24 Haziran seçimlerine doğru mitingler ve siyasilerin meydan okumaları devam ediyor.

Meral Akşener, ‘en ciddi aday benim’ diyor.

Muharrem İnce, ‘Cumhurbaşkanı ben olacağım ve ilk işim apolet sökmek tüm yatırımları durdurmak olanları da yakıp yıkmak’ diyor.

Karamolla da Muharremin kopyası, yıkmaya geleceğini her fırsatta söylüyor.

Doğu Perinçek ise ‘Cumhurbaşkanı seçilirsem Liderleri yardımcım olarak alabilirim’ diyor.

Bu saydıklarımızdan hiç birinin elle tutular bir vaatleri olmadığı gibi önceki Türkiye özlemi içinde yanıp tutuştuklarını adeta kendi ağızlarıyla beyan ediyorlar.

Bu yıkım ittifakının mecliste sayısal çoğunluğu sağlamasını ise düşünmek bile istemiyorum.

Bir gün ülkeyi yönetseler olacakları kimse düşünmesin.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında adeta sıkı kenetlenmiş muhalefetin aslında daha verimli vaat sunması gerekirdi. Oysa Erdoğan’ın hizmetlerinden daha verimli olabileceğini inandıkları ülke, devlet, millet yararına neler yapabiliriz araştırmasına girmeleri beklenirken, kişisel hırsları akli melekelerinin önüne geçmesiyle halkın nezdinde yenilmeye mahkum oldular olmaya da devam edecekler.

Bu seçimde de öyle olacak.

 

REİS’ E YANLIŞ YAPTIRANLAR!

Cumhurbaşkanı Erdoğan her zamanki gibi yaptığı hizmetleriyle, yakınlığı, samimiyeti, karizmasıyla halktan biri olarak gittiği şehirlerde zaten gönüllerde olan yerini daha da sağlamlaştırıyor.

Halk, REİS’in çalışmalarından oldukça memnun, mutlu ve böyle de devam etmesini istiyor.

Buraya kadar sorun yok.

Ama anlaşılmayan noktalar var.

REİS’e yanlış yaptıranlar.

Geçen dönemde yaşandı bu dönemde yaşanmaya davam ediyor.

Nedir o?

Yanlış isimler, yanlış kişiler çatıdan parçaların düşmesine neden oluyor.

Maalesef bunun önüne bir türlü geçilemedi.

Birileri partinin ayağına sanki ağırlık takmış yerellerde bir adım ilerleme sağlanamıyor.

Bırakın ilerlemeyi atılan adımın geri alındığı şeklinde dikkat çekici durum söz konusu.

Bunu körler sağırlar görüyor ama bazıları hala ısrarla görmemeye çalışıyor.

Defalarca bu gerçekleri hatırlatırken ne yazık ki kötü olan biz oluyoruz.

Şunu ifade edelim.

O birilerinin gözünde kötü isem bu bir şereftir.

Zira doğrular ve gerçekler acıdır sözü budur.

 

BURSA MİTİNGİ

Baştan şu gerçeği konuşalım.

O eski mitinglerden eser yoktu.

Bu mitingin önemi daha büyük olmasına rağmen REİS’in Kadın Kolları kongresine katıldığı miting de toplanan kalabalığı aratır durumdaydı.

Hata büyüktü.

Burada şu noktayı ayıralım.

Mitingin saat seçimi çok yanlıştı.

Hani zaman dediğim şey sokaktaki birine sorsanız mitingin saatini size 17 derdi.

Su dağıtıldığı gibi iftar sıkıntısı da dağıtılacak iftariyelerle giderilebilirdi.

Zaten REİS iftarda konuşmayacak başka yerde olacaktı.

Millet bahçesi daha oluşmadan millet, milletin bahçesinde milletçe serin serin iftarlarını açabilirdi.

Yani istenseydi bir şekilde çözüm bulunabilirdi.

15,30 da güneşin en kavurucu anında insanları oraya toplamanız bir siyaset bilmeyeninin yapmayacağı hataydı.

Saat 18’e doğru geldim.

İnsanlar alandan ayrılıyor, gerek Kültür parka gerekse Çırpan mahallesine doğru binaların arasına gölgeye kaçmaya çalışıyordu.

Vatandaşlarla sohbetlerimizde tam tersi REİS’i daha fazla sahiplenirken, bu saatte miting yapan yöneticilere ateş püskürüyordu.

Devlet başkanı olan birinin işi gücü yalnız mitingler olmadığı bilinmeliydi.

Yurttan ve dünyadan birçok konuyla meşgul olan bir devlet başkanı mitingini yapıyorsanız ona göre vakit değerlendirmesi yapılmalı, belirlenen saatte aksama olabileceği tahmin edilmeliydi.

Şimdi bunu yazdığımızda kötü oluyoruz öyle mi?

Kusura bakmayın ama bu teşkilatlarla bu başbakan yardımcısıyla bu vekillerle buraya kadar.

Ve bunlara rağmen REİS gönüllerde bir numara..

Hani derler ya İyi ki REİS var.

Evet, doğrusu “İYİ Kİ VARSIN REİS”

REİS değil de başka biri olsaydı inanın oluşabilecek tepkileri tahmin edemezdiniz.

REİS sizin kırdığınız kalpleri, oluşturduğunuz yükü, partinin ayağına vurulan prangaları da kırmak zorunda kalıyor.

Adet gereği her zaman olduğu üzere Reis’in gelmesine yakın birileri sahneye çıkıp ahkam kesmeye başlarlar.

Her zaman olduğu gibi REİS’in etiketi ve adıyla hava atma konusunda oldukça profesyonel olduklarını göstermeye çalışırlar.

Her zaman olduğu gibi her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırırlar.

Konuşmalar yapılırken milletin memnuniyetsizliği ve söylemleri bir o kadar artıyorsa şarkı türkü yayınlasaydınız daha pozitif bir hava oluştururdunuz.

Palavracılara karnımız tok diyenlerden sınırsız cümlelere kadar ne ararsan vardı.

Yani hiçbir görevliler görevini layıkıyla yapmıyordu.

Şu hale bakın ki program aksamasından dolayı koca Devletin başkomutanı halkından özür diliyor, mitingi tertipleyenlerin umurunda olmuyordu.

Yani çıkıp bir açıklama yapılır diye beklersin tam tersine pişkinlikte zirveyi kimseye bırakmazlar.

O da yetmezmiş gibi REİS in katılacağı iftara STK’lar dan ikişer üçer kişi çağırıp günü bitirmeye niyetli olanların yaptığı yanlışlarını REİS bir kez  daha suratlara çarptı.

İftar bahane ben halkımla yemek yemeyi arzu ediyorum gibi tavır koyarken sanırım kimsecikler utanmamıştır!

Sözün özü:

Beceriksiz insanlarla yol yürünmez.

İşiniz gücünüz Gazeteciler olsun.

Sakladığınız gerçekleri halka duyuran gazetecileri arayıp hakaretler savurun, ekmeğinden işinden edin.

Emin adımlarla Cemalettin Torun izinden istikrarlı şekilde yürüyün.

 

KATILIM

Niye bu milleti keyfi olarak saatler öncesi çağırıp sıcakta oruçlu zulmederler. İnsanlar Oruçlu, günler uzun tam 4 saat az buz değil.

Yanında 5 yaşında küçük kızı olduğu halde aşırı sıcakta REİS’i beklerken Oruçlu olduğunu öğrendiğim aniden fenalaşıp yere düşen gencin durumuna çok üzülmüştüm. Hastaneye götürdüler.

Ve böyle bir fedakarlık yapan bursa halkının REİS’ine karşı sevgisi bırakın azalması çoğalarak arttığına şahit oldum.

Gelinen noktada REİS’in mitingine katılım ne kadardı tahmininde bulunursak sayısal değil ama yerel yöneticilere rağmen gelen ve REİS’i beklemeden aşırı sıcak nedeniyle bayılanların olduğualandan ayrılanlarla birlikte İç saha ve tribünlerin tamamen dolacağını düşünüyorum.

REİS’in konuşması esnasında ki görüntüye aldanılmaması gerekir.

Kuşkusuz vakit ilerlemiş, insanlar iftar hazırlığı yemek hazırlığı yapmak için erkenden ayrılmak zorunda kalmışlardı.

Tabloyu bu şekilde değerlendirmek en sağlıklı olanıdır.

Zira şu ayrıntı her şeyi özetliyordu.

REİS konuşurken vakit hayli ilerlemiş alandan ayrılmalar söz konusuydu.

Başlarda AK parti şapkası, ellerde AK Parti ve REİS’İn fotosu olduğu halde ‘nereye gidiyorsunuz’ sorularıma hemen herkesin söylediği aynı cümle idi:  “İftara yetişemeyiz dahası sofra hazırlığı” oldu.

Çok doğruydu.

Yolların kapatıldığı ve çeşitli tali yollar nedeniyle eve gelmem bir buçuk saati buldu. Ezan okunduktan sonra eve ulaşmıştım.

Sonuç şu: Yerel yöneticilerin alışkanlık haline getirdiği yanlışlıklara rağmen Bursalılar REİS’ine sandıkta sahip çıkacak ve ilk turda “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır” diyecek.

REİS’in milletinden ricası şudur: “Cumhurbaşkanlığı için Şahsıma, Parlamentoda çoğunluğu sağlamak için Ak Parti ye oyunuzu verin. Bizi yalnız bırakmayın.”

Bu çağrıya Bursalılar en yüksek düzeyde iştirak edeceğini düşünüyor, aynı düşüncede olan tüm Bursa halkına şükranlarımı sunuyorum.

Allah Devletimizin, milletimizin ve ülkemizin geleceğini aydınlık yarınlara ulaştırsın.

Kalın sağlıcakla…

 

.