TEDAVİ SÜRECİ TAMAMLANMALI
Verem hastalığının kalıtsal değil, tedavi edilmezse bulaşıcı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Arzu Mirici, “Tüberküloz tedavi edilebilir bir hastalık. Yeter ki zamanında tespit edilsin ve tedavi yarım bırakılmasın” dedi. Ülkemizde tüberküloz hastalığının teşhis ve tedavisinin ücretsiz olarak yapıldığına dikkat çeken Mirici, şu uyarılarda bulundu: “Tedavisi en az 6 ay süren bu hastalıkta düzenli ve eksiksiz ilaç kullanımı büyük önem taşıyor. İlaç tedavisine başladıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalıyor. Bireylerin ve dolayısıyla toplumun bu hastalıktan korunmasında en önemli konu tüberküloz hastalarına erken tanı konması ve en kısa sürede tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikâyetleri olan vatandaşlarımızın aile hekimine ya da en yakın sağlık kuruluşuna beklemeden müracaat etmesi gerekiyor. Tedavi süresinde ise takiplerin düzenli olarak yapılması, ilaçların önerilen süre içinde aksatılmadan kullanılması gerekiyor. Tüberkülozda tedavi kesinlikle yarım bırakılmamalı, bilinmeli ki bu hastalık ile mücadelenin en etkili yolu tedaviyi tamamlamak.”
10 MİLYON YENİ TÜBERKÜLOZ HASTASI
TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu adına Doç. Dr. Gönenç Ortaköylü tarafından yapılan açıklamada ise, bu hastalık ile ilgili şu bilgilere yer verildi:
- Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri verem mikrobu ile enfekte durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) “Küresel Tüberküloz 2017 Raporu”na göre; görülme sıklığı ve ölüm oranları düşmesine karşın 2016 yılında dünya genelinde 10.4 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıktı. Bunların yüzde 90’ı erişkinlerden, yüzde 10’u çocuklardan oluşuyor. Yüzde 65’i erkek hastalardan oluşan bu insanların yüzde 10’nun yaşamlarının bir döneminde verem hastalığının ortaya çıkacağı düşünülüyor. Yeni tüberküloz olgularının yüzde 64’ü 7 ülkede bulunuyor. Bu ülkeler Hindistan, Endonezya, Çin, Filipinler, Pakistan, Nijerya ve Güney Afrika.
EN ÇOK ÖLDÜREN 10 NEDENDEN BİRİ
- Tüberküloz, halen dünya genelinde en çok ölüme yol açan 10 nedenden biri olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda, tek bir bulaşıcı ajandan ölümlerde en üst sırada yer alıyor. WHO Raporu’na göre 2016 yılında 1.7 milyon insan tüberkülozdan hayatını kaybetmiş durumda. Maalesef tedavi edilmezse tüberküloz hastalarında ölüm oranı oldukça yüksek. Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen tüberküloz olgularının yüzde 70’inin 10 yıl içinde hayatını
kaybettiği saptanmış durumda. Bunun nedeni ise hastalığın zamanında tespit edilememesi ve tam tedavinin uygulanmaması.
6 YILDA 53 MİLYON HAYAT KURTULDU
- Tüberküloz konusundaki sevindirici gelişme ise başarılı tanı ve tedavi programlarının sonucunda görülme sıklığı ve ölüm oranlarının azalıyor olması. 2015 yılı hastalarının tedavi sonuçlarına göre dünya genelinde yeni tüberküloz hastalarında tedavi başarısı oranı yüzde 83. Veriler 2010-2016 yılları arasında tüberküloz tedavisi ile 53 milyon hayat kurtarıldığını gösteriyor. WHO’nun 2017 yılı verilerine göre dünya genelinde tüberküloz hastalığının görülme oranı yüz binde 140’a, ölüm oranı ise yüz binde 22’ye gerilemiş durumda.
TÜRKİYE MÜCADELEDE ÇOK BAŞARILI
- Türkiye ise tüberküloz ile mücadele en başarılı ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Ülkemizde uygulanan başarılı tedavi programı ile yeni tüberküloz hasta sayısı her yıl yaklaşık yüzde 6-7 oranında azalıyor. WHO verileri de bu sonucu destekliyor. 2017 raporuna göre ülkemizde tüberkülozun görülme sıklığı yüz binde 18’e gerilerken, bu hastalığın neden olduğu ölümlerin oranı yüz binde 0,62. Yeni ve nükseden vaka sayısı 2005 yılında 20.262 iken, nüfustaki artışa karşın 2016 yılında 12.186’ya geriledi. Tedavi başarı oranlarımız ise bölgeden bölgeye değişmekle birlikte yüzde 100’e varıyor. Erken tanı, hasta tespitindeki artış oranları, düzenli-doğrudan gözetimli tedavi yöntemleriyle tüberkülozun yıllar içerisinde çok daha fazla oranlarda azalacağını öngörüyoruz. TÜSAD olarak toplum sağlığı açısından büyük önem verdiğimiz tüberküloz ile mücadele konusunda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
TÜSAD HAKKINDA
Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 3.700’den fazla üyesi ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 48 yıllık geçmişinde 39 ulusal kongre, çok sayıda bölgesel bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı.
Güncelleme Tarihi: 23 Mart 2018, 10:16