Başbakan Erdoğan’ın DSP Genel Merkezi’nden ayrılmasının ardından Türker, görüşmenin içeriğine dair bilgi verdi. Türker, "Bugün Sayın Başbakan bizi ziyaret ederken aslında Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla başlattığı bu görüşmelerde adayın kim olduğunu ya da olup olmayacağını söylemiyor ama 2-3 yaklaşımı, biraz evvel size de yaptığı açıklama aslında ben bir taraftan ben aday da olacağım bir taraftan da Genel Başkanlıktan veda görüşmesi gibi bir Genel Başkan sıfatıyla ziyaret ettiğinin altını çiziyor. Yaptığımız görüşmelerde Cumhurbaşkanlığının sorumluluklarını incelediğini, neler yapması gerektiğini görüştük. Tabii kendisiyle bu konuda toplumu kucaklaması gerektiğini, bu kucaklamanın yalnız bir yere havaalanı, yol ya da baraj yapması değil insanların doğal haklarıyla ilgili olduğunu söyledik ve özellikle önümüzdeki dönemin Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaralama olmadan gerçekleşmesi noktasında yürümesi gerektiğini söyledik. Biz geçen dönem yine Cumhurbaşkanı adayı olarak iktidar partisinin adayı olarak Sayın Abdullah Gül çıktığında bizi ziyaret etmişti, o ziyaretteki yaklaşımla bu yaklaşım aslında birbirine benziyordu. Bir tek Sayın Başbakan böyle olayı diğer adayların resmi bildiriminden önce pek dillendirmek istemediğini anladık. Kendisine de söyledik, ’Biz Cumhurbaşkanı adaylarını dinliyoruz" dedi.

Türker, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yarın sabah saat 10.30’da Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu bizi ziyaret edecek. Kendisine de bu konudaki taleplerimizi, toplumun kendini örgütleme, ifade etme özgürlüğündeki kısıtlamaların Cumhurbaşkanı sıfatıyla muhakkak kaldırılması gerektiğini ve Türkiye’de siyasetin Cumhurbaşkanı seçimi dolayısıyla baraj yöntemiyle nasıl sıkıştırıldığının ortaya çıktığını hepimiz görüyoruz. Türkiye’de halk istediği kişiyi Cumhurbaşkanı adayı olarak belirleme imkanını maalesef hem Anayasa’da hem kanunda elinden kaybetmiş durumda. Ya parlamentoda 20 milletvekili aday gösterecek ya da toplam oyları yüzde 10’u geçen siyasi partiler aday gösterecek. Her ne kadar halk tarafından bir Cumhurbaşkanı seçimi yapılacaksa da sonuç olarak Cumhurbaşkanı adaylarını belirleme yetkisinin şu anda yalnız parlamentoda olmasının, bu seçimin halkın iradesini tamamıyla belirlemeyeceğini de paylaştım. Milli irade konusunda da Türkiye’de kutuplaşmaya neden olan bir konudaki görüşlerimizi kendisini de ilettik. Milli irade yalnız iktidar partisinden değil, iktidar ve muhalefet partilerinden oluştuğunu, bunun dikkate alınması gerektiğini ve özellikle liderler arası kutuplaşmasının toplumun siyaset üretmesini engellediğini dile getirdik. Bu konuda yapılmış olan bir çalışmamızı da ilettik."

"VEDAYMIŞ GİBİ HİSSETTİRDİ"

"Konuşmalarından anlıyoruz ki bir sürpriz düşünmezse o güne kadar koşullar farklı gelişmezse Başbakan Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor" diyen Türker, "Böylesi bir yarışta kendisine başarılar diledik. Biz, adayların hepsini göreceğiz. Adayları görmeden birisi çıkıp ben destekliyorum derse daha partisinin kendisi resmen gelirken bile adayımız diye telaffuz etmiyor. Medya telaffuz ediyor. Bize davranışlarından, konuşmalarından Genel Başkanlıktan vedaymış gibi hissettirdi ama kendisinin bile telaffuz etmediği bir şeyi ’Biz destekleriz ya desteklemeyiz’ demek zaten Türkiye’deki yanlış olan siyaseti biraz daha yanlışlığa itmek demektir. O da dedi ki ’Salı günü açıklayacağım’. Biz kendisine Cumhurbaşkanlığı adaylığını yalnız partisiyle paylaşılmaması gerektiğini halkın temsilcileriyle paylaşılması gerektiğini söyledik" ifadelerini kullandı.

"HEP NEŞELİ OLSUN Kİ BU ÜLKEDE KUTUPLAŞMA OLMASIN"

Ekmeleddin İhsanoğlu isminin görüşmede konuşulduğunu belirten Türker, "Ekmeleddin Bey’in aday olduğunu söyledik. Biz de aday adayı daha dedik. Aday demek Yüksek Seçim Kurulu’na vereceği gün demektir. Bu konuda Cumhurbaşkanlığına soyunanların Türkiye’nin siyasetinin yönlendirilmesinde rolü olan siyasi rol üstlenmiş olanların toplum adına ziyaret edildikten sonra ortaya çıkmasının sağlıklı olduğunu söyledik. Başbakanı biraz neşeli buldum. Bu neşesini ya adaylığına doğru yaklaşmaktan kaynaklandı diye değerlendirdik, kendisini de bu espriyi yaptık ya da neşesi bugünlerde rest çektiği muhalefet yapısıyla diyalog kurma noktasına gelmesine bağladık. Hangisi olursa olsun, hep neşeli olsun ki bu ülkede kutuplaşma olmasın. Özellikle bunu kendisine söyledik. Bir destek istemedi kimseden. Destek istemediğine göre demek ki adaylık konusunda yüzde bir bile olsa ayın birine kadar açık tutuyor ama bu konuda siyasi argümanlara farklı bir bakış geliştirmeye çalışacağını ihsas ettim" diye konuştu.