Cumhurbaşkanı Gül, Diyanet İşleri Başkanlığının Dolmabahçe Sarayında düzenlediği iftar programına katıldı. Programa, Cumhurbaşkanı Gül’ün yanısıra Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Iraklı İslam Alimi Muhammed Mehdi Necef, İmam Hakim Müessesi Başkanı Ali el-Hakim, Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadağı ile davetliler katıldı.
Burada konuklara hitaben bir konuşma yapan Gül, İslam dünyasında yaşanan sorunlara değindi. Toplantının faydalı olacağına inandığını söyleyen Gül, "Çok güzel neticelere varacaksınız. Bunlar, bütün İslam dünyasına ve İslam dünyası yöneticilerine ışık tutan fikirler ortaya çıkaracaktır. Burada bulunmanız, bölgemizde uzun yıllardır yaşanan ve Müslümanlar için adeta utanç verici mahiyet kazanan kanlı olayları sadece konuşmak ve tartışmak değil, bir noktada onlara yol göstermek sorumluluğunu hissettiğiniz için buradasınız. Müslümanlar olarak açıkçası olup bitenlerden utanıyoruz. Çünkü iç savaşlar yaşanıyor, Müslümanlar birbirlerini katlediyor. Komşular birbirlerinin evlerini yıkıyor, bir taraftan da çok büyük acılar çekiyoruz. Ne Müslümanlığa yakışır ne de İslam'a yakışır" dedi.
İslam ülkelerinin çoğunda acının ve gözyaşının hakim olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Geldiğiniz ülkelerin bazılarında huzur var ama çoğunda da acı var. 'Komşusu açken, tok yatan olan bizden değildir' diyen bir dinin mensupları olarak, komşusunun evi yangınken, komşusunun evi yerle bir edilirken, bizim rahat olmamız, acı çekmememiz, bunun çilesini hissetmememiz mümkün değildir. Sadece üzülmek yetmez. Buna, yol gösterici çalışmaları da muhakkak yapmamız gerekli. Sizlerin bir araya gelmeleri, ilim erbabının Kur'an'ın, sünnetin yolunda insanlığı aydınlatan ve yol gösteren sizlerin düşünmeniz ve tartışmanız ve yol gösterici fikirlerle ortaya çıkmanız, devlet adamlarına, yöneticilere, sorumluluk hisseden herkese çok büyük bir rehber olacaktır” dedi.
“Burada gayet açık konuşmak gerekir” diyerek sözlerini sürdüren Gül, “Kendi kusurlarımızı önümüze koymamız gerekir. Her şeyi başkasından ve bizim dışımızdan görmememiz gerekir. Bazen basiretsizlikler, ihtiraslar, başka arzular mezhepleri, dinleri ve çeşitli akımları kendilerine istismar ederek bu çatışmalara meydan vermektedirler. Yoksa, bu çatışmaları sadece mezhep, din çatışması gibi göstermenin de yanlış olduğu kanaatindeyim" diye konuştu.
"Burada herkes aklını başına almalı ve bu yanlışlara kapılmamalı” diyen Gül, Sizler cesur bir şekilde doğruları söylemek durumundasınız. Hiçbir şeyden sakınmadan yol göstermek durumundasınız. Din adamları doğruyu söylemekten çekinmez doğru nedir onu söyleyeceksiniz. Tabi ki bu yaşananlar bir taraftan dinimiz adına yapılıyor gibi gözüküyor. Müslümanlar her yerde yaşıyorlar. Bütün bunların hayatını çok büyük zorluklar içine sokuyoruz. Buralarda İslam’ın çok güzel anlatılmasının önüne geçiliyor. Önce kendimize bakmamız gerekiyor kendi kusurlarımızı düzeltmemiz gerekiyor. Bu dayanışmayı göstermediğimiz vaziyette çok büyük bir zafiyet ortaya çıkıyor. Herkesin gözü önünde Filistin’de yaşanalar Gazze’de yaşananlar çok büyük utanç çok büyük acizlik var. Bunları durdura bilmek için İslam dünyasının dayanışma göstermesi gerekiyor bu gösterilmezse daha çok acılar çekilir” dedi.
Gül, “Hepimizin aklımızı başımıza toplamamız gerekiyor. Burada din adamlarına, İslam alimlerine çok büyük görev düşüyor. En zor durumda bile doğru neyse bunu Allah için söylemek. Doğruların altına imza atmanız ve bunun duyulması bile başlı başına çok büyük bir olaydır. Hepinizin geldiği yerlerde acı var. Acısı olmayan ülkelerdeki Müslümanlarında gönlü ve kalbi sizinle beraber. Sıkıntılı bir Ramazan geçiriyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Güncelleme Tarihi: 18 Temmuz 2014, 10:19