TKP’nin şu anda gündem olan iki ittifakla hiçbir ilgisi olmayan nadir partilerden biri olduğunu, iki masaya da çok uzak olduğunu belirten Okuyan, Türkiye’nin sandıktan ne çıkarsa çıksın ülkenin seçim sonrasında çok derin bir hesaplaşmaya doğru yol alacağına işaret etti ve buna hazır olmak gerektiğini dile getirdi. Okuyan, “Türkiye seçimden sonra, seçim sonucundan bağımsız olarak çok büyük bir kaosa gidecek. 'Erdoğan ya da muhalefet kazanır'dan öte, Türkiye çok derin bir krize gidecek, buna itiraz neredeyse mümkün değil. Bu ekonomik tablo, bu siyasi ideolojik fay hattı istikrarlı bir yere evrilemez” dedi.
“Nisan ya da Mayıs’ta Türkiye’de bir sandık kurulacak doğru ama öte yandan Temmuz ayında bu ülkede ne olacak sorusuna yanıt yoksa bu ciddi bir sorundur” diyen Okuyan, “Toplumsal bir kaos mutlaka bazı özneleri çağırır. Tarih bize şunu gösteriyor, ortada masa falan kalmaz. Biz de bu düzeni değiştirmek, yıkmak isteyen bir parti olarak bu kaotik süreçte olanak yaratmaya çalışacağız. Bu kaotik sürecin işçi sınıfını, emekçileri, özgürlüğü bastırmaması için iki masadan da uzak durmak gerekir. Erdoğan’la muhalefeti bir mi tutuyorsunuz diyorlar, Erdoğan’la muhalefeti bir tutan TKP değil, o masaya Davutoğlu’nu, Babacan’ı, Akşener’i TKP oturtmadı” ifadesini kullandı.
'Bu felaket tellallığı değil meydan okuma'
Okuyan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugünkü ekonomik sistem bitmiş durumda. Türkiye’de sürdürülebilir bir sermaye egemenliği yok, peki bunun siyaset alanında hiç yer bulmaması mümkün mü? Kimi başlıklarda devletleştirme meselesi tartışmaya başlanıyor. Yakın gelecekte halkın ekonomik durumunda göreli bir iyileşmeyi sermaye varlığına el koymadan, doğrudan devletleştirmeden yapacağını, halkın derdine ilaç olacağını söyleyen herkes Türkiye’yi uçuruma sürükler.
Sermayeye el koymadan Türkiye’de halkının soluk alma olasılığı sıfırdır, bunu deneyen Türkiye’yi iç savaşa sürükler.
Bugünkü ekonomik sistem sürdüğü sürece halka verilecek her şey halktan alınır. Dolayısıyla asgari ücreti 15 yaparsanız enflasyon yine halktan çıkar. Bu olağanüstü barbar sisteme karşı TKP başından bu yana mücadele etti, temel sektörlerde devletleştirme olmadan bugünkü sistem çökmeye mahkumdur.
Bu felaket tellallığı değil, bu aynı zamanda bu tabloya karşı bir meydan okuma."
'TKP Erdoğan’ın gitmesi için her şeyi yapacak'
TKP’nin Erdoğan’ın gitmesini istediğini, Erdoğan’ın gitmesi için her şeyi yapacağını vurgulayan Okuyan, “Erdoğan gitsin duygusu bu düzen değişmeli duygusuyla tam olarak bir araya gelmedi, bunun için uğraşacağız seçimlere kadar. Ve bu duygunun karşısında olmayacağız. Şu yalana da ortak olmayacağız, 'Erdoğan gittiğinde bu karanlık sona erecek', hikaye… Bunun yanı sıra biz bu muhalefete kefil olmayacağız, halkımızı da uyaracağız. Bizim bir ittifakımız var, orada birlikte karar vereceğiz ama söyledik, Erdoğan’ın seçilmesine asla yardımcı olmayacağız” ifadesini kullandı.
'TKP düzen siyasetinin bir blok olarak karşısında'
“TKP 22 yıldır AKP ile uğraşıyor, bugünkü muhalefet bloğunun bir bölümü AKP ile birlikteydi, bir bölümü buna HDP’yi de katıyorum, CHP’yi de, en kritik dönemlerde AKP’yi ipten dahi aldı. Biz bu muhalefete de karşıtız. TKP düzen siyasetinin bir blok olarak karşısında” diyen Okuyan, şöyle devam etti:
“Sosyalist Güç Birliği bir aday çıkarmalı dedik, demeye devam ediyoruz. Gerekirse ikinci turda başka bir yol izleriz, gerekirse ilk turda başka bir yol izlenir, aday gösterilir, öyle bir koşul oluşur ki geri çekilir. Sosyalist Güç Birliği yoluna devam etsin istiyoruz, mümkün olduğunca geniş, ilkeli bir odağın alternatif olarak ortaya çıkmasını istiyoruz sözünü ettiğimiz süreçte. Parlamento seçimlerine herkes kendi parti adıyla ve adaylarıyla girecek ancak bu süreci bir dayanışmayla yürütecek. Bu kapsamda TKP yarın seçim çalışmasını başlatacak”
'Biz hazırız!'
“Biz hazırız. Ne yapacağımızı biliyoruz” vurgusunu yapan Okuyan, “TKP’nin öncülük ettiği bir iktidarın neler yapabileceği bizim için çok net. Burada çözüm belgelerimiz var. Alışkın olunmayan bir belge bu. Toplumda ve siyaset alanında korkunç bir çürüme var. TKP açık, sözünü esirgemeyen ve toplumda hâlâ var olan değerleri savunarak siyaset yapacak” dedi.
'Bu ülkenin kuruluşunda TKP’nin katkısı ve kanı var, biz bu ülkenin partisiyiz'
Okuyan sözlerine şöyle devam etti:
"TKP bir kere şunu söylüyor, biz bu ülkenin partisiyiz. Bu ülkenin kuruluşunda TKP’nin katkısı ve kanı var. Bir bölümü İstanbul’daki İngiliz cephaneliğini patlatırken bir bölümü Karadeniz’de kalleşçe öldürülen yoldaşlarının kanıdır. Kökü dışarda diyorlar, bizim daha başlarken kökümüz buradadır.
'Yıkacağız ve kuracağız…'
Bildirgenin bir bölümü ise 'yıkacağız'ı işaret ediyor. TKP 'yıkacağız ve kuracağız' diyor. 1920’lerde de bu yapıldı, yıkmadan kurulamaz. Korku yaratır deniliyor, hayat çok sert, gerçekler çok sert. Bildirgede ayrıca 'bizden ahlaklısı yok' diyoruz. Ahlak sözcüğü sol için, devrimciler için tartışmalı bir kavram. Biz ahlak konusuna dair ne düşünüyoruz bunu söylüyoruz. İnsanlığın yüce değerlerini savunuyoruz, kirli pazarlıklar içerisinde değiliz. Emek vermeden başarıya ulaşmak istemiyoruz, maske takmıyoruz bütün taleplere rağmen. Bu savunduğumuz değerlerin bu toplumda da yaşadığını ve sanıldığından güçlü olduğunu düşünüyoruz. Üstelik dünya görüşü itibariyle bu topraklarda asla alt edilemeyecek iki unsur var arkamızda, laiklik ve yurtseverlik. Biz buraya üçüncüsünü eklemek istiyoruz, eşitliği."
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, yaptığı konuşmanın ardından buluşmaya katılan çok sayıda gazetecinin gündeme ve partiye dair sorduğu sorulara yanıt verdi.