Emre Ev yaptığı açıklamada, "O gece komutanlar toplantı halindeydi ve kendi aralarında konuştuklarını öğrendim. Hemen tugay komutanına haber verdim. Tugay komutanım bana ‘makamımı kilitle ve benden haber bekle’ dedi. Ben hemen kendi silah teçhizatımı aldım. Nizamiye yakın yerde çalılıklar arasında beklemeye başladım. O sırada karargah binası önünde bilgileri almayı sürdürdüm. Arkadaşımı gönderdim, arkadaşım bana karargah binasında yaşananları bildirdi ve ben de komutanıma haber verdim. Askerlerin zırhlı araçlarla dışarı çıkartılıp İstanbul ve Ankara'daki olaylar gibi olunması istendi. Biz bunu öğrenir öğrenmez kendimiz ne yapabiliriz diye düşündük. Komutanım bana ‘hemen otobüsün ve silah teçhizat odalarını kilitleyip anahtarlarını da saklamamızı’ söyledi. Ben de garaj çavuşunu aradım. Arkadaşlara haber verdim. Anahtarları aldık ve arkadaşlarla anahtarları gömdük. Kendimizde arkadaşlarla tugayın arkasında dağlık alana kaçtık. Güvenli alana kadar arkadaşlara ‘darbe var’ diye bilgi verdim. Güvenli yere gelince arkadaşlara ‘ülkemizde kalkışma var, buna alet olmayacağız, tugay komutanımızın emri ile buraya gelmiş bulunmaktayız’ dedim. Sabaha kadar biz orada hiçbir olaya karışmadan gün ışıyana kadar kaldık. Gün ışıdıktan sonra tugayda hareketlik oldu. Tugaydan kaçanlar oldu. Kimisi yolda kimisi tugayın içinde yakalandı. Saat 06.00 sıralarında kendi tugayımız hainlere fırsat vermeden olay bu şekilde bitti" dedi.