Orhan SARIBAL; Açık faşizm koşullarını yaşıyoruz

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası için, “Bu bir hukuk davası değil, siyasi davadır.

Orhan SARIBAL; Açık faşizm koşullarını yaşıyoruz
banner98

Saray’daki şahsın talepleri doğrultusunda davranan hakim ve savcılar adalet dağıtamaz. İstanbul’u kaybetmelerini bir türlü hazmedemediler. ‘Siyasi baskıyla alırız’ davasıdır bu dava. Açık faşizm koşullarını yaşıyoruz. İktidar korkutarak, baskılayarak, sindirerek ülkeyi yönetmek istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Mecliste düzenlediği basın toplantısında İmamoğlu’na verilen hapis ve siyasi yasak cezasını değerlendiren Sarıbal, siyasal iktidarın toplumu baskı ile yönetmek istediğini, yaşananların ‘açık faşizm’ olduğunu söyledi. İmamoğlu’na verilen cezanın İstanbul seçimlerini kaybetmenin hazımsızlığı olduğunu ifade eden Sarıbal’ın konuşması şöyle:

Vesayet düzeni

“Bu bir hukuk davası değil. Defalarca söyledik; bu ülkenin dürüst ve hukukun üstünlüğüne göre davranan, gerektiğinde bunun bedelini de ödeyen hakim ve savcılara saygılarımı iletiyorum.

Ama iktidarın istediği gibi davranan, Saray’daki şahsın talepleri doğrultusunda davranan hakim ve savcılar ne yazık ki hukuku katlediyorlar. Bilsinler ki bir gün hukuk ve adalet onlar için de gerekecek.

Siyasete teslim olmuş bir hukuk düzeni adalet dağıtamaz. Hakkaniyetli olamaz.

Bu dava siyasi bir davadır. AKP ve Saray İktidarı yıllarca ‘bu ülkede askeri vesayet var, bürokratik vesayet var, oligarşik vesayet var ’ dedi. Bugün yaşananlar iktidarın yargıyla toplum üzerine kurduğu vesayet düzenidir.

İstanbul’u kaybetmelerini bir türlü hazmedemediler. ‘Siyasi baskıyla alırız’ davasıdır bu dava.

Açık faşizm koşullarını yaşıyoruz. İktidar korkutarak, baskılayarak, sindirerek ülkeyi yönetmek istiyor.

“Ben ne dersem odur. Kimse konuşmayacak, kimse itiraz etmeyecek. Konuşanın ağzını kapatırım, itiraz edeni cezaevine atarım” diyen bir anlayış.

Düşünün bir ülkeyi 21. yüzyılda bir tek kişinin haklarının demokratik değerlerle korunmasını önceleyen bir dünya düzeninde, bir Saray ve Saray’daki bir kişi 160 binin üzerinde kişiye soruşturma açmaktadır. Kimle yapıyor bunu? Hakimle, savcıyla, polisle, jandarmayla. Kendini devlet olarak görüyor.

Eylem yapmak yasak, yürümek yasak, konser yasak. Her şey yasak. Oysa ne demişlerdi? Yasakları kaldıracağız. Yasaklar Cumhuriyet döneminin en yüksek haline geldi. Yoksulluğu bitireceğiz dediler, sosyal yardımlarla yoksulluğu idare etmenin yarışına girdiler.

Ferman padişahınsa bu ülke bizim

Geldiğimiz durum iktidarın çürümüşlüğüdür, basiretsizliğidir, bitmesinin temel gerekçelerinin ortaya çıkmasıdır.

Biz demokrasi diyoruz onlar ‘faşizm’ diyor. Biz özgürlük diyoruz onlar ‘baskı’ diyor. Biz emek diyoruz, onlar ‘sömürü’ diyorlar. Biz eşit yurttaşlık diyoruz onlar ‘kayırmacılık’.

Biz bütünüyle demokrasi, barış, adalet, özgürlük, eşit yurttaşlık taleplerimizi yineliyoruz.

İktidarın bütün baskı, sindirme, korkutma politikalarına karşı dimdik ayaktayız. Onlara dert olduğunu onlar da biliyor.

O yüzden ne faşizmlerinden korkmuyoruz ne baskılarından.

Ferman Sarayın, padişahın olabilir, ülke bizim. Demokrasi, insan hakları bizim.

Onlar gidecek biz kalacağız. Kazanacağız çünkü biz çoğuz, çünkü biz güçlüyüz. “

Necmi İnce

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0