Erdoğan: 'O silahlar Rusya'nın'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Güneydoğu’da yakalanan silahların tamamı Rus yapımı. PYD’ye ‘silah vermeyin’ uyarısında bulunmuştuk. Ne oldu, silahların yarısı DAEŞ’e, diğer yarısı da PKK’ya gitti' dedi.

Erdoğan: 'O silahlar Rusya'nın'
banner98
 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şili’de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Latin Amerika ülkeleriyle ilişkiler konusunda istenilen noktada olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Buralar gerçekten Türkiye’nin ihmal ettiği, Türkiye’nin de ihmal edildiği ülkeler. Şili, Peru ve Ekvador’la süratli bir sıçrama dönemini yakalayabiliriz. Şu anda serbest ticaret anlaşması noktasında Peru ve Ekvador’la bir anlaşma yok. Onları da bu işe ısındırabilirsek çok daha farklı bir gelişme olur” diye konuştu. Cumhurbaşkanı, temaslarını takip eden gazetecilerin sorularını cevapladı.

John Kerry’nin Riyad grubunda Esad konusunda 2018’e kadar geçiş hükümeti, değilse beraber çalışılması konusunda “evet” demesi, kimilerine göre daralma, kimilerine göre açılma olarak değerlendiriliyor. Seçimle birlikte “Esad’ı sandığa gömün” deniyor. Nasıl olacak bu?

Bu konuda iyimser değilim. Suriye’nin içinde ve dışında olanların hepsi bir tehdidin altında. Bu tehdidin altında olan insanlar, rahat oy kullanamazlar, irade yansıtamazlar. BM’nin samimi davranacağına hiç inanmıyorum. Şu an BM; Cenevre’de samimi davranıyor mu? Göndermiş oldukları kişiler oralarda da işi farklı yerlere çekiyor. PYD’nin başındaki kişiyle görüşme yapıp yapmadıkları noktasında birçok görüş var. PKK, AB ve ABD’de nasıl terör örgütü olarak kabul ediliyorsa, PYD’nin ve YPG’nin de bir terör örgütü olduğunun ilan edilmesi lazım. Aksi takdirde Suriye’deki seçimler hüsran olur. Esasen Rusya’nın ortaya koyduğu kararlılığı diğer koalisyon güçlerinin sergilemesi lazım. BM’nin sergilemesi lazım. Esad gibi ihanet içerisindeki birinin önünü açmaya çalışmak doğru olmaz.

BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPTIK
Rus uçağının sınır ihlalini gündeme getirdiğimizde Türkiye’nin adım adım Suriye’ye çekilmeye çalışıldığı iddiaları var. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ulusal güvenliğimizi korumak durumundayız. Biz sınır ihlali yapmadan müdahale ediyoruz. İhlallere, top atışlarıyla, angajman kurallarıyla karşılık veriyoruz. Ama koalisyon güçleri maalesef beklenen adımları atmıyor şu an itibariyle. Koalisyon beklenen adımları atacak olursa, bizim de angajman kurallarına dayalı olarak attığımız adımlar daha tesirli olacaktır. Biz sabırla hareket ediyoruz. Son ihlal sadece Türk hava sahasının değil, NATO hava sahasının da ihlalidir. Putin’i arattırdım, dönüş olmadı. Biz üzerimize düşeni yaptık. Bundan önce ‘İşte beni aramadı, NATO’yu aradı’ diyordu. Biz, Allah göstermesin, bir olumsuzluk yaşanmasını istemiyoruz.

Suriye konusunda gerçek manada bir koalisyondan bahsedebilir miyiz? Koalisyondan, Rusya’nın hamlelerine yönelik bir karşı duruş görülmedi.

ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın, hatta Almanya’nın da içinde yer aldığı tam anlamıyla bir koalisyon gücü var. Bunlar İncirlik’te konuşlanmış. Zaman zaman oralardan çıkıp gereğini yapıyorlar. Ama biz bunun çok daha farklı bir noktaya doğru dönüşümünü arzu ediyoruz. Cenevre görüşmelerinin ardından, Sayın Obama’yla da bir durum değerlendirmesi yapacağız.

PYD KORİDORUNA İZİN VERMEYİZ
Fırat’ın batısına geçilmesini kırmızı çizgi ilan ettik. İran ve Rusya’nın Afrin bölgesinde yığınak yaptıkları iddia ediliyor. Fırat’ın batısında değil de Afrin’in doğusuna doğru hareket edileceği yönünde haberler var. Bu bizim için aynı şeyi mi ifade eder?

Orada PYD terör örgütünün koridor oluşturmasına müsaade etmeyiz. Biz Kürt kardeşlerimize değil PYD’nin koridor oluşturma girişimine karşıyız. Tabii onun yanında PKK var, YPG var, diğer terör örgütleri var. Bunlarla bir şeyi olgunlaştırmaya çalışıyorlar. Şu anda 24 saat Silahlı Kuvvetlerimizle, istihbarat örgütlerimizle, gerek NATO’daki diğer ülkelerle bunların görüşmesini yapmak suretiyle neler yapılabileceğini konuşuyoruz, görüşüyoruz.

Görüşmeler garantörlük hakkında mı?

Bunun garantörlükle alakası yok. Biz artık tehdit algısı hesaplarını yapan bir ülke konumundayız. Ülkemizde mülteci sayısı 2,5 milyona ulaştı. Bu mülteci akını karşısında şu anda Batı’nın üzerine düşeni yaptığını söyleyemeyiz. Ülkemiz mülteci akınının yanı sıra ciddi tehdit altında. Zaman zaman bombalar düşüyor. Mesela en son Hazar’dan Suriye’ye atılan ve patlamayan bir füze vardı ki, pekâlâ patlayabilirdi de. Bedeli çok ağır olurdu. Bu konularda şu anda Rusya maalesef hiçbir şeyin hesabını yapmıyor. Bu tavır Rusya’ya yakışmıyor. Rusya’nın, ‘Beni Suriye devleti davet ettiği için oradayım’ yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Davet meşru mu değil mi ona bakmak lazım. Biz tüm bu konularda dikkatli davranıyoruz. Tuzağa, oyuna gelmeyeceğiz.

ARINÇ DAHA ÖNCE NİYE SUSTU

Arınç’ın bir TV kanalındaki son açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Programı izlemedim, ama duyunca ciddi manada üzüldüm. Konuyla ilgisi olan Yalçın Akdoğan, Efkan Âlâ, Mahir Bey var... Ben Dolmabahçe konusunda her üçüne de, ‘Onlarla aynı fotoğraf karesinde olmanız doğru olmaz. Çünkü, onları muhatap almak, ciddi manada size zarar verir’ demiştim. Nitekim benim Başbakanlığım döneminde de gerek Beşir Bey, gerek Sadullah Bey bazı görüşmeler yaparlardı. Görüşme mecliste olurdu ve özel yapılırdı. Ama Dolmabahçe’de öyle bir şeyin yapılmış olması, karşı tarafın hadiseyi bir mutabakat gibi lanse etmeye kalkması, çok ciddi bir yanlış olmuştur. Bahsettiğiniz televizyon programında, kalkıp bundan benim haberimin olduğunun, bunun benim müsaademle yapıldığının iddia edilmesi kesinlikle dürüst bir hareket değildir. Kaldı ki o zat, benimle çalıştığı zaman içerisinde bunları konuşmamıştır. Meclisten çıktıktan sonra kalkıp da Cumhurbaşkanı hakkında böyle doğru olmayan ifadeler kullanılmasını kabul etmek mümkün değil.

ABD ve AB’ye, “PYD terör örgütüdür” dedirtemedik. Bu konuda hangi argümanı öne sürüyorlar?
AB şu ana kadar samimi davranmadı. PKK’nın belli mensuplarını Avrupa Konseyi’nde, vesaire çıkartıp konuşturuyorlar. Hem ‘Bize göre PKK terör örgütüdür’ diyorlar hem de kendi kurum ve kuruluşlarında konuşturuyorlar. Almanya ne diyor, terör örgütü diyor. Sayın Merkel’e 4 bin dosya verdim, Sayın Merkel de bunların hepsinin yargılandığını hatta dosya sayısının 4 bin 500 olduğunu söyledi. Almanya’nın terör örgütü karşısındaki duruşunu neye göre ifade edeceğiz? ‘O zaman sizde yargı bu noktada sağlıklı hareket etmiyor’ dedim. AB’nin bakışı bu, ondan sonra bedel ödüyor. ‘Terör örgütünün karşısındayız’ diyorlar ama sonra PYD terör örgütüne silah veriyorlar. Son operasyonlarda, mesela Güneydoğu’daki o yoğun bir şekilde yakalanan silahların tamamı Rus yapımı. Daha önce Batılılara, DAEŞ’le ilgili olarak PYD’ye ‘silah vermeyin’ uyarısında bulunduk, ne oldu, silahların yarısı DAEŞ’e, yarısı da PKK’ya gitti. Bize söyledikleri neydi; PYD, YPG, bunlar DAEŞ’e karşı savaşıyor. O zaman biz de kendilerine Rusların da savaştığını söyledik. O zaman Rusya’ya iyi diyecek miyiz, Batılılar PYD konusunda ciddi yanlışlar içerisindeler. Teröristin kendilerine göre ayrımını yapıyorlar, bazı teröristlere olumlu bakıyorlar, bazılarına olumsuz, iyi terörist, kötü terörist gibi yaklaşımları var.

Yeni Anayasa çalışmalarının çok da fazla uzatılmaması gerektiğini ifade etmiştiniz. Şuana kadar yapılan girişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Temenni ederim ki mutabakat sağlanır. En azından mutabık kalınan maddelerde partiler burada el ele verir de oylarlarsa, iktidar partisi ile anamuhalefet olabilir, diğer partilerden biri olabilir, böyle bir karar verebilirlerse, en azından halka gitmenin yolunu, 330’u yakalamak suretiyle elde ederler. Halkın buna hazır olduğuna inanıyorum.

Yeni Anayasa’nın esası ne olacak?

Bu bir sistem değişikliğidir. Öyle bir sistem değişikliği yapalım ki, bununla Türkiye, geleceği şekillendirsin. 81 vilayette arama konferansı yapar, halkın kanaatlerini alırız. 330’u sağladıktan sonra da referanduma sunarız. Referanduma götürülmesi halinde milletten bu işin olurunun çıkacağına inanıyorum. Halkın üzerinde en fazla yoğunlaştığı konu, yeni Anayasa ve bunun içerisindeki başkanlık sistemi. Sistemi sorgulayan vatandaş oranı şuanda yüzde 55 -60 aralığında. Halk bilinçlendikçe bu oran çok daha yukarı çıkacaktır.

SURİYE’YE ŞEHİR KURARIZ
Suriye tarafında da şehir kurulabilir mi?

Biz Suriyeliler için Suriye’de şehir kurmak istiyoruz. Bunlara 500 metrekarelik arsaların içinde 100-150 metrekarelik konutlar yapmak suretiyle, Suriye’nin özgün mimarisine uygun olarak. Mesela Merkel, ‘Bu işe yılda 10 milyar avro ayırıyorum’ diyor, Biz hazırız, Türk inşaat sektörü güçlüdür, bu işi bir yılda bitiririz. Suriyelileri yerlerine yerleştiririz. Rusya’nın ağır bombardımanı karşısında Suriye’den Türkiye’ye daha fazla mülteci gelecek. Bayır Bucak Türkmenleri, rejime karşı mücadele ettiklerini, ama Rus müdahalesinden sonra dayanacak güçlerinin kalmadığını söylüyor.

Devlet Denetleme Kurulu, Paralel Yapı ile nasıl mücadelede edecek?

Talimat verdim. Devletin bütün kurum ve kuruluşlarında Paralel Devlet Yapılanması’na yönelik kimler var, titizlikle incelenecek. Tespit ettikten sonra bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunulacak. Şu anda DDK bu çalışmaları başlattı. Sayın Başbakan’la da bu konuyu konuştum, dedim ki, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu devreye sokun. Böylece koordinasyon içinde bir çalışma yapılacak. Şu anda da iki grup da çalışmalarını başlattı.

HALK, TERÖRÜ BİTİRİN DİYOR

Güneydoğu’daki gidişat iyi yönde. Halk, güvenliği sağlansın istiyor. Güneydoğu’daki vatandaşlarımız, ‘Aman bu işi bırakmayın. Kararlı bir şekilde devam edin’ diyor. Mesela bakan arkadaşlarımdan bölgeye gidenler var. Bölgeden dönenler var. ‘Hava eskiye kıyasla çok farklı’ diyorlar. Elbette sıkıntı da yaşanıyor, şehit de veriliyor. Canımız dağlanıyor, yüreklerimiz parçalanıyor. Ama bu sıkıntıların arkasından bölgeye huzur gelecek. Terör örgütüne tüm bunların bedelini ağır ödetiyoruz. Ödemeye de devam edecekler. Bir defa kentsel değişim-dönüşüm süratle olmalı. Altyapı meselesi var. Sıkıntıları minimize edecek, belki de ortadan kaldıracak bazı adımların atılması lazım. Tarihi eserler var. Süratle aslına uygun olarak yapılması lazım. Bir de karakol ve kalekolların yapılması lazım. Orada güvenliğin sağlanması için bunlar sıradan ev gibi olmayacak. Ciddi güçlü karakol ve kalekollar olması lazım ki vatandaş, ‘Ben artık güvendeyim’ diyebilmeli.

HDP kürsüyü terörize etti

Kürsü dokunulmazlığı suiistimal edilmemeli. Ama bakıyorsun (HDP’li vekiller) çıkıyor, mecliste konuşuyor. Öbür tarafta milletvekiliyle telefon bağlantısı kuruyor. Böyle bir şey olur mu? Tarihte bunun örneği yok. Bunlar kürsüyü bile terörize ediyorlar. Kendi terörist amaçları için kürsüyü kullanıyorlar. Aynı şekilde belediyelerin araçlarını çukurları açmak için kullandılar. Bunun gereğinin de yapılması lazım. Belediye Meclis üyeleri içerisinden seçim yapılmasına fırsat vermeyecek yöntemleri hükümetin geliştirmesi lazım. 

Güncelleme Tarihi: 02 Şubat 2016, 08:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0