seçimi bittikten sonra Uğur Dündar ile program yapsın ne kadar alkış olacak acaba?" diyerek şunları kaydetti:
"(Temel Karamollaoğlu) Onlar zoraki adaylar. Herhangi bir derinlik, programa sahip değiller ama çok köklü bir siyasi partinin devamını temsil eden bir kuruluşun da başındalar. O bakımdan bir şey söylendiği zaman bir anlam yüklenebilir. Ama söyledikleri bir şey olmayınca Milli Nizam, Milli Selamet, Fazilet, Refah, Saadet Partisi gibi bir süreci nereden nereye getiriyorlar. Yani yazık oluyor."
Af konusu
Af konusuyla ilgili bir soru üzerine Bahçeli, hükümetin buna ilişkin bir gündemi olmadığını anımsatarak, MHP'nin seçim beyannamesinde af konusunun bulunduğunu söyledi.
Bu konunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da gündeminde olmadığını belirten Bahçeli, "Gündeminde olmazsa, ben 35 milletvekiliyle nasıl çıkartacağım bunu? Mutlaka Meclis'te çoğunluğu olan bir partinin yapması lazım. Onların gündemine ne zaman gelir, onu bilemem ama ben belli bir güce erersem çıkartırım." diye konuştu.
HDP'nin seçimlerde barajı geçip geçmemesi durumunda Türkiye'de nasıl bir sürecin yaşanacağıyla ilgili soru üzerine Bahçeli, bu durumda hiçbir şeyin fark etmeyeceğini dile getirdi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Çünkü biz Meclis'te bunlarla beraber komşuluk yaptık. Barajı aştıkları hali de biliyoruz. Barajı aşamadıkları günlerde de görüyoruz. SHP ile yaptıkları ittifaklarla Meclis'e nasıl geldiklerini de biliyoruz. O bakımdan Cumhur İttifakı'nın veya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin geleceğini bunlara bağlayarak yorum getiren, 60 günden beri de aynı yorumu yapan aydın kesime söz söylemek isterim. 'Efendim bunlar barajı aşamazlarsa Güneydoğu Anadolu'da 60-70 milletvekili AK Parti'ye geçer, bu olmaz. Barajı aşarlarsa şöyle olur, böyle olur.' Bunlar yorum mudur?"
"Halka doğru anlatılmalı"
Türkiye'de yeni bir hükümet sistemine geçildiğini ve bu sürecin sağlıklı kurulması gerektiğini ifade eden Bahçeli, medyada yeni sistemin ne olduğunun doğru anlatılması gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, Türkiye'nin ekonomik sorunlarına ilişkin soru üzerine, bu durumun halka doğru anlatılması ve ekonomik faaliyetlerin iyi bir yöntemle aşağı doğru çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Bedelli askerlikle ilgili tartışmaları da değerlendiren Bahçeli, bu konuda Genelkurmay Başkanlığının ve hükümetin kanaatinin önemli olduğuna değinerek, "Ben bedelli askerlik istiyorum, onun da bedeli şu olacak; üçte birini şuraya vereceğim, üçte birini buraya vereceğim diye konuyu istismar etmenin de bir manası yok. Bunlar ciddi konulardır. Yani hala askerde olup, her an şehit olup olmayacağı annesinin babasının aklından çıkmayan gençleri bir kenara bırakacaksınız... Bu cümleleri kurarken doğru kurmak lazım." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel'e yönelik ifadelerini de değerlendiren Bahçeli, bu konuya yönelik düşüncelerini çok sert ifadelerle paylaştığını anlattı.
İnce'ye apoleti nasıl sökeceğini soran Bahçeli, "Benim elimde yetki olmuş olsa, Muharrem İnce'ye bir asker elbisesi giydirir, iki tane de askeri yanına veririm, 'Git Afrin'de, Güneydoğu Anadolu'da mücadeleyi yap. Apoleti nasıl sökeceksin, görelim' derim. Yalova'da büyümeyle bu işler olmuyor." ifadelerini kullandı.
"Çok isabetli bir adım"
Bahçeli, Danıştay üyesi bir hakimin, Muharrem İnce ile ilgili sosyal medya paylaşımı yaptığının hatırlatılması üzerine, bunun gereksiz bir tartışma olduğunu söyledi.
Eski Başbakan Tansu Çiller'in, AK Parti'nin Yenikapı'da düzenlendiği Büyük İstanbul Mitingi'ne katılmasına da değinen Bahçeli, bunun çok isabetli bir adım olduğunu kaydetti.
Bahçeli, Çiller'in Türkiye'de yaşananların farkında olduğuna vurgu yaparak, "Türkiye'nin gerçeği karşısında milli bir şuurla orada olduğunu söylüyor, başka amaç taşımıyor. 'Milli şuura, birlik, beraberliğe ihtiyaç var' diyor. Ben bunu çok anlamlı buldum ve tebrik ediyorum." dedi.
"Onlar zoraki adaylar"
Cumhurbaşkanı adaylarından Temel Karamollaoğlu'nun seçim kampanyasıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Bahçeli, şunları anlattı:
"Onlar zoraki adaylar. Herhangi bir derinlik, programa sahip değiller ama çok köklü bir siyasi partinin devamını temsil eden bir kuruluşun da başındalar. O bakımdan bir şey söylendiği zaman bir anlam yüklenebilir ama söyledikleri bir şey olmayınca Milli Nizam, Milli Selamet, Fazilet, Refah, Saadet Partisi gibi bir süreci nereden nereye getiriyorlar. Yani yazık oluyor.
Medya, Allah selamet versin yani medya her şeyi çok güzel yönlendiriyor. Her gün yeni bir şeyler söylettiriyor, toplantılar yapıyor. Hayatlarında bir araya gelmeyen insanlar, bir televizyon programına çıkıyor. Temel Karamollaoğlu'nun Halk TV'de o kadar alkış almasının bir sebebi olsa gerek. Cumhurbaşkanlığı seçimi bittikten sonra Uğur Dündar ile program yapsın, ne kadar alkış alacak acaba?"
"Akşener'in şimdiki üslubu farklı"
Cumhurbaşkanı adaylarından Meral Akşener'in MHP'deyken kullandığı üslup ile şimdi seçim sürecinde yaptığı açıklamalardaki üslubu arasında fark olduğunu kaydeden Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ben, MHP'deki Meral Akşener'in kalmasını dilerim. Anlayış, üslup itibarıyla bizim partiye dönüşü artık mümkün değildir ama üslup itibarıyla, davranış itibarıyla 'muhteremler, ağabeyler, avanaklar' bunlar yakışmayan ifadeler, bir hanımefendiye hiç yakıştıramıyorum. Ama endişe ettiğim bir konu var. MHP'den gelmiş olan bir hanımefendi bu şekilde toplumda bir algı yaratırsa, o zaman üzülürüm MHP'deki her hanımefendiyi böyle algılarlar diye. O bakımdan bundan vazgeçmesini tavsiye ederim."
Akşener'in, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantısı olduğuna ilişkin iddiaları reddettiğinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, "O artık bir süreçtir. Çok kişi vardı. FETÖ ile ilişkisi vardı, yoktu, tartışıldı, sonradan çıktı. O süreç tamamlanmadan kimseye şerefsiz dememek lazım. Şerefli kalmayı tercih edecek yolu bulmaları lazım." diye konuştu.
"Adını kullandırmamalıydı"
Eski cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül'ün de cumhurbaşkanı adaylığında isminin gündeme geldiğinin belirtilmesi üzerine Bahçeli, "Kardeşim diyen, cumhurbaşkanlığı adaylığını takdim etmiş bir kişinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni kurmaya yönelik cumhurbaşkanı adayı olduğunda kardeş gibi davranması lazımdı. Adını adaylık gibi bir süreçte kullandırmamalıydı." yorumunu yaptı.
Bahçeli, Sakarya'da patileri kesilen köpek yavrusunun ölümüne ilişkin hayvan haklarıyla ilgili yasa çıkarılabileceğini anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Milletvekillerimizden, İstanbul Milletvekili olan Arzu Erdem ile Ankara Milletvekili Erkan Haberal, ikisinin de ayrı yasa çalışmaları var. Zannederim Meclis açıldıktan sonra kendileri de milletvekili olarak Meclis'e gelirse inşallah bu yasa için elden gelen gayreti gösteririz. Bizim arkadaşlarımız yasayı hazırladılar."
Muhabir: Özcan Yıldırım, Esin Işık, Sefa Şahin
Güncelleme Tarihi: 19 Haziran 2018, 09:30