Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurtuluş ateşini yaktığı Samsun'a gidiş hikayesi, oyun yazarı Kosta Kortidis'in kaleminden farklı bir bakış açısıyla anlatılıyor.
Milli Mücadele'nin 100. yılı dolayısıyla Bandırma Vapuru'nun Karadeniz'de yol aldığı 3 gününün hikayeleştirildiği eser, Teatro Rudius tarafından sahneye konuluyor.
Rulet ve Ted Bundy oyunlarıyla tanınan yazar ve oyuncu Kosta Kortidis tarafından farklı bir bakış açısıyla kaleme alınan oyunda, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının yanı sıra geminin kaptanları İsmail Hakkı Durusu ve Üsküdarlı Tahsin ile Atatürk'ün en büyük manevi destekçilerinden Fikriye Hanım'a da yer veriliyor.
Serinin ilk adımıCumhuriyet tarihiyle ilgili bir üçleme yapmak için yola çıkan Kortidis, serinin ilk adımını milli mücadele tarihinin başlangıcını ele aldığı Bandırma Vapuru oyunuyla attı.
En büyük vatanseverliğin "ana dilini ve imlasını çok iyi bilmek" olduğunu vurgulayan Kosta Kortidis, AA muhabirine, oyunla ilgili açıklamalarda bulundu.
Milli Mücadele tarihinin ve Türkçenin kendisi için büyük değer taşıdığını dile getiren Kortidis, şanla şerefle yazılan bu tarihi farklı bir bakış açısı ve resmi tarihin satır aralarında kalmış karakterleri öne çıkararak izleyiciye anlatmayı amaçladıklarını söyledi.
Fikriye Hanım'ın hiç anlatılmamış hikayesine de dikkati çekmek istediğini bildiren Kortidis, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fikriye Hanım bütün süreçte, Mustafa Kemal Paşa'nın hayatının tamamında var. Fikriye Hanım hayattan ayrılıncaya kadar hep var. O da Bandırma Vapuru gibi bir sembol aslında. Mustafa Kemal Paşa'nın hayatında çok değerli biri. Anlatımlardan onun lafı geçtiği zaman gözünün ışığının değiştiğini biliyoruz. Milli Mücadelemiz zaferle taçlanacağı ana kadar Fikriye Hanım yanında."
"Sanki görevini tamamlamış bir sembol"Kortidis, Fikriye Hanım'ın oyunun ana karakteri ve bütün hikayeyi anlatan kişi olduğuna işaret ederek, "Bir valizle geliyor sanki Bandırma Vapuru'na 'Hadi yola çık' der gibi. En sonunda 'İzmir'in dağlarında çiçekler açıyordu' diyerek çantasını alıp gidiyor. Sanki görevini tamamlamış bir sembol." dedi.
Fikriye Hanım'ın eğitimli ve 4 dil konuşan bir kadın olduğunu ifade eden Kortidis, "Cumhuriyet'e giden yolda biri var yanında. Biz bu kadını anlatalım istedik." diye konuştu.
"Hepsi büyük kahramanlar ama insanlar"Kortidis, vapurdaki 3 günlük yolculuk boyunca Refet Bele'den Kazım Dirik'e, Cevat Abbas Bey'den Refik Saydam'a çok sıcak ve değerli hikayelerin yaşandığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu gemide ne konuşuldu, ben bunu düşündüm. Hepsi büyük kahramanlar ama insanlar. Oraya giderken ne konuşmuş olabilirler. İşte hayalle gerçek kurguyla ideal. Bu oyunun çok değerli bir noktası daha var. Seyirci içtenlikle, gururla, kahkahalarla gülebiliyor. Hiç kimsenin aziz hatırasına saygısızlık etmeden salonda inanılmaz bir gülümsemeyi yaratabiliyoruz."
"Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, bitti, konu kapanmıştır"Rum asıllı yazar Kortidis, hiçbir zaman bu ülkenin dışında bir aidiyete sahip olma hissi yaşamadığını vurgulayarak, "Ben bu ülkede doğdum, atalarım da dedelerim de bu ülkede doğdu, bu ülkede yaşıyorum, bu ülkede vergimi veriyorum, bu ülkede askerlik yaptım." diye konuştu.
Hayatı boyunca fevkalade iyi Türkçe konuşmaya özen gösterdiğini vurgulayan Kortidis, en büyük vatanseverliğin dilini iyi bilmek olduğuna inandığını söyledi.
Bütün oyunlarını Türkçe yazdığını, oyunlarının sahnelendiği ülkelerde kendisini gururla Türk oyun yazarı Kosta Kortidis olarak tanıttığını anlatan Kortidis, "Bana soruyorlar 'Sen şöyle olarak...' Ben böyle olarak değil ben Türk olarak... Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, bitti, konu kapanmıştır." dedi.