İTTİFAK ARAYIŞLARI ÇÖZÜM DEĞİL

Cumhur Başkanlığı sistemin iktidar açısından bir tek kusuru var, o da 50+1 mecburiyeti… İnsanların derin bir yoksulluk ve açlığa mahkum olduğu, AK Parti-MHP koalisyonunun Türkiye’yi pandemi sürecini en kötü yöneten ülkeler arasına soktuğu, dahası halkına aşı bile temin edemediği şu günlerde koalisyon ortakları zor durumda.


Çünkü yönetilemezlik sorunu büyüdükçe koalisyon da kan kaybetmeye devam ediyor. İşte tam da bu yüzden AK Parti-MHP koalisyonunda telaşlı günler yaşanıyor. Ufukta iktidarı mutlu edecek güzel günler gözükmediği için, doğal olarak iktidar “sihirli formül” arayışına girmiş bulunuyor.


AK Parti Meclis gurubu Bakanlardan şikayetçi.


Telefonlara çıkmamak ve yerel sorunların çözülmemesi onları zora sokuyor.


Bakanlıklarda yolsuzluklara göz yummayan Bakan yardımcıları görevden alınıyorlar.
Bunlar AK Parti Milletvekillerini huzursuzluğa sevk ediyor.

Önce ittifakın fikir babası ve de geri plandaki esas patronu Bahçeli, arka arkaya İYİ Parti lideri Meral Akşener’e “evine dön” çağrıları yaptı, arkasından Cumhurbaşkanı Erdoğan yerel seçimler öncesi “terör destekçisi” yakıştırmasında bulunduğu İYİ Parti’yi “yerli-milli” ilan etti ama bütün bu güzellemeler sonuç getirmedi.


Görüldü ki muhalefete yönelik “illet-zillet ittifakı” söylemlerinin toplumda zerrece bir karşılığı yok, ülkedeki kötü yönetim gerçeği devam ettiği sürece de koalisyonun oy kaybetmesinin durdurulması pek mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla mevcut şartlarda koalisyonun önünde bir tek seçenek var; muhalefetteki “demokrasi ittifakı”nı parçalamak…


İşte şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan “ev ziyaretleri” hamlesiyle yeni bir arayış başlatmış bulunuyor. Erdoğan geçtiğimiz hafta Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret etti ve çıkışta Asiltürk’le “seçim ittifakı”nı da ele aldıklarını söyledi. Saadet Partisi çevresi bunu “nezaketsiz” bir tutum olarak değerlendirdi. Çok doğaldır ki partinin kurumsal yapısını es geçerek arka kapıdan ortaklık arayışına girmek siyasi teamülleri zorlayan bir davranıştır. Ama şu da bir gerçek ki AK Parti-MHP koalisyonunun Saadet Partisi’ne şiddetle ihtiyacı var. Oy anlamında değil belki ama, Saadet’i “demokrasi ittifakı”ndan koparmanın sembolik değeri son derece önemli…


Çünkü Saadet Partisi “demokrasi ittifakı” içinde meşruiyet anlamında katma değeri yüksek bir duruma tekabül ediyor, özellikle de Temel Karamollaoğlu’nun nezaketli üslubu ve bilge tavrı taraflı-tarafsız bütün kesimlerin teveccühüne mazhar olmuş durumda. Herkese bağıran, parmak sallayan, kendileri dışındakileri “terörist” olarak gören Cumhur İttifakı’nın temsilcileri de biliyorlar ki Temel Karamollaoğlu gibi bir ismin muhalefet safında olması kıskanılacak bir durum.


Ama unutmamak gerekiyor ki Saadet Partisi ilkeli bir parti, dolayısıyla Oğuzhan Asiltürk istedi diye Cumhur İttifakı’nın mutluluğu için ilkelerinden vazgeçmesi beklenmemelidir. Eğer hatırlarsak, gerek 24 Haziran genel seçimleri, gerekse yerel seçimler öncesinde de Saadet Partisi’ne benzer teklifler yapılmış ve sonuç vermemişti. O günlerde bizzat Temel Bey’in ağzından mealen şu cümleleri hatırlıyorum: “Bizim hukukun üstünlüğü, hak-hukuk, adalet ve özgürlük gibi temel ilkelerimiz var. Bu ilkeler çerçevesinde herkesle birlikte olabiliriz, ama gördüğümüz kadarıyla AK Parti’nin artık böyle bir derdi yok.”


DEMOKRAT PARTİ DURDUĞU YERDE DURUYOR,HİÇ BİR YERE GİTMİYOR…


Demokrat Parti Genel Merkezinde 3 duayen isimle birlikte bir söyleşi yaptık.
Genel Başkan Gültekin Uysal”a ittifak mı değiştiriyorsunuz sorusunu yönelttim.


Uysal yok öyle bir şey biz durduğumuz yerde duruyoruz.Memleketi gezerek vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyoruz.
En kötü bir dönem yaşıyorlar.İşsizlik.açlık,yoksulluk,ve en önemlisi bir aşıyı bile yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.


DP niye şimdi bu başarısız ittifakın içinde olsun.
Zaten bu Millet huzurlu ve rahat ise yeni ittifak arayışlarına ev gezmelerine gerek yok.
Ben erken bir genel seçimin olacağını da tahmin etmiyorum.


Seçim ve Siyasi partiler kanunu ile oynuyorlar 50+1 bulmak için ne yaparsanız yapın Millet huzurlu değil nafile diye cevap verdi.

CEMEL ENGİNYURT BU MİLLETİN DERDİ PARTİ KAPATMAK DEĞİL

Dp Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt”a HDP nin kapatılması yönünde Bahçelinin açıklamalarını sordum.


Enginyurt millet aç,sefil işsiz bunlara bakalım.Milletin umurunda değil parti kapatmak.
Hem Cumhur ittifakının büyük ortağı olan AK Parti parti kapatmaya karşı olduklarını açıkladılar.


Daha bunu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya niye getiriyorlar anlamak mümkün değil.
Cumhurbaşkanı diyiyor ki parti kapatmaya karşıyım,hazine yardımı kesilsin diğer yaptırımlar olusun.


Ben derim ki gündem Türkiye”de işsizliğe,açlığa çare bulalım.Millet sefalet içinde inim inim inliyor,çiftçi bitik durumda Tarım Bakanı ortada yok.Bırakın suni gündemleri gelin gerçek gündemler ile uğrasalım çağrısını yeniledi.

ADNAN TUFAN MEMLEKETİNİ SEVENLERİ DEMOKRAT PARTİYE DAVET ETTİ

Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Adnan Tufan DYP de ve Anap da ne kadar hizmet etmiş kardeşlerimizi ve ağabeylerimizi partiye bekliyoruz.Gün Milleti bu götü gidişattan kurtarma günüdür.Gün işsizliğe,açlığa ve yoksulluğu mahküm edilmiş bu millete yardım etme günüdür.Her kes elini taşın altına soksun Allah rızası için.


DP kapıları sonuna kadar açık.

Gelin bu milleti bu dertlerden kurtaralım açıklamasında bulundu.

YORUM EKLE

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0