Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ziyaretinive Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin temel atma törenini değerlendirdi.
Dış politikanın çok boyutlu olmasını tercih ettiklerini belirten Yılmaz, Türkiye'nin, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir ülke olarak kendi coğrafyasında, kendi dış politika önceliklerini takip edebilmesi, oyun kurabilmesi gerektiğini söyledi.
Yılmaz, "son dönemde Türkiye'nin yalpaladığını, dış politikada med cezirin hakim olduğunu" savunarak, ABD ile model ortaklık konuşulurken daha sonra ABD'nin eleştirildiğini, Rusya'nın stratejik ortak olarak sunulduğunu ancak sorunlar yaşandığını öne sürdü.
Bu gelgitlerin Türkiye'nin elini dışarıda zayıflattığını iddia eden Yılmaz, "Türkiye ilişkilerini normalleştirmek için mutlaka bedel ödüyor. Fransa ile mutlaka alım yapıyor, Almanya'ya ihale veriyor, Rusya'ya stratejik bazı tesislerin yapımını veriyor. Türkiye, AK Parti yönetiminde dünyaya para kazandırıyor ama kendisi bir şey kazanmıyor." diye konuştu.
Enerjide çeşitliliği desteklediklerini, nükleer enerjiye de çevreci, güvenli olması halinde destek verdiklerini ifade eden Yılmaz, ancak önceliklerinin yerel kaynaklara daha uyumlu bir enerji sepetine yönelinmesi olduğunu kaydetti.
Bunun bir teknoloji olduğunu dile getiren Yılmaz, "Çevreyi gözetmeyen, çevreye saygılı, güvenilir olmayana elbette karşıyız ama teknolojiye karşı olamayız. Güven açısından bunun yaratabileceği olumsuzluklar varsa, diğer açılardan bu konudaki duyarlılığımızı belirtiriz ama teknolojinin karşısında nasıl oluruz?" dedi.
Yılmaz, Rusya'nın, Türk akımı projesiyle Türkiye'den önemli kazanımlar elde ettiğini ancak doğalgazı ucuza vermediğini, S-400 füze savunma sistemini Türkiye'ye sattığını ancak teknoloji transferi yapmadığını, Akkuyu ile ilgili olarak da teknoloji anlamında Türkiye'ye bir şey vermediğini savundu.
"Bunlar hazıra konuyor"
Enerjide bir ülkeye bu kadar bağımlılığın, Türkiye'nin güvenliğine zarar verip vermeyeceğini soran Yılmaz, Türkiye'nin doğalgazda yüzde 52 Rusya'ya bağlı olduğunu, şimdi 4 üniteden oluşan bir santralin devreye gireceğini, bunun da ilave bir bağımlılık getireceğini ifade etti.
Yılmaz, Türkiye'nin, bu teknolojiyi yapabilecek kapasiteye ulaşması gerektiğini vurgulayarak, "Bunlar hazırcı. Alıyorlar, yatırımı burada yaptırıyorlar. Eğer teknoloji transferi olmuyorsa Türkiye'de yapılması ile Rusya'da kurulması arasında fark kalmıyor. Bu kadar para verdikten sonra teknolojiyi öğrenecek yol lazım. Bu teknolojiyi bir şekilde Türkiye'nin öğrenmesi gerekiyor. Dünyada 33 ülkede, 450 nükleer santral var. Bu nükleer santrallerin çoğu batı ülkelerinde." diye konuştu.
Öztürk Yılmaz, 4,8 bin megavatlık bir nükleer tesisin maliyetinin 20 milyar dolar olabileceğine kimseyi inandıramadıklarını, maliyetin 8-10 milyar dolar olabileceğinin söylendiğini belirtti.
Rusya'dan S-400 alımıyla ilgili anlaşmada teknoloji transferi olmadığını iddia eden Yılmaz, savunma sistemi tesliminin, seçim öncesi şov yapmak için Temmuz 2019'a alındığını iddia etti.
"ABD, Suriye'den de çekilmeyecek"
Erdoğan, Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin bugün yapacağı zirveye de değinen Yılmaz, ABD yönetiminde bir dağınıklık bulunduğunu, ABD Başkanı Donald Trump'ın söylediği ile bürokrasisinin söylediğinin uyuşmadığını söyledi.
ABD'nin, Suriye konusunda tek ses olmadığına işaret eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim Rusya ve İran ile götürdüğümüz bu süreçte örtüşen önceliklerimiz, Esad konusu gibi örtüşmeyen konular var. Türkiye, Suriye'de bütünlükçü bir çözüme odaklanmalı. Artık Esad takıntısını bir an önce bir kenera bırakıp odaklanması lazım. Trump, çekileceğini söylüyor, takvim vermiyor. Afganistan'dan, Irak'tan, girdiği başka ülkelerden çekileceğini söyledi, çekildi mi? Suriye'den de çekilmeyecek. Bunu bilmemiz, hesabı ona göre yapmamız lazım. ABD'de şu anki yönetim bir ticari kafayla gidiyor. ABD, 'Suriye'den çekileceğim' dediği anda, bundan en çok kaygı duyan Suudi Arabistan."
"Ortadoğu barış süreci kadük oldu"
İsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözümü desteklediklerini vurgulayan Yılmaz, yerlerinden edilen Filistinlilerin yerlerine dönmesine yönelik eylemin barışçıl olması halinde kimsenin ses çıkarmaması gerektiğini ifade etti.
İsrail'in orantısız yaklaştığını, Ortadoğu barış sürecinin fiilen kadük olduğunu dile getiren Yılmaz, İsrail'in bir an önce iki devletli çözümü kabul etmesi gerektiğini, bunun dışında başka çözüm bulunmadığını belirtti.
Bir soru üzerine Yılmaz, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaretinin insani bir görüşme olduğunu, sohbet ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Zeytin Dalı harekatına destek için sanatçı ve sporcularla buluşmasına yönelik bir soruya ise Yılmaz, "Erdoğan'ın giydiği kıyafet başkomutan değil, şeker bayramında bir çocuğun giydiği kıyafet gibiydi. Bunlar, sazlı sözlü şeyleri de sevmezlerdi. Ne oldu da orada bunu yaptılar anlamadım. Bunu bizler yapsaydık topa koyarlardı, Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı için alkışlıyorlar. Orada askerimize moral verecek şeyleri destekliyorum ama bu seçtikleri yöntem teatral bir yöntem. Bana Kemal Sunal'ı hatırlattı. Şaban askerde filmini bekliyoruz." karşılığını verdi.
Güncelleme Tarihi: 04 Nisan 2018, 14:15