“AYAKLARIMIZIN DİBİNE KADAR MOLOTOF ATILDI”
Yapılan kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan polis memuru Sezgin K. olay günü Okmeydanı’nda görev yaptığını ve içerisinde bulunduğu aracın, atılan bir molotof nedeniyle yandığını anlattı. Sezgin K., “Olay günü bizden Okmeydanı’ndaki grubu uzaklaştırmamız istendi. Caddeye çıktığımız zaman nereden geldiğini görmediğimiz molotof, aracın ön mazgalından içeri girdi. Araçta 4 kişiydik. Şoför ve şefimiz ön tarafta oturuyordu. Molotof araca girince şoför ve şef ateş altında kaldı. Araç alev topuna döndü. O sırada şoför kapıyı açamadı, benimde elim yandı. O panikle aşağıya indim. Araç yandığı halde molotof atılmaya devam edildi. Ayaklarımızın dibine kadar isabet etti” dedi.
“ONUN ÖLECEĞİNİ TAHMİN ETSEYDİM, KENDİM ÖLMEYİ TERCİH EDERDİM”
Molotof atılan istikamete baktığında bir şahsın elinde molotofla kendilerine doğru geldiğini gördüğünü aktaran Sezgin K. “Şefime baktım. Eli yandığı için silahını kullanamıyordu. Kendi silahım belime rahatsızlık verdiği için araç içerisinde bırakmıştım. Araca gidip silahımı aldım. Bize doğru gelmekte olan şahsın ayak hizasına ateş ettim. Silahta 11-12 mermi vardı. Şahıs 25-30 metre kadar uzaktaydı ve benim karşımdaydı. Ben silahı sıkmadan önce de silah sesleri duydum. Bu nedenle başka polislerin de ateş açtığını düşünüyorum. İlk ben ateş etmedim. Maktülün ailesi beni anlamayacak ama o kişinin bilerek isteyerek ölmesini istemedim. O kişinin orada öleceğini tahmin etseydim kendim ölmeyi tercih ederdim. Birilerine böyle bir acıyı yaşatmak istemezdim” diye konuştu.
“BOYA SİLAHINI NEDEN KULLANMADIN?”
Mahkeme başkanının sanığa karşısındaki kişiye kaç el ateş ettiğini sorması üzere sanık Sezgin K., “Bir tanesini karşımdaki kişinin ayağına doğru sıktım, gerisini havaya ateş ettim” dedi. Mahkeme başkanı, “polis aracında FN denilen boyalı top silah olmasına rağmen neden onu kullanmadın?” sorusuna ise sanık Sezgin K. “O an araç yanıyordu. O da araçla beraber yanıyordu. Silah tüplü olduğu için kullanamadım ve ağırdı” diye yanıt verdi.
“BEDELİNİ ÖDEMEYE RAZIYIM”
Böyle bir olayın meydana gelmesinden dolayı üzgün olduğunu dile getiren Sezgin K., “Orada cenaze ve cemevi olduğunu bilmiyordum. O bölgede ilk kez görev yaptım. Hayatım boyunca başıma böyle bir olay gelmesini istemezdim. Bir insanı çocuğundan ayırmak, bir insanı babasız bırakmak gibi bir niyetim yoktu. Benim eşim de ailesini trafik kazasında kaybetti. Acılarını anlıyorum. Keşke zamanı geri alabilsem. Bedelini ödemeye razıyım” şeklinde konuştu.
ANNE KURT SANIĞIN KAFASINA VURDU
Sanığın ifadesinin ardından Uğur Kurt'un oğlu annesinin kucağında uyuyakalınca babaanne torununu izleyicilerden birine doğru götürdü. Babaanne yerine doğru geçerken sanık sandalyesinde oturan Sezgin K.’nın kafasına eliyle yumruk attı. Sanık Sezgin K. ise başını eğerek tepki vermedi.
“TAZİYE İÇİN GİTTİ KENDİ CENAZESİ ÇIKTI”
Müştekilerden Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt eşinin suçsuz ve günahsız olduğunu belirttiği ifadesinde, “Ben eşimi kaybettim. Kendisinin olaylarla hiçbir ilgisi yoktu. Taziye için gitti aynı yerden kendi cenazesi çıktı. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum “dedi. Müştekilerden Uğur Kurt’un babası Kemal ve annesi Güllünaz Kurt olay tarihinde Sivas'ta olduklarını ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
“OLAY ALEVİ TOPLUMUNA KARŞI YAPILDI”
Diğer müşteki Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez ise ifadesinde olayın sadece Uğur Kurt’a yönelik olmadığını savundu. Geçmez, “ Olay yeri vakfımıza bağlı bir cemevidir. Şube başkanımız Zeynel Şahin de olay anında Uğur Kurt'un yanındaydı. Cemevinde herhangi bir olay yok, kalabalık cenaze için bekliyordu. Hedef alınarak ve toplumun dini hassasiyetlerini göze alarak ateş edildiğini düşünüyoruz. Biz bu olayın sadece Uğur Kurt'a yönelik olmadığını, Alevi toplumuna karşı yapılmış olduğunu düşünüyoruz. Bu mühim bir dava” şeklinde konuştu. Duruşmada daha sonra tanıkların dinlenmesine geçildi.
“CEMEVİ BAHÇESİNE GAZ ATTILAR”
Olay günü bir akrabalarının öldüğünü bu nedenle cemevine cenazeye gittiğini söyleyen tanık Ali Turan, “Uğur ile cemevi avlusunda konuşuyorduk. Biz konuşurken yukarıdan direkt cemevine gaz attılar. Yukarıda polis aracına molotof atılmış ama bizimle bir ilgisi yoktu. Gaz atılınca biz cemevinin içine kaçtık. Bir süre sonra geri dışarı çıktık. Peş peşe yine gaz attılar. Bir anda Uğur hafif dönerken yere düştü. Vurulduğunu anladım” ifadelerini kullandı.
“KASITLI ATEŞ EDİLDİ”
Tanıklardan Adil Şahin, Uğur Kurt’un vurulduğu cemevinde olay zamanı yönetici olduğunu belirttiği ifadesinde, “Şark kahvesinin oralarda gösteri vardı. İki panzer 60-70 metre sokağın başında durdu. Aracın içerisinden aşağı polislerin indiğini gördüm. İner inmez sivil görünümlü bir polis cemevine doğru silahını doğrulttu. Sağ ön kapıdan çıktı. Gaz atılınca biz kenara çekildik. O an 3-4 el ateş edildiğini duydum. Uğur yarım dönüş yaptığında yere yığıldı. Kasıtlı ateş edildi” dedi.
Mahkeme öğleden sonra diğer tanıkları dinlemek üzere duruşmaya ara verdi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Okmeydanı'nda 22 Mayıs 2014’te çıkan olaylarda polisin açtığı ateş sonucu Cemevinde bir yakının cenaze töreni bekleyen Uğur Kurt başından vurularak hayatını kaybetmesinin ardından polis memuru SEZGİN K. hakkında ''taksirle ölüme neden olma'' suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
DOSYA ASLİYE CEZADAN AĞIR CEZA MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ
İddianamenin gönderildiği 85. Asliye Ceza Mahkemesi, şüpheli polis memurunun ''taksirle ölüme neden olma'' suçundan 3 ile 6 yıl arasında değişen hapis istemiyle değil “Olası kastla adam öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması gerektiğini ifade ederek dava dosyasını Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
“25 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR”
Bu karara polis memurunun avukatı itiraz etmişti. Avukatın itirazını değerlendiren İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 85. Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, itirazı reddetmişti. 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararıyla Polis Memuru S.K'nın “Olası kastla adam öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması kesinleşmişti.