ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Karaciğer ve beyinde aşırı miktarda bakır depolanmasına yol açan kalıtsal Wilson hastalığı sonucunda karaciğeri hasar gören ve siroz tanısı konulan 2 çocuk babası Erkut Parlak, yaşayabilmesi için gerekli olan organ bağışının yapılacağı günün umuduyla yaşama tutunmaya çalışıyor.
Ankara'da tedavi gören ve sık sık hastaneye yatmak zorunda kaldığı için çocuklarından ayrı kalan 37 yaşındaki Parlak, her gün kızının kendisi için okuduğu duanın yer aldığı videoyu gözyaşları içinde izliyor.
Kalıtsal bir hastalık olduğu için ailesinden nakil yapılamayan Parlak için çare, ya kadavradan nakil ya da aile dışından gönüllü canlı verici olacak.
Genel Cerrahi Uzmanı ve Organ Nakli Sorumlusu Prof. Dr. Sedat Karademir, karaciğer, göz ve beyinde aşırı miktarda bakır birikmesine yol açan genetik Wilson hastası olan Erkut Parlak'a, 4 yıl önce de hastalığa bağlı siroz tanısı konulduğunu söyledi.
Parlak'ta halsizlik, hayat standartlarında düşme, karında sıvı birikimi, sarılık gibi bulguların görüldüğünü ve laboratuvar sonuçlarının karaciğer nakli yapılması gerektiğini ortaya koyduğunu ifade eden Karademir, ilerleyen dönemde nörolojik bozukluk, yemek borusu çevresinde varislerden kanama gibi siroz komplikasyonlarının gelişebileceğini anlattı. Karademir, "Erkut Bey, nakil için kadavra bekleme listesinde yer alıyor." dedi.
Türkiye'de kadavra bağışının düşük olduğunu, karaciğer nakillerinin büyük bir kısmının canlı vericilerden yapıldığını belirten Karademir, Parlak için birinci derece yakınlarının tercih edilmediğini, kadavra naklinin uygun olacağını kaydetti.
Karademir, "Genetik bir hastalık olduğu için yakınlarından nakli tercih etmiyoruz. Kardeşi de aynı şekilde rahatsız ve onda nörolojik tutulum da var. O nedenle takılacak karaciğerin kadavradan ya da akraba olmayan yabancı bir genetik yapıdan gelmesini tercih ediyoruz." diye konuştu.
Kadavradan organ bulmada zorluk yaşandığını, Parlak'ın ailesinde uygun donör olup olmadığını da araştırdıklarını ancak olumlu sonuç elde edemediklerini anlatan Karademir, "Tek şansı en kısa sürede kadavradan bağış yapılması ya da aile dışından uygun donör bulunması." dedi.
"Hastaların yüzde 15-20'si bekleme sırasında hayatını kaybediyor"Karademir, birçok kişinin nakil için sıra beklerken yaşamını yitirdiğine dikkati çekerek, "Hastalarımızın yüzde 15-20'si bekleme sırasındayken hayatını kaybediyor. Karaciğer, adeta organların anası durumundadır ve bozulmaya başladığında süreç içinde beraberinde birçok organda hasar oluşmaktadır." diye konuştu.
Beyin ölümü tanısı konulduktan sonra bu kişinin organlarının bağışlanması durumunda çok sayıda kişinin yaşama umudu elde edilebileceğinin göz önünde tutulmasını ve organ bağışında bulunulmasını isteyen Karademir, Erkut Parlak'ın yaşamasının da organ nakliyle mümkün olacağını söyledi.
"Tek şansım nakil, süreç hızla ilerliyor, kötüleşiyorum"Erkut Parlak, yaklaşık 10 yaşındayken kalıtsal Wilson hastalığı tanısı konulduğunu, 28 yıldır tedavi gördüğünü söyledi. Parlak, tüm çocukluğunun hastanede geçtiğini, sokakta oyun oynamak yerine pencerenin ardından oynayanları izleyerek büyüdüğünü kaydetti.
Karaciğer yetmezliğinin de 4 yıl önce başladığını anlatan Parlak, "Şu anda sona doğru çok hızla yaklaşıyorum." dedi.
Parlak, durumunun günden güne kötüleştiğini ve nakil için bekleme listesinde olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İyileşebilmek için elimden gelen her şeyi yaptım. Çocukluğumu yaşamadan büyüdüm ve mücadele etmeyi öğrendim. En basit örnek olarak kilo vermem söylendiği andan itibaren bir yıl içinde doktorlarımın tavsiyesine uyarak kendi çabamla 45 kilogram verdim. İki çocuğum var, hastalığım kalıtsal olduğu için onlar da taşıyıcı durumundalar. İleride bir sıkıntı çıkmaması için dua ediyorum. Erkek kardeşimde de nörolojik tutulum var. Şu anda tek şansım nakil. Genetik olduğu için ailemde de uygun sonuçlar çıkmadı. Tek şansım kadavradan nakil gözüküyor, 1,5 yıldır bekliyorum, süreç hızla ilerliyor, kötüleşiyorum."
Kızı, her gün babası için dua ediyorÇocuklarıyla zaman geçirememekten duyduğu üzüntüyü dile getiren Parlak, "Düşünün, baba için bu ne kadar acı bir şey. Hastanede yatıyorum, çocuklarımı göremiyorum. Çocuklarımın anlarına tanıklık edemiyorum sadece telefonla görüşebiliyorum. Kızım, akşamları 'Allah'ım babama şifa ver, babam inşallah ölmez' diye dua ediyor. Bunu duyunca, tüm kelimeler bitiyor benim için. Onları bu şekilde görmeye dayanamıyorum. Benim annem ve babam da benim için böyle dua ediyor." diyerek gözyaşlarını tutamadı.
Parlak, kızının her gün arayarak eve gelip gelmeyeceğini sorduğunu belirterek, "Bunları bir babanın duyması çok zor. Tek şansım kadavradan nakil, çocuklarıma baba olmak istiyorum." dedi.
Herkesin bir gün organ nakline ihtiyacı olabileceğini düşünerek bağışçı olmasını isteyen Parlak, "Lütfen, bana ve benim gibi bekleyenlere bağış yaparak bir ses verin. Benim hayatım, birinin yapacağı organ bağışına bağlı. Kimsenin başına vermesin Allah, benim yaşadıklarımı, lütfen yardım edin. Bu zamana kadar geldim ama daha ne kadar dayanabilirim belli değil." diye konuştu.