IMF’Lİ GÜNLERİ HATIRLATTI
IMF’den para istenilen yılların geride kaldığını hatırlatan Erdoğan, “Eskiden Türkiye, dış etkiye bağlı olmaksızın sürekli krize girerdi. Bugün dünyayı kasıp kavuran ekonomik krizi en az etkiyle atlatmış bir ülke Türkiye. Gezi Parkı eylemleri bir yönüyle ekonomiyi hedef alıyordu. 17-25 Aralık da ekonomiyi hedef almıştı. Türkiye tüm bu badireleri atlatarak bugünlere geldi” ifadelerini kullandı.
“BU HEDEFLERE, ÜLKESİNE İNANÇLARI OLMAYANLAR YOK DEĞİL”
Hedefin 2023 olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, “Gömülmek istediğimiz mezardan çıktık, üzerimize dökülmek istenen betonu parçaladık. Artık farklı bir imkana sahibiz, kendimize güveniyoruz, inanıyoruz. İnanmak başarmanın yarısı ise biz bu yarıyı çoktan geçtik. Elde ettiğimiz ekonomik, sosyal devlet olma ve uluslararası alanda elde ettiğimiz sonuçlar var. 2023 hedeflerine ulaşacağız ve bunu başaracağız, Buna inanıyor ve her alanda mücadele ediyoruz. Bu hedeflere, ülkesine inançları olmayanlar yok değil. Bunları ciddiye almayacağız. Elde edeceğimiz sonuçlardan onlar ve onların çocukları da faydalanacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu'nun bilgiye, bilime, yeniliğe, buluşa, tasarıma asla yabancı olmadını belirterek, "Kayseri'den Bursa'ya Edirne'den Manisa'ya kadar pek çok şehrimiz dönemlerinin eğitim ve bilim merkezleri olmuşlardır. İstanbul asırlar boyunca sadece ülkemizin değil tüm bölgenin, tüm dünyanın bu bakımından parlayan yıldızı olmayı başarmış bir şehirdir. Cumhuriyetle birlikte Ankara'yı bu bakımdan sürekli bir arayış içinde görüyoruz. Aynı şekilde Harezmi'den Ali Kuşçu'ya El Cabir'den İbn-i Sina'ya İbn-i Sina'dan Piri Reis'e bilgi ve yenilik bakımından dönemlerinin en iyileri olan isimlere sahibiz" ifadelerini kullandı.
"GÖMÜLMEK İSTENDİĞİMİZ MEZARDAN ÇIKTIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Her ne kadar geçtiğimiz 200 yıl diğer alanlar gibi bu konuda da bir fetret dönemi yaşamamıza sebep olmuşsa da inanıyorum ki artık bunu geride bırakma aşamasındayız. Son 12 yılda gerçekleştirdiğimiz atılımlar millet olarak yeniden özgüvenimizi kazanmamıza, şanlı dönemlerimizi hatırlamamıza vesile oldu, gömülmek istendiğimiz mezardan çıktık, artık böyle bir durum yok. Üzerimize dökülmeye çalışılan betonu parçaladık, yeniden nefes almaya, çevremizle irtibat kurmaya başladık. Elbette hala pek çok sıkıntımız var ama artık eskisinden farklı olarak bir imkana sahibiz, nedir o? Önce bunun cevabını bulmamız lazım. Kendimize güveniyoruz, başarabileceğimize inanıyoruz. Eğer inanmak başarmanın yarısı ise biz bu yarıyı çoktan geçtik. Çünkü inançla birlikte artık somut neticelere de sahibiz. Ekonomide, altyapıda, sosyal devlet olma konusunda, uluslarararası alanda elde ettiğimiz neticeler var. En basit şekilde ifade edecek olursak bugünün Türkiye'si 12 yıl öncesinin Türkiye'sinden hamd olsun 3 kat daha büyük ama yetmez. İnşallah 2023 hedeflerimize de ulaşacak ve Türkiye'yi 3 kat daha büyüteceğiz. Hiç şüpheniz olmasın bunu da başaracağız. Çünkü buna inanıyoruz, inanmakla kalmıyor, her alanda bu doğrultuda çalışıyor, mücadele ediyoruz. Tabi kendi ülkesine, kendi milletine ve tüm bu hedeflere inancı olmayanlar da yok değil bugüne kadar onları dikkate almadık, bundan sonra almayacağız. Biz bugüne kadar onlar için de mücadele ettik, onlar için de çalıştık, bundan sonra elde edilecek başarılardan onlar da onların evlatları da hiç şüphesiz faydalanacaklar. Ülkemizde yaşayan 78 milyon vatandaşımız ve coğrafyamızda yaşayan tüm kardeşlerimiz için çalışmaya, çabalamaya devam edeceğiz."
"ALLAH DOĞRULARIN YARDIMCISIDIR"
"Allah doğruların yardımcısıdır" diyen Erdoğan, "Biz doğru yolda olduğumuza, doğru işler yaptığımıza inanıyoruz. Milletimiz de bu mücadele sağolsun bizi hiç yalnız bırakmadı, yolda koymadı. Üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle 'tohum serp bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın, ustada kalırsa bu öksüz yapı onu sürdürmeyen çırak utansın.' İşte böyle diyerek, bu inançla, bu aşkla, bu sevda ile yeni Türkiye yolunda çalışmayı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Bugün çeşitli kategorilerde 2014 yılında sınai mülkiyet alanında en başarılı kurum, firma ve kişilerin ödüllendirildiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ödül alacak firmalarımız başta olmak üzere bu alanda faaliyet gösteren herkese 2015 yılında başvuru sayılarında ciddi artışlar görmeyi arzu ettiğimi belirtmek istiyorum. Bu süreçte bizden her türlü desteği görmeye devam edeceksiniz. Bundan hiç endişeniz olmasın. Sizler sınai mülkiyet performansınızı artırırken bizler de sınai mülkiyet sistemini ve Türk Patent Enstitüsü'nü geliştirmeye devam ediyoruz. Türk Patent Enstitüsü'nü Türkiye'nin yeni olanı duyduğu güçlü isteğin ürünlerinin toplandığı ve işlendiği bir hasat yeri olarak görüyorum. Biz bu hasat yerini genişletmek ve büyütmek için her türlü adımı atıyoruz ve atmaya devam edeceğiz.
Elektronik devlet uygulaması kapsamında 2006 yılında online başvuru almaya başlayan Patent Enstitümüz bugün 100'ün üzerinde hizmeti bu şekilde sunuyor. Çok kısa bir süre içerisinde buradaki tüm hizmetler hiçbir fiziksel evrak olmaksızın online olarak sunulmaya başlanacak. Hiçbir vatandaşımızı, akademisyenimizi, kobimizi, firmamızı, patent, marka ve tasarım, tescil süreçlerinden dolayı yormak istemiyoruz. Onlar sadece yenilik üretmeye odaklansın, bu noktada başarı göstersin. Bizim için yeterlidir. Türkiye bu konuda diğer ülkelere örnek olacak adımlar atıyor. Bu adımların kararlı bir şekilde takipçisi olacağız."
"BOSNA HERSEK'İN PATENTLERİNİN ARAŞTIRMA VE İNCELEMELERİNİ TPE YAPACAK"
Türkiye'nin 2005 yılına kadar kendi patent başvurularının tamamını yurt dışında inceletmek durumunda kalan bir ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, bugün ise kendi patent başvurularının araştırma ve incelemesini yapmanın yanı sıra bu alanda yurtdışına hizmet verebilecek bir kapasiteye kavuştuğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu kapasitesini dost ve kardeş ülkelere yardımcı olmak ve onlara yol gösterici olmak üzere kullanmaya başladığının altını çizerek, "Nitekim Bosna Hersek'in patentlerinin araştırma ve incelemeleri bundan sonra Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından yapılacak, Birleşmiş Milletler'in (BM) uzman kuruluşu olan Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı nezdinde patent araştırma ve inceleme otoritesi olma yolunda ilerliyoruz. Eksiklerimizi hızlı bir şekilde tamamladıktan sonra bu konuda da girişimlerimizi başlayacağız" ifadelerini kullandı.
"FİKRİ MÜLKİYET AKADEMİSİ'Nİ KURUYORUZ"
Diğer tüm alanlarda olduğu gibi sınai mülkiyet alanında da insana yatırım yapıldığını dile getiren Erdoğan, "Buluşçu ve tasarımcılarımızın yurt dışında düzenlenen fuarlardan ve yarışmalardan çok sayıda ödül alarak dönmeleri, ülkemizdeki insan kapasitesinin açık bir göstergesidir. Bu insan kapasitesini daha iyi değerlendirmek için Fikri Mülkiyet Akademisi'ni kuruyoruz. Bu konuda ulusal ve uluslararası düzeyde yürüttüğümüz çalışmalarda son aşamaya geldik. Ülkemizde ulusal ve uluslararası düzeyde fikri mülkiyet lisans programlarının açılması hususunda da önemli çalışmalar yürütülüyor. Böylece ülkemiz sınai mülkiyet sisteminin önemli ihtiyaçlarından biri olan eğitim konusunu da çok daha sağlam bir zemine oturtmayı hedefliyor. Başvuru sayılarında yakaladığımız başarı, sınai mülkiyet sisteminin önemi konusunda iyi bir yere geldiğimizi zaten gösteriyor. Ancak başvuru sayılarında yakaladığımız başarı kadar bu değerlerin ürüne dönüşmesi, ekonomiye kazandırılması da büyük önem taşıyor" açıklamasında bulundu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN VALİLERE, BELEDİYE VE ODA BAŞKANLARINA ÇAĞRI
Türkiye'nin sınai mülkiyet alanında gerçekten çok zengin, çok bereketli bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Malatya'nın kayısısından Eskişehir'in lületaşına Afyon'un mermerinden Terme'nin pidesine kadar geniş bir alanda coğrafi işaret çalışması yürütülüyor. Halen ülkemizde 183 adet coğrafi işaret tescil edilmiş durumda. Ülkemizin büyük potansiyelini göz önünde bulundurduğumuzda hiç kuşkusuz bu sayıyla yetinemeyiz ve ülkemizin eşsiz coğrafyasından gelen bu değerlerimizi sadece ulusal düzeyde tescil ettirmek de yeterli değil. Ülke olarak uluslararası düzeyde tescil faaliyetlerine de büyük bir hız vermek durumundayız. Bugün iki güzide şehrimize, Gaziantep ve Kayseri'ye bu alanda koydukları başarılar nedeniyle ödüller vereceğiz. Bu iki şehrimizin açtığı yoldan diğer şehirlerimizin de ilerlemesini de arzu ediyoruz. Bugün burada tüm valilerimize, belediye başkanlarımız ve oda başkanlarımıza kendi öz değerlerine sahip çıkma çağrısında bulunmak istiyorum. Coğrafi işaretlerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde tescil ettirin ve markalaşması hususunda her türlü gayreti gösterin."