Devrim Söylemez 34 yaşında ve maden işçisi. Onu diğer madencilerden farklı kılan ise Türkiye’nin tek yürek olduğu önemli maden ocağı felaketlerinden kıl payı kurtulması oldu. Söylemez maden felaketini ilk kez 2013 yılında Manisa'nın Soma İlçesi'nde Uyar Madencilik'e ait Darkale Kömür Ocağı'nda meydana gelen göçükte yaşadı. Göçük sonrasında çıkan yangın sonucu içeride çalışan 28 işçi mahsur kalmış, yangın söndürüldükten sonra başlatılan kurtarma çalışmalarında 27 işçi yaralı olarak kurtarılırken, bir ay önce madende çalışmaya başlayan, evli ve 6 çocuk babası 49 yaşındaki Yunus Güçlü yanarak yaşamını yitirmişti. Ardından Soma’da 301 kişinin yaşamını yitirdiği acı olayda felaketten bir ön önce işten ayrılma sebebiyle kurtuldu. Devrim Söylemez iki maden ocağı felaketinin yaşandığı Manisa’dan kısa süre sonra ayrılarak ekmek davası için Karaman’nın Ermenek ilçesine yerleşti. Bir müddet iş arayışında bulunan Söylemez, 18 işçinin mahsur kaldığı Ermenek’teki maden osoma, ermenekcağına iş başvurusunda bulundu. Başvurusuna yanıt alma süreci uzayınca bu kez market işletmeciliğine başladı. Maden felaketi bu kez Ermenek’te karşısına çıktı. Ancak bu kez maden işçisi olarak değil bir market işletmecisiydi.
BAŞVURUYA YANIT ALSAYDI ŞİMDİ O MADENDEYDİ
Sevinci, şaşkınlığı ve hüznü bir arada yaşayan genç adam Soma’da kara elmas uğruna yitirilen canların acısına ortak olduğunu dile getiren Söylemez; “Manisa’da ilk olarak çalıştığım maden Azim Uyar’a bağlıydı. Uyar Madencilikte 3,5 yıl, Işıklar Maden’ de de 3,5 yıl çalıştık. Toplam 7 yıl boyunca maden işçiliği yaptım. Darkale Maden’de en son göçük sebebiyle kapandıktan sonra tekrar başka madenlerde çalıştık ve uyumu sağlayamadık. Soma’da ise Nisan 13’ünde işi bıraktım. Mayıs 13’te de zaten facia yaşandı. Herhalde bir ay boyunca ağladık. Bir Her gece her haberler üzüldük sıkıntılar yaşadık. Ermenek’teki aynı madene de başvurduk. Girecektik ama başka bir iş vesile oldu. Yoksa girerdik” dedi.
PAMUK İPLİĞİ BENZETMESİ
Maden işçilerinin yaşam koşullarını pamuk ipliğine benzeten Söylemez şartların adil olmadığını dile getirerek şunları söyledi: “ Çalışmazsan zaten açsın ölmekten de daha beter. Çalışacaksın fark etmiyor. Her gün evde yaşanan durumlar aynı. Hatta bundan sonra girme çalışma deniliyor ama boş. Başka yerlerde hayat şartları sor deniliyor ama pamuk ipliğine bağlı insanları da düşünmüyorlar açıkçası. Sonuç olarak 4001 günü doldurmak gibi bir zorunluluğumuz var bu zorunluluğu doldurmak için herhangi bir madene girip çalışmamız lazım. Bunun için Ermenek olur, Zonguldak olur, Soma olur bilemediniz başka bir maden olur fark etmez. Hayat standartlarını gerektiren tek unsun 4001 günü doldurmak. Orada madende sorun varmış, güvenliği yokmuş bunlar bizi ilgilendirmiyor hayata tutunabilmek için bizim tek şansımız orada o günü doldurmak açıkçası.”