Hükümlü veya tutuklu olsun cezaevindeki herkesin kendilerine emanet olduğunu ifade eden Bozdağ, şunları söyledi: "İşledikleri iddia edilen suçlar her ne olursa olsun, mahkeme kararlarındaki hüküm ne olursa olsun, kesinleşse dahi cezaevinde kim varsa, onlar annelerinin, babalarının, ailelerinin daha da ötesi milletimizin bize emanetidir. Onlar, birilerinin evladıdır, kardeşidir, eşidir, akrabasıdır mutlaka. Kendi yavrumuzu bir yere emanet ettiğimizde ona nasıl iyi davranılmasını istiyorsak, burada bulunan bütün hükümlü ve tutuklular da ailelerinin, milletimizin bize emanetidir. Bizim bu emanate layık olan şekilde vazifemizi yerine getirmemiz lazım. Mahkumlar topluma döndüklerinde, buradaki iyi muameleyi her daim anmaları lazım. Belki Türkiye'nin geçmişinde cezaevlerinde yürek burkan, acıtan hadiseler oldu ama biz Türkiye'nin bundan sonra cezaevlerinde böylesi hadiseler olmasına asla izin vermeyiz, göz yummayız." Türkiye'de cezaevlerine ilişkin şikayetlerin büyük ölçüde azaldığını da vurgulayan Bozdağ, son 12 yılda atılan adımların bu noktadaki şikayetleri minimize ettiğini dile getirdi. Bozdağ, azalsa da var olan şikayetlerin üzerine kararlılıkla gittiklerini, gitmeye devam edeceklerini bildirdi.
Cezaevlerinde çalışan personelin büyük fedakarlıklarla görev yaptıklarını belirten Bozdağ, onların sıkıntılarını bildiklerini, atılması gereken adımların bir kısmını yerine getirdiklerini kaydetti.
Ekim'de inşallah yasayı çıkaracağız
Ceza infaz kurumlarının dış güvenliğinin Jandarmadan Adalet Bakanlığına devrini öngören düzenlemenin Meclis Genel Kurulunda olduğunu anımsatan Bozdağ, "Ekim'de Meclis açılınca inşallah yasayı çıkaracağız. Yasanın çıkmasından sonra cezaevlerimizin tamamının dışı güvenliği kademeli şekilde Adalet Bakanlığına geçmiş olacak. Bunun için 5 yıllık geçiş süreci öngörüyoruz" dedi.
Şu anda cezaevlerinde adeta ikili bir yönetim olduğunu, dış güvenlik ve içerinin yönetimiyle ilgili iki başlı bir durum yaşandığını ifade eden Bozdağ, "Güvenliğin el değiştirmesinden sonra, yönetimde de bir birlik oluşacaktır. İşlerin sağlıklı yürümesi ve sorumlunun tek olması son derece önemli. Şimdi infaz koruma memurlarıyla ilgili ayrı, jandarmayla ilgili ayrı usul var. Ortada olay olduğunda çözümü zorlaşıyor. Onun için sorumluları da tekleştiren hesap soranları da tekleştiren bir adımı atmış olacağız. Bu çerçevede yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 25 bin civarında yeni infaz koruma memurunu istihdam edeceğiz" diye konuştu.
Bozdağ, yeni istihdam edileceklerin dış güvenlikte çalışacağını, belli bir yaştan sonra içeride görev alacağını anlattı.
Yıpranmayı yeniden getiriyoruz
İnfaz koruma memuru ve diğer çalışanların yıpranmalarıyla ilgili sıkıntılar olduğunu belirten Bozdağ, "Bu sıkıntıları çözüyoruz. Yıpranmayı yeniden getiriyoruz. Özlük haklarında süper olmasa da önemli oranda iyileştirmeler de yapıyoruz. Yasamız büyük ihtimalle Ekim ayında yasalaşacaktır" dedi.
Tutuklu ve hükümlülerin de beklentileri bulunduğunu dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti: "Tutuklu ve hükümlü insanlarımızın beklentileri farklı farklı. Cezaevlerinde, askerde olduğu gibi konuşulan konular var, 'falan kanun çıkacak' şeklinde. Bu iftar sofrasında kimseyi üzmek istemem ama hükümetimizin gündeminde bir af çalışması yok. Böyle bir çalışma da düşünülmüyor. Fakat cezaevlerinde bulunan insanlarımızın şartlarının daha iyileştirilmesi, belki infaz sisteminde açık cezaevine ayrılma konusunda bir takım genişletmeler yapabiliriz. Açık cezaevine çıkmayla ilgili sınırı genişletebiliriz. Bununla ilgili bir çalışmamız var, bittiği zaman onu da Meclis'e sevk edeceğiz. Ne kadar genişleyecek, çalışma bittikten sonra göreceğiz. Fakat Bakanlık olarak açık cezaevine ayrılmadaki alanı biraz daha genişletmek istiyoruz. Böylelikle cezasının infazını kapalıdan ziyade açıkta geçiren insanımızı çoğaltmak istiyoruz." Bozdağ, konuşmasının sonunda hükümlü ve tutukluların sağlık içerisinde cezalarını tamamlayarak ailelerine kavuşmalarını diledi.
Güncelleme Tarihi: 24 Eylül 2014, 09:15