Cuma namazı için kaldığı otelden öğle saatlerinde ayrılan Erdoğan, cuma namazını Bahçecik mahallesinde bulunan Mehmet Akif Ersoy Camisi’nde kıldı. Namaz çıkışında cemaatin yoğun ilgisi ile karşılaşan Erdoğan, ardından Atatürk Alanı’nda düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Yaklaşık 52 milyona mal olan 17 tesisin toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, konuşmasının başında dün Bingöl’de şehit edilen polislere rahmet dileyerek "Dün Bingöl’de hain bir saldırı neticesinde şehit olan 2 polisimize Allah'tan rahmet ailesine, milletimize sabırlar diliyorum. Yaralı polislerimize rabbimden şifalar diliyorum. Yaralı Emniyet Müdürümüz ile az önce bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Hamdolsun durumları iyi. Rabbim şifalarını acilen versin. Hainlerin peşine düşüldü ve ölü olarak ele geçirildi. Diğer sorumluların da yakalanması için operasyonlar devam ediyor. Milletimizin, emniyet teşkilatımızın başı sağolsun diyorum. 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 71 gibi bir oy oranı ile şahsıma verdiğiniz destekten ötürü teşekkür ediyorum. Bugün anlamlı bir gün. Cumhurbaşkanlığı seçimin yapıldığı günden buyana öyle bir tevafuk ki bugün 61. gün 10 Ağustos'ta seçimi yaptık şimdi 61. günde Trabzon'da toplu açılış ve teşekkür ziyaretimiz gerçekleşiyor. Trabzon kendisinden beklenin en güzel şekilde yaptı. Trabzon kendisine yaraşanı yakışanı yaptı. 12 yıl boyunca 8 seçimde Trabzon bizle en güçlü desteği veren illerden olmuştur. Son 9.seçimde de Trabzon yine yanımızda oldu yine bize çok güçlü destek verdi. Rabbim hepinizden razı olsun. Ahde vefanızdan, desteğinizden, itimadınızdan dolayı her birinize şükranlarımı sunuyorum. Başbakanlık dönemimizde olduğumuz gibi Cumhurbaşkanlığı dönemimizde de Trabzon’a mahçup olmayacağız. Başbakanlığımız döneminde başlattığımız projeleri tek tek takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE BÖLGEMİZDE YAŞANAN ÇATIŞMALARIN HİÇ BİRİNDE TARAF DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde yaşanan çatışmaların hiç birinde taraf olmadığını belirterek “Türkiye hiçbir mezhebin hiçbir etnik kökenin yanında veya karşısında değildir. Bütün bu krizler başladığı günden itibaren bizim tarafımız hep barış oldu, diyalog oldu. Bizim tarafımız hep insanların özgür bir şekilde bir arada yaşama çabaları oldu” dedi.
Atatürk Alanı’ndaki toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, konuşmasında Ortadoğu’da son dönemde yaşanan olaylara gönderme yaparak “Bölgemiz son derece hassas son derece kritik bir süreçten geçiyor. Suriye’de Irak’ta son derece kanlı çatışmalar yaşanıyor. Bugün buradan tüm ülkeme, tüm milletime, tüm dünyaya açık açık ifade ediyorum. Türkiye bölgemizde yaşanan çatışmaların hiç birinde taraf değildir. Türkiye hiçbir mezhebin hiçbir etnik kökenin yanında veya karşısında değildir. Bütün bu krizler başladığı günden itibaren bizim tarafımız hep barış oldu, diyalog oldu. Bizim tarafımız hep insanların özgür bir şekilde bir arada yaşama çabaları oldu. Suriye ve Irak’ta; Arap, Türkmen, Ezidi, Süryani hiçbir ayrım yapmıyorum. Sünni, Şii, Nusayri, Müslüman, Musevi, Hristiyan ayrımı yapmıyoruz. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdiğimiz hep söyledik ve söylüyoruz. Fakat bizi ne ülkemizin belli bir kısmı ne de dünyanın belli ülkeleri anlamadı, anlamamakta hala direnenler var. Terör örgütlerine karşı son derece ilkeli son derece sorumlu dik bir duruş sergiliyoruz. Çünkü biz ülkemizde 30 yılı aşkın süredir PKK’ya karşı çok insanımızı kaybettik. Aynı şekilde şimdide Irak’ta başlayıp Suriye’de palazlanan ve hala Irak ve Suriye’de terör estiren İŞİD’e karşı da aynı tavrımızı sürdürüyoruz. Bunun dışındaki terör örgütleri de onlar da bizim için tehdittir. Onlara karşı da her türlü tedbiri alıyoruz, alacağız” şeklinde konuştu.
“Irak ve Suriye’den kaçan insanlara kapımızı açtık. 1,5 milyonu aşkın insanı şuanda ülkemizde biz misafir ediyoruz” diyen Erdoğan, “Niye ? bu bizim insanlık anlayışımızdır. Vicdani anlayışımızdır, İslami anlayışımızdır. Biz bundan dolayı bunları yaptık. Onları terörist eylemlerin, kurşunların, bombaların ardında bırakamazdık. Devlet terörü estiren Esed rejiminin altında bırakamazdık. Onlar bu ülkeye hicret ediyorlar biz onlara ensar olmaya mecburduk. Bunu yaptık hala daha yapıyoruz. Bugüne kadar 4,5 milyon dolar bizim harcamamız oldu. Şuanda sadece Avrupa’da 130 bin sığınmacı var, Avrupa bundan dert yanıyor. Ama sadece ülkemizde ise 1,5 milyon sığınmacı var. Bizim farklılığımız batıya göre bu. Bakın tekrar ediyorum; Suriye ve Irak’taki hiçbir etnik köken arasında ve hiçbir mezhep arasında ayrım yapmıyoruz. Aynı şekilde terör örgütleri arasında ‘bu iyidir, bu kötüdür’ şeklinde bir ayrıma asla ve asla gitmiyoruz. Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren bu hadiseler karşısında uluslar arası hukuk içinde ilkeli, sorumlu ve sağduyulu bir tavır sergiliyoruz. Bölgede akan kanın biran önce durması ve insanların evlerine dönebilmesi, Irak ve Suriye’de herkesi kucaklayan adil bir yönetimin gelmesi için elimizden ne geliyorsa yaptık, yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE İÇ VE DIŞ POLİTİKASINI TERÖRİSTLERİN, SOKAK SERSERİLERİNİN ŞİDDET EYLEMLERİ İLE BELİRLEYECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin iç ve dış politikasını teröristlerin, sokak serserilerinin şiddet eylemleri ile belirleyecek bir ülke olmadığını belirterek “Hem sokaktaki o maşaları hem onların maşalarını tutan efendileri bilsinler ki Türkiye sokak eylemlerinden korkup istikamet değiştirecek bir ülke değildir” dedi.
Konuşmasında Kurban Bayramı’nın 4. Günü Gaziantep Islahiye’de mültecilere seslendiğini ve orada çadırları dolaştığını belirten Erdoğan “Mültecilerin hepsi bize Türkiye’ye dua ediyorlardı. ‘Siz bizi Esed’in zulmünden kurtardınız’ diyorlardı. Şimdi bazı komşu ülkelerin kalkıp da Esed rejimini korumak için hala ellerinden geleni yapmaları akla ziyandır. Örgüt olarak teröristler olduğu gibi devlet bazında devlet terörü estirenler var. İşte bunun örneği Suriye’dir, Suriye’nin şuanki yönetimidir. Bizim Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Bizim Suriye halkı ile bir sorunumuz yok ama Suriye yönetimi ile evet sorumuz var. 250 bine yakın insanı öldüren böyle bir rejime nasıl alkış tutabiliriz ? Halkı Müslüman olan ülkeler Esed rejimine sahip çıkıyorsa bunun hesabını bu dünyada da ebedi alemde de veremezler. Dürüst olmaya mecburuz. Esed rejiminin kimyasal silahlarla konvansiyonel silahlarla insanları katletmesinin hiçbir izahı olamaz. Şuanda 1,5 milyon bizde 1,5 milyon insan Lübnan’da, 1 milyon insan Ürdün’de ve diğer ülkelerde yaklaşık 5-6 milyon Suriyeli kendi evlerinin yurtlarının dışında yaşıyor” diye konuştu.
"İLKELİ VE DİK DURUŞUMUZ RAHATSIZ EDİYOR"
Türkiye’nin bölge meseleleri karşısında ilkeli ve dik duruşu bazı çevreleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini vurgulayan Erdoğan “ Büyüyen Türkiye ekonomisi, hem içerde hem dışarıda birilerini ciddi şekilde rahatsız ediyor.Demokratikleşme alanında yaptıklarımız, özellikle kardeşliğimizi güçlendirecek çözüm süreci içerde ve dışarıda birilerini rahatsız ediyor. Önce Türkiye teröre destek veriyor diye algı operasyonu yaptılar başarılı olamadılar. Ardından Türkiye ekonomisine karşı algı operasyonu yaptılar orada da başarılı olamadılar. Kredi derecelendirme kuruluşlarını devreye soktular onda da başarılı olmaya çalıştılar, başarılı olamayacaklar. Şuanda da içerdeki piyonlarını, içerdeki maşalarını kullanarak sokakları terörize etmek gibi alçakça bir yöntem uygulamaya başladılar. İnanın bunda da başarılı olamayacaklar. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık Darbe Girişimi’nde başarılı olmadılar. 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde başarılı olamadılar. Şimdi de bu kirli olaylarda başarılı olamayacaklar. Son birkaç günde çıkan Vandallık ve yağmacılık olaylarında maalesef 31 insanımız hayatını kaybetti. Kamu binalarına, yav bindikleri belediye otobüslerine, esnafın iş yerlerine, Kızılay kan araçlarını bile alçakça saldırdılar. Türk bayraklarına haince saldırdılar, Atatürk büstlerini kırdılar, yıktılar” ifadelerini kullandı.
"SEN O AKLI KENDİNE SAKLA"
Erdoğan, konuşmasında “Ne yazık ki ana muhalefet partisi bakıyorsunuz bunlara sahip çıkıyor” diyerek CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan, şunları söyledi:
“Aynı şekilde yine parlamentoda bir eylemlerde bunlarla birlikte hareket ediyor. Ana muhalefet partisi ile bu parti tezkere oylamasında beraber hareket ettiler. Orada tezkereye karşı çıkanlar şimdi Türkiye’nin Kobani’ye asker göndermesini konuşuyor. Biz Kobani’den 200 bin insanı içeri aldık. Olay sadece Kobani mi ? Olay sadece Kobani’deki kürt kardeşlerimiz mi ? Suriye’de 250 bin insan öldürülürken sesi çıkmayan ana muhalefet partisi ile bu muhalefet partisi şimdi ne oldu da bunların sesi çıkıyor ? Ana muhalefet partisinin başındaki zat, Esed’i korumak için mi uğraşıyor ? Şimdi çıkmış akıl veriyor. ‘Kobani’ye yönelik tezkere’ Sen o aklı kendine sakla. Böyle konuşmak istemezdim bu makamda. Ama artık bir cumhurun başı olarak bunları söylemek ve konuşmak durumundayız. Türkiye bu şiddete, bu vandallık ve yağmacılığa asla boyun eğmez. Tarih boyunca boyun eğmedi, bugün de eğmez yarın da eğmez. Bunların canı yanmıyor. Bu vandallar, bu yağmacılar, Türk bayrağına saldıranlar, bu hainler er yada geç bulunacak, hepsi cezasını çekecek.”
“Türkiye iç ve dış politikasını teröristlerin, sokak serserilerinin şiddet eylemleri ile belirleyecek bir ülke değildir” diyen Erdoğan “ Hem sokaktaki o maşaları hem onların maşalarını tutan efendileri bilsinler ki Türkiye sokak eylemlerinden korkup istikamet değiştirecek bir ülke değildir. Gereken neyse devletimiz onu yapıyor. Ve yapmaya devam edecek. Sokaktaki şiddet durduğunda bu şımarıklığın hukuk içinde hesabı mutlaka sorulacak. Buradan Tabzon’dan tüm Karadenizli vatandaşlarımızdan, 81 vilayetteki vatandaşlarımızdan soğukkanlı ve itidalli olmalarını rica ediyorum” dedi.
“TERÖRİST DEĞİLSEN O MASKEYİ ÇIKAR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de son günlerde yaşanan olaylar nedeniyle Trabzon’dan sağduyu çağrısında bulunarak “Bakın tuzak çok açık. Kobani'yi bahane ederek sokağa çıkıyorlar. Aslında amaçları huzuru bozmak, ülkenin huzurunu kaçırmak. Öfkeyi büyütmek, nefreti büyütmek, kardeşliğimizi sabote etmek” dedi.
Erdoğan, konuşmasında Kobani' bahanesi ile sokağa çıkıldığını belirterek “Aslında amaçları huzuru bozmak. Ülkenin huzurunu kaçırmak. Öfkeyi büyütmek, nefreti büyütmek, kardeşliğimizi sabote etmek. Parlamentoda malum siyasi parti dışındaki partiler de, bir tanesi aynen onunla hareket ediyor. Bir diğeri de temkinli duruş sergilediğini zannediyoruz ama o da iktidarla uğraşıyor. Ya bırak sen iktidarla uğraşmayı. Şimdi hep birlikte birlik beraberlik zamanı. Bu yapılan teröre karşı el birliği zamanıdır, güç birliği zamanıdır. Bu tuzağa düşersek kaybeden hep birlikte millet olur. Ama biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bu hainler karşısında sabrını, itidalini muhafaza edemeyen, öfkesine yenilen inanın bunların tuzağına düşmüş olur. Bunların ekmeğine yağ sürmüş olur. Bunların arzularını yerine getirmiş olur. Bunlar istiyorlar ki Türk ile Kürt birbirinden nefret etsin. Bunlar istiyorlar ki Türk ile Kürt birbirine öfke beslesin. Bunu tarihin hiçbir döneminde başaramadılar, bugün de başaramayacaklar. Biz aziz milletimizle sağ duyumuz ve itidalimiz ile bu kirli tuzağı bozacağız” şeklinde konuştu.
“Kobani diyorlar. Allah aşkına Kobani'ye Türkiye'den başka yardım uzatan ülke var mı?” diye soran Erdoğan “Dert edinen ülke var mı? Halep'i Musul'u Kerkük'ü ne kadar kendimize dert edindiysek Kobani'yi de o kadar kendimize dert edindik. Oradan 200 bin insan ülkemize sığındı. Ekmeğimizi suyumuzu onlarla paylaştık. Türkiye kobani'ye yardım etmiyor demek en başta nankörlüktür. Hem tezkereye karşı çıkacaksın, hem Türkiye Kobani'ye yardım etmiyor diye şımarıkça şiddet çağrısı yapılıyor. Maalesef partinin milletvekilleri ya. İktidar partisine doğru molotof atarak, bombalama. Maskeler, nedir o maskeler? Demek ki sen teröristsin. Eğer terörist değilsen o maskeyi çıkar yüzünden. Tabi bunlara yönelik ayın 14'ünden sonra gerekli tedbirler alınacaksın. Yasalarda gerekli değişiklikler yapılacaktır. Bu kervan barış kervanıdır. Barış kervanını tehdit eden hangi unsurlar varsa bunlara karşı hukuki zemin çok daha güçlü hale gelecektir. Kusura bakmasınlar bu tür alçakça hareketlere prim vermeyiz. Eğer birileri çözüm sürecini böyle şımarıklık olarak algılıyorsa yanılgı içindeler. Biz barışın huzurun tesis edilmesin istedik. Fakat bir taraftan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde barıştan sevgiden bahsedeceksin, sonra da sıkılmadan utanmadan milleti sokağa davet edeceksin. Ondan sonra kalkıp bir de ben bunu şiddete karışmak suretiyle demedim. Eee ne diye dedin? İşte o sokağa davet ettiklerin, ellerinde molotoflarla silahlarla. Evet polisimizin askerimizin üzerine saldıkları gibi, kamu binalarını yaktılar yıktılar. Vatandaşımızın araçlarını yaktılar. Okulları hastaneleri yaktılar yıktılar. Biz sorunların sokakta değil dağda değil silahla değil konuşarak siyaset zemininde çözülmesini istedik” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde “Çözüm sürecine elimi, bedenimi canımı koydum. Her ne pahasına olursa olsun 77 milyonun kardeşliğini tesis etmek için son nefesime kadar da mücadele etmeye devam edeceğim” diyerek şunları söyledi:
“Çünkü biliyorum ki bu millet bizimledir. Adeta nokta nokta her şeyi tespit etmişler. Mağazaları yakıp yıkıyorlar. O mağazalar onların dünya görüşünü paylaşmadığı için yakmakla kalmıyorlar bir de yağmalıyorlar. bunun özgürlükle ne alakası var? Sağ olsun polisimiz askerimiz istihbarat birimlerimiz çalışıyorlar. Hem bu olayları durduracak, hem de bunun hesabını soracağız. Tek millet, tek bayrak tek vatan tek devlet diyorum. Bizim bu Rabia işaretimizi kaybetmeyeceğiz.”
Erdoğan, konuşmasının ardından yaklaşık 52 milyona mal olan 17 tesisin toplu açılış törenini gerçekleştirdi.
Güncelleme Tarihi: 10 Ekim 2014, 17:13