1-Hamilelik haftanızın tatil kararında en önemli kriter olduğunu unutmayın
Genellikle gebeliğin ilk 3 ayında düşük tehlikesini artırabileceği için uzun seyahat önerilmemektedir. Gebeliğin 32. haftasından sonra da gerekmediği sürece şehir dışına uzun yolculuk, erken doğum tehlikesi ve yolda oluşabilecek acil durumlarda gerekli tıbbi desteğin zamanında alınamayacağı ihtimaliyle tavsiye edilmemektedir. Düşük öyküsü, rahim ağzı yetmezliği, dış gebelik öyküsü, erken doğum öyküsü, vajinal kanama, düşük riski, çoğul gebelik, hipertansiyon, diyabet, kalp hastalığı, diğer organ sistemlerine ait kronik hastalığı olan gebelerin özellikle yurtdışı ve uzak yerlere seyahat etmekten kaçınmaları gerekmektedir.
2-Doktorunuza danışın ve gideceğiniz tatil bölgesindeki sağlık kuruluşlarını not edin
Anne adayları seyahat kararı verdiğinde öncelikle doktoruyla görüşüp seyahat öncesi kapsamlı bir muayeneden geçmelidir. Seyahat edilecek bölgedeki en yakın hastane veya sağlık kuruluşu mutlaka araştırılmalıdır. Kişi tıbbi dosyasını, ultrasonografi raporlarını, kan tahlillerini ve kan grubu kartını mutlaka yanına almalıdır.
3-Temizliğinden şüphe ettiğiniz bölgelere seyahat etmeyin
Tüm gebelik boyunca tropik bölgelere veya hijyen problemlerinin olabileceği ülkelere seyahat tavsiye edilmemektedir. Bu lokasyonlarda enfeksiyon riski yüksek olabilir. Bu durum hem anne hem de bebeğin sağlığı için geri dönüşü olmayan problemlere yol açabilmektedir.
4. Kara ve havada seyahat ederken güvenliğiniz ve konforunuzu ön planda tutun
Gebelikte araba ile seyahat sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta mutlaka emniyet kemerinin takılmasıdır. Araba ile seyahat esnasında en fazla 3 saate bir mola verilmeli, bu mola esnasında 10-15 dakika yürüyüş yapılmalıdır. Yürüyüş kan dolaşımını düzenler ve bebeğin rahat etmesini sağlar. Gebelikte otobüs ile seyahat edilecekse otobüsün en ön, en arka ve tekerlek üzerinde yolculuk edilmemelidir. Koridor kenarı seçilmeli, güneş ışınlarından korunulmalıdır. Eğer otobüs sık mola vermiyorsa 2 saatte bir yolun güvenli ve düz olduğu kısmında koltuktan kalkılıp 1-2 dakika ayakta kalınmalı ve tekrar oturulmalıdır. Kişi oturduğu yerde egzersiz yapabilir. Bu süreçte bol sıvı alınmalı ve molalarda yürüyüş yapmalıdır. Gebelikte uçak ile seyahat 28. haftaya kadar yapılabilir. 28. haftadan sonra genellikle uçak şirketleri doktor raporu ile uçuşa izin verir. 36. haftadan sonra uçak ile seyahat önerilmemektedir. Uçak yolculuğu sanılanın aksine kabin içi basıncı ayarlı olduğundan gebe için bir risk taşımaz. Asıl problem uzun süre hareketsiz kalınmasıdır. Bu nedenle bacak egzersizleri yapılması, uçak içinde güvenli olduğu zaman yürüyüş yapılması, bol sıvı alımı önerilir. 3 saatten fazla uçuşlarda ek olarak diz altı varis çorabı giyilmesi önerilir.
4. Şemsiye altında durun ve şapka takmayı ihmal etmeyin
Tatilde ise güneş ışınlarının dik olduğu 12.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkılması tavsiye edilmemektedir. Güneşlenirken 1 saat güneşlenme, 45 dakika serin yerde dinlenme ve bol sıvı alınması önerilmektedir. Güneşe direkt maruz kalınmamalı, gölgede veya şemsiye altında güneşlenilebilmektedir.
5. Gebelik maskesini ve cilt kuruluğunu önleyin
Gebelikte artan hormonlar nedeniyle güneşe karşı hassasiyet artar ve gebelik maskesi denilen yüzde koyu renk lekeler oluşur. Bu nedenle gebelerin yaz aylarında yüzlerine yüksek faktörlü güneşten koruyucu kremleri sürmeleri gerekmektedir. Ayrıca cildin kurumasını önlemek için bol sıvı alınmalıdır.
6.Havuz mu deniz mi ikileminde dikkatli olun
Deniz, hamile olmayan kişilerde olduğu gibi gebeler için de daha güvenlidir. Çünkü havuzlarda bir çok kişinin yüzmesine bağlı olarak enfeksiyon etkenlerinin bulunma riski daha fazladır. Havuzlara dezenfeksiyon amacıyla bazı maddeler katılmaktadır. Bu maddelerin dozu aşırıya kaçmadan iyi bir şekilde dezenfekte edilmiş bir havuzun gebeliğe zararı olmaz fakat havuza dezenfeksiyon amacıyla katılan bazı maddelerin de özellikle aşırı dozlarda gebeliğe zarar verebileceği bazı uzmanlar tarafından bildirilmektedir. Gebeliğin ilk 3 ayında günde 20 dakika yüzmek yeterlidir. Sabah erken saatlerde yüzmek gebeliğe bağlı bulanma ve kusmaları azaltabilmektedir. Vücudu fazla sıkmayan, gebeler için tasarlanmış mayoları giymek gerekir. Özellikle fazla krampları olan gebelerin boy hizasını geçmeyecek derinlikte yüzmesi gerekmektedir.
7. Besin zehirlenmesi riskini en aza indirin
Anne adayı için tatilde beslenmeye dikkat etmek, kullandığı vitamin ve mineral desteklerine önerildiği şekliyle devam etmek çok önemlidir. Yemeklerde çiğ sebze ve meyveleri tüketirken iyice yıkanmış, etlerin iyi pişmiş olduğuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Yöresel yemekleri yerken temkinli olunmalı, mümkünse iyice emin olunmayan besinler tüketilmemelidir. Beslenme programı tatil haricindeki gibi devam etmelidir. Tüm tedbire karşı ortaya çıkabilecek olan bulantı, kusma, ishalle kendini gösteren besin zehirlenmeleri, ateşli durumlar, dinlenmeyle geçmeyen kramplar, baş ağrıları dikkate alınmalı uzmanla haberleşerek en yakın sağlık merkezinde tetkik edilmelidir. Özellikle gezi sırasında içilen suya çok dikkat edilmesi, sadece kapalı kutularda satılan içeceklerin içilmesi, içeceklere kesinlikle buz eklenmemesi gerekmektedir. Dışarıda hazırlanmış salata, az pişmiş et ve mayonezli ürünlerin tüketilmesinden kaçınılmalıdır. Anne adayı kendisi ve bebeğinin sağlığı açısından düzenli beslenmelidir. Özellikle sıcak bölgelere gidildiğinde sıvı tüketimi de buna göre ayarlanmalıdır. Lifli besinlerden zengin beslenmek de bu dönemde kabızlığı önlemektedir.