ANADOLU’NUN İLK NAKŞÎ ŞEYHLERİ
“Anadolu coğrafyasına Nakşibendî tekkeleri ilk defa Fatih Sultan Mehmet ve Sultan İkinci Bayezid dönemlerinde kuruldu.
Nakşibendîlik yolunu Osmanlı’ya ilk taşıyan ve Übeydullah-ı Ahrar Hazretleri’nin temsilcilerinden olan Simavlı Abdullah İlahi’dir. O’nunla birlikte Osmanlı ülkesine gelen, aynı zamanda Silsile-i Sadaat’tan Mahmut İncirfağnevi Hazretleri’nin torunlarından olan ve Sultan İkinci Bayezid’in desteği ile İstanbul’da ilk Nakşibendî dergâhını açan Emir Ahmet Buhari, Fatih’teki bu tekkede onun yolunu devam ettiren Mahmut Çelebi, Hekim Çelebi, Piri Halife Hamidi ve Lami Çelebi, Sultan İkinci Bayezid ve sonrasının ilk Nakşî şeyhleri olarak bilinmektedir.”
DÜNYAYI TİTRETEN ÜÇ AYRI HÜKÜMDAR AYNI ŞEYHE BAĞLIYDI
Sadece Osmanlı’nın değil, birçok Müslüman devlet yöneticilerinin de Nakşi şeyhlerine bağlılık gösterdiğini belirten Dr. Ahmet Uçar, Fatih Sultan Mehmet’in de içinde bulunduğu üç hükümdarın Ubeydullah-ı Ahrar Hazretleri’ne olan bağlılıklarını şöyle anlatıyor:
“Ubeydullah-ı Ahrar Hazretleri kendi devrinin manevi kutbu ve gönüller sultanıdır. O devrin üç büyük hükümdarı ona intisap etmişti. Bunlardan ilki onun yaşadığı Semerkand’da dahil Maveraünnehir bölgesinin hükümdarı olan Ebu Said Mirza’dır. Bir diğeri Hindistan’a hakim olan ve orada bir devlet kuran Babür Şah’tı. Üçüncü sultan ise İstanbul’un fatihi, Sultan İkinci Mehmet Han idi.”
BABA OĞUL İKİ DERVİŞ SULTAN
Yavuz Sultan Selim Han ve Kanuni Sultan Süleyman Han’ın da Nakşî şeyhlerine olan bağlılıklarından bahsedilen araştırmada, Yavuz Sultan Selim’in “Padişahı âlem olmak bir kuru kavga imiş / Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş” beytine yer veriliyor.
Çok iyi bir medrese eğitimi alan Yavuz Sultan Selim Han, kendi devrinde yaşamış Nakşibendî Tarikatı’ndan Şeyh Mahdumi’yi şehzadeliğinde iken yakından tanıyordu. Yavuz Sultan Selim Han’ın Şeyhe olan hayranlığı onu kendisine imam yapacak, hatta gece gündüz birlikte olup sohbet edecek seviyeye ulaşmıştı. Yavuz Sultan Selim Han, biricik oğlu Kanuni Sultan Süleyman Han’ın şehzadeliğindeki eğitimini de bizzat Şeyh Mahdumi’ye vermiş ve tahta geçtiğinde bu zatı günlük 200 dirhem tahsisatla, şehzadesine hususi muallim olarak tahsis etmişti.
Güncelleme Tarihi: 12 Temmuz 2018, 14:13