Geçtiğimiz günlerde Youtube üzerinden uluslararası kamuoyuyla hesaplarını paylaşan Dr. Akçasu, bu tür hesaplamalarla ilgili patente konu olan bir başvurusu olduğunu söyledi.Konuyla ilgili olarak özel bir açıklama yapan elektrik-elektronik mühendisi Dr. Akçasu, işlerinin yoğunluğu nedeniyle 7 Mart’ta kaybolan uçakla ilgili ilk bilgiyi uluslar arası bir TV kanalında 16 Mart’ta öğrendiğini belirterek, ‘’O gün ünlü bir uluslar arası haber kanalı, böbrek biçiminde uydudan gelen "Ping Data" dairesini gösteriyor ve uçağın ona göre bulunması gereken alanın hesabini veriyordu. Ben bunun matematiksel bir çözüm olamayacağını düşünerek, bir hesaplama yaptım. Tek düşüncem 300 kişinin hayatıydı’’ dedi.
BASİT HATA GÜNLERE MALOLDU
Hesap mantığının çok basit, hepimizin bildiği lise orta öğretim formülü olan yol=hizxzaman
formülü oluğunu kaydeden Dr. Akçasu, ‘’Mantık çok basit. T0 zamanına uçakla son irtibatın kurulduğu zaman, P0 noktası da uçakla son irtibatın kurulduğu koordinatlar (enlem ve boylam) olsun. Şimdi bir de "Ping data" diye bir şey var. O da uçak cihazları TP zamanında
uçakla konuşmuş. Uydunun yere olan uzaklığı ve radyo dalgalarının uçakla uydu arasındaki zamanından uydunun uçakla arasındaki zamanı bulunmuş ve o her yerde gösterilen "Ping Dairesi" denen merkezi ve yarı çapı belli olan daire. Yani uçak TP zamanında o dairenin mutlaka içinde olmak zorunda. Burada bir problem yok. Fakat medya ve uçağı arayanlar uçağı, o dairenin etrafını çeviren yerlerde arıyorlardı ve bu yanlıştı’’ diye konuştu.
İŞTE O FORMÜL
Hesaplama konusunda önemli bir ayrıntının altını çizen Dr. Akçasu, ‘’Hesaplamada önemli bir konu var. Uçakla son görüşme yapılan T0 zamanı ile Ping Dairesinin hesaplandığı zaman olan TP arasındaki zaman farkı bize uçağın hız bilgisi ile yine bize uçağın TP zamanındaki yerini verir. Uçağın hızı yaklaşık 400mil/saat ile 700 mil/saat arası. Bu biliniyor. Dolayı ile biz uçağın hızı ile TP ile T arasındaki zaman farkını çarparak uçağın mutlaka içinde olmasıgereken bir daire yari çapı hesaplamıştık ki o da r_ucak_TP=(TP-T0)XHIZ’dı. Bu dairenin merkezi de belli. P0 koordinatları. O zaman bu iki daireyi kesiştirdiğimizde uçağın Ping dairesinde TP zamanında nerede olduğunu kolayca bulduk’’ dedi.
Dr. Akçasu daha sonra şöyle konuştu:
‘’Hesaplama iki nokta verir. Birbirini kesen iki daire iki noktada kesişir. Sonuçta MH370 bu iki nokta merkezi olan iki daire içinde olmak zorunda. Yani uluslar arası medyada ve Türk medyasında da gösterilen böbrek şeklindeki alanda değil. Biz bu dairelerin de yarı çaplarını hesaplayabiliriz. Uçağın kalktığı zaman, bir de bu hesaplarla uçağın aldığı yol da belli. Bu hesaplardan uçağın ne kadar yakıtı olduğu ve gidebileceği menzil de hesaplanırsa, bu yarı çapları verir. Ben bu hesapları yapacak programı da yazdım. Bu küresel trigonometri gerektiriyor. Bende bu hesapları yapacak veriler yok ama "bilgisiz ilgililerde ve medya da" bu bilgiler var ve bu belirsizlik hesapları da dahil olmak üzere çok net hesaplanabilir.
AKÇASU’NUN ÇİZDİĞİ DAİREDE BULUNDU
Uçağın parçalarının bulunduğu söylenen yer Güney Hint Okyanusu’nda ve ekteki çizdiğimdairelerin içinde kalıyor. Bunu radar videosunda açıkça anlattım. Neden bu hesap yapılamadı bilmiyorum. Fakat uluslar arası haber kanalları uçak mühendislerinden, MIT profesörlerine
hatta falcılara kadar iki hafta boyunca adam getirdiler. Birçok batı ülkesini meşgul ettiler. İnsanları buna odakladılar.’’
Teknolojinin sınıfta kaldığı iddialarına da değinen Dr. Akçasu, ‘’Uçakta çok yeni teknolojiler kullanılıyor. Transponder denen şey uçağın yerini her zaman bildiriyor. Fakat uçağın içinden kapatıldığından dolayı işler zorlaşıyor. Radarlar, dünyanın yuvarlaklığı sebebi ile 300 km. ötesini zaten göremez. Dolayısı ile okyanus üzerinde uçağın yerini bir tek uçağınkendisi veya uçağın bulunduğu yerin 300 km.’lik bir yarı çapındaki radarlar bilebilir. O da aranıyorsa. Benim bu konu üzerinde bir de patent başvurum bulunmakta’’ diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 25 Mart 2014, 10:00