28 Şubat sürecinin yasaklı siyasilerinden Şevki Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi tarafından Üniversite salonunda düzenlenen “28 Şubat Mazlumu 28 Şubat’ı anlatıyor” isimli konferansta Rizelilere seslendi.
Yılmaz konuşmasında din adamlarının da siyasetin içerisinde olması gerektiğini belirtip siyasetin Peygamber mesleği olduğunu ileri sürdü. Yılmaz, “Biz siyaset ile uğraşmayız. Alimin hocanın he işi var siyaset ile diyenler yanılır. Bu peygamberlerin mesleğidir. Yaradan iktidarı müslümanlaştırmak için peygamberleri ya sarayda dünyaya getirmiştir yada iktidarın sarayında büyütmüştür” şeklinde konuştu.
“NEREDESİN ÇEVİK BİR, BEN RİZE'DEYİM”
Avrupa ülkelerinde hiçbir vatandaşın ülkelerinin Genelkurmay başkanlarını tanımadıklarını belirten Yılmaz, Çevik Bir’e göndermede bulunarak, “28 Şubat sürecinde başbakanın ismini zor biliyordunuz. Çevik Bir’i ezberlemiştiniz. Ne oldu. Neredesin Çevik Bir. Ben Rize’deyim sen neredesin” dedi.
Yılmaz, İslam halifelerinin İslam dini içerisinde ana olarak vasıflandırıldığını ileri sürüp, “Ne diyor Kemal Kılıçdaroğlu. Erdoğan kardeşimiz için ‘hep ağlıyor’ diyor. Ne anlarsın sen ağlamaktan. Tabi o ümmetin anası. Ağlayacak tabi” ifadelerini kullandı.
POSTKURT DARBE
Yılmaz, 28 Şubat darbesini kuzu görünümündeki kurtlar tarafından yapıldığını belirterek, “Ben 28 Şubat’a post-modern denildi mi kızıyorum. O post-modern değil, pos-kurt bir darbedir. Pos-kurttur. Kuzu postuna bürünmüş kurtların darbesidir. Osmanlıyı kim yıktı. İçimizdeki Jön Türkler. İçimizdeki Türk ocakları. Selanik’te kuruldu bunlar. Türk Ocaklarının kurucusu Tekin Alp isminde bir kişidir. Kim olduğunu yazın google dede söylesin size. Mois Koah isimli bir yahudidir. Babası Selanikte bir hahamdır. Ziya Gökalp o teşkilatın bir gençlik kolları başkanıdır. Hedefleri Osmanlı Devletini yıkmaktı. Selanik’te bu kararı aldılar ve yıktılar. 28 Şubatta partimizi kapatma emrini Masonlardan aldılar. Partimi kapatıp tam tam, yamyam dansı yaptılar. Ama Erbakan Hocanın yağmurundan kaçarken Kasımpaşalıya tutuldular. Sonra Vural Savaş diyor ki ‘Hoca kalsa iyiydi. Çok kibar adamdı, o dönemde Erbakan Hoca olmasaydı başaramazdık.’ O dönem sabır dönemiydi. Ancak hocamız ile atlatılırdı. O sabır ile kardeş kavgasını önledik. Ve Kasım Paşalı geldi. Elhamdülillah. Vural Savaş ne diyor ‘ nereden çıktı bu. Çok sert tekmesi var” diye konuştu.
Yılmaz, CHP’nin İttihat Terakki’nin devamı olduğunu ifade ederek CHP için şu benzetmeyi yaptı. “Bir hazırlık partisi kurdular. CHP var ya. Cehenneme Hazırlayan Partisi’dir” ifadelerini kullandı.
ABDÜLHAMİD’E KELEPÇE VURANLAR SİLİVRİ'DE
Yılmaz, Almanya’da bulunduğu sırada babasının kendisine yazdığı bir mektupta yaşanan zulmün yakında sona ereceğini çünkü yüz yılını dolduğunu yazdığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Zulüm 100 yılı geçmez 100 yıl dolmak üzere. Birde baktık ki aynı dediği çıktı rahmetlinin. Sultan Abdülhamit Han’ın eline kelepçe vurulma tarihi 1909, ona kelepçe takan İttihat Terakki’nin eline kelepçe takılma tarihi 2009 ve Silivri’ye hapsedildiler. Yüz yıl. Onların devamı olan CHP zihniyeti istemezuk muhalefetine halen devam ediyor. Marmara’yı istemuzuk. Havaalanı istemezuk. Böyle geri zekalı bir muhalefet. Ambleminden belli değil mi CHP. Müslümanlar üzerinde silah olan bir parti kursalardı yaşatırlar mıydı. Amblemi yobazca bunların. Ok ya bildiğin ok. Neden gül yapmadılar. Altı tane silahlı bir amblem yapsaydık ne olurdu Türkiye’de halimiz. Adam ok atacak ya.”
Yılmaz, Üniversite salonunda bulunan dinleyicilerden iktidar partisi için, “Haziran seçimlerinde Türkiye’nin Anayasal çoğunluğu kazanması lazım. Türkiye başkanlık sistemine geçmeden ayağa kalkamaz ve süper güç olamaz. Analık makamına asla gelemez” sözleri ile oy istedi.
Konferansın bitiminde Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yılmaz’a üniversiteye ait bir şilt hediye etti.