İlköğretim Kurumlarına Devam Oranlarının Artırılması Projesi kapsamında gerçekleştirilen ‘Uluslararası Dil Eğitimi Konferansı’, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın katılımıyla yapıldı. İstanbul The Green Park Otel’de yapılan konferansa Bakan Nabi Avcı’nın yanı sıra, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Baş Katibi Javier Menendez Bonilla, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları, uzmanlar ve akademisyenler katıldı.
Konferansta konuşan Bakan Nabi Avcı, ‘İlköğretim Kurumlarına Devam Oranlarının Artırılması Teknik Destek Projesi’nin, çocuklarla okullar arasında sağlam bağların kurulmasını katkı sağlayacağını umduğunu ifade etti. Avcı, "Unutmamak gerekir ki öğrencilerimizin okula devamlarını artırmak, onların mutlu olacakları kendileri için düzenlenmiş eğitim süreçlerinin hazırlanmasıyla mümkün olabilecektir" dedi.
Çocukların dünyalarının yetişkinler tarafından sürekli sınırlandırıldığını kaydeden Avcı, "Onların saf, hesapsız, renkli ve coşkulu dünyalarına bizim de ihtiyacımız var. Buna karşılık biz büyükler durmadan onların dünyalarını sınırlamakla meşgulüz. Terbiye metotlarımızı, disiplin anlayışımızı, çocuklarımızın coşkun dünyasını sıradanlaştırmak, bir kalıba sokmak için değil, onlara bahşedilen merak, öğrenme, keşfetme arzularını kaybetmemeleri için düzenlemeliyiz" diye konuştu.
“TÜRKÇE ÖĞRETİMİNİ GÖZDEN GEÇİRMEYE İHTİYACIMIZ VAR”
Türkçe'nin yeteri düzeyde öğretilmediği için öğrencilerin yabancı dil öğrenmekte zorlandıklarını belirten Avcı, "Öğrencilerimize ana dillerini, Türkçeyi yeterince öğretemediğimiz için yabancı dillerin öğretiminde ve eğitiminde zorluklar yaşıyoruz. Artık her yerde ve her fırsatta sorulur hale gelen 'Neden yabancı dil öğrenemiyoruz veya öğretemiyoruz?' sorusunun cevabını ararken bakmamız gereken yerlerden birisi de bu. Okullarımızdaki Türkçe öğretimini ciddiyetle gözden geçirmeye ihtiyacımız var ve geçiriyoruz. Öğrencilerimiz 30 soruluk bir Türkçe testindeki soruların çoğunu doğru cevaplandırabiliyorlar, fakat düzgün, etkili birkaç cümle yazamıyorlarsa dikkatlerimizi Türkçe eğitimine yöneltmeli, yöntemlerimizi gözden geçirmeliyiz" şeklinde konuştu.
“SOSYAL MEDYA DİLİ YOZLAŞTIRIYOR”
Sosyal medyanın dili yozlaştırdığını savunan Bakan Avcı, "Sosyal medyanın sebep olacağı her bozulmayı, her yozlaşmayı eğitimciler olarak dikkatle ve özenle takip etmeli, bu konuda ciddi tedbirler almalıyız. Bizim, Yunus Emre'nin, Evliya Çelebi'nin, Dede Korkut'un ışıltılı Türkçesine ihtiyacımız var. Bilmeliyiz ki Türk edebiyatının bin yıllık muazzam birikimi, Türkçe eğitimini cazip kılacak hazine değerinde bir kaynaktır. Türkçe öğretimi bir alanın, bir bilim alanının sınırları içine hapsedilmemelidir. Bütün öğretmenlerimizin, Türkçeyi etkili ve verimli, güzel kullanmaları ve öğrencilerimizi de bu konuda dikkatle takip etmeleri zaruridir. Yabancı dil öğretmenlerimizin de Türkçeyi iyi bilip kullanmaları, inanıyorum ki yabancı dil öğretmede makus talihimizi değiştirecektir. Dil öğretimi ve aslında bütün eğitimimiz hayata dair, hayatla yakın ve hayatla iç içe olmalıdır" ifadelerine yer verdi.Konuşmasının ardından Bakan Avcı, katılımcılarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.