Başbakan Ahmet Davutoğlu, Macaristan ziyareti dönüşünce uçakta TGRT Haber ve İHA Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın da aralarında bulunduğu gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. ‘Şah Fırat’ operasyonuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Davutoğlu, “Yapılan yorumlara bakıldığında dünyada Türkiye’yi eleştiren hiç kimse bulunmuyor. Türkiye, Suriye’ye saldırdığı gibi bir kanaat hiçbir yerde zikredilmedi” dedi.
‘Şah Fırat’ operasyonunun başarısı ve zamanlaması ile ilgili olumlu yorumların yapıldığını dile getiren Davutoğlu, “Meclis’te Milli Savunma Bakanımızın açıklamaları üzerine yapılan tartışmalara ve Bahçeli’nin grup konuşmalarına baktığımızda nedense ‘Şah Fırat’ operasyonundan rahatsız olan dünyada kimse yok, Türkiye’de CHP ve MHP var. Öyle argümanlarla eleştirdiler ki, vatanperverlikle de diplomasi bilmekle de bunu izah etmek mümkün değil” diye konuştu.
CHP’li Faruk Loğoğlu’nun “Türkiye, Suriye’ye gerekçesiz şekilde saldırmıştır” sözlerini anımsatan Davutoğlu, “Bunu Suriyeli biri söyleyebilir, ama Türkiye’de ana muhalefet partisini temsilen eski bir diplomat söylüyorsa ilişkiye dikkat çekmek lazım” dedi.
“ÇİRKİN VE EDEPSİZ SALDIRI”
Davutoğlu, MHP Lideri Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı konuşmada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i eleştiren sözleri ile ilgili ise, Bahçeli’nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel’e hakaretamiz ifadeler kullandığına dikkat çekti. MHP’nin Meclis’te İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde HDP ile işbirliği içinde davrandığını vurgulayan Davutoğlu, “Bu operasyonu eleştirirken ‘vatan toprakları terk edildi’ diyorlar. Hiçbir karşılığı olmayan bir argüman. Genelkurmay Başkanı’na yönelik olarak yapılan bu gerçekten çirkin ve edepsiz saldırı hiçbir şekilde devlet ahlakına uymadığı gibi, Türkiye’de herhangi bir vatandaşın dahi kullanmayacağı ifadeler” şeklinde konuştu.
OPERASYONDAN SONRA ŞÜKÜR NAMAZI
Bu arada Başkan Ahmet Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, ‘Şah Fırat’ operasyonunu Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki operasyon merkezinde anbean takip etti. Yaklaşık 9.5 saat süren operasyon nedeniyle geceyi karargahta geçiren Başbakan Davutoğlu, operasyonun başarılı bir şekilde sonuçlanmasının ardından sabah erken saatlerde operasyon merkezinden ayrılarak şükür namazı kıldı.
“OPERASYON KARARINI 1 AY ÖNCE VERDİK”
‘Şah Fırat’ operasyonu sırasında PYD ile işbirliği yapıldı iddialarına da cevap veren Davutoğlu, “Bizi PYD ile işbirliği içinde olmakla suçluyor (Bahçeli), kendisi Meclis’te HDP ile işbirliği yapıyor. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün tweetlerde MHP’li Oktay Vural’ın nasıl iyi muhalefet yaptığını anlatıyor. Aslında biz tam da bu operasyonu planlarken, yani takriben 1 ay önce ben Başbakan olarak Genelkurmay’a bu harekatın yapılması direktifini yazılı olarak verdim. Genelkurmay’ın askeri zaruretler üzerine bunu talep etmesi üzerine. Bildiğiniz gibi bizim Özel Güvenlik Kurulumuz var. 15 günde bir topluyoruz. Orada bu konudaki riskleri analiz ettik, sonra Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Sonra taktiği ve zamanlamayı bir önceki güvenlik toplantısında yaptık. Hava şartlarından dolayı birkaç gün değişikliği oldu, ama perşembe günü Genelkurmay Başkanımızla görüşüp, Cumhurbaşkanımızla istişarede bulunduk. Cumartesi düğmeye basıldı.”
“PROVOKASYONLAR YAPTILAR”
Davutoğlu, kendilerinin Türkiye’yi büyük bir riskten çıkarmaya çalışırken muhalefet partilerinin Meclis’te kendi aralarında oluşturdukları koalisyonla provokasyonlar yaptığını dile getirdi. Operasyona karar verilme sebeplerini de açıklayan Davutoğlu, “Bir, oradaki tarihi mirası koruma altına almak. İki, oradaki askerlerimizin çatışma ortamında, ateş çemberi içinde daha uzun süre kalmamasını temin etmek. Üç, uluslararası hukuku korumak. Dört, Türkiye’nin kendi iradesi dışında herhangi bir provokasyonla Suriye’deki çatışma ortamının içine çekilmesine engel olmak” diye konuştu.
“ÇOK TAKDİR TOPLAYAN BİR OPERASYON OLDU”
Operasyonun karar aşamalarını da anlatan Davutoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:
“Peki bulduğumuz yöntem ne? Biz alıp Türkiye içine getirebilirdik. Suriye içinde Eşme’ye taşıdık. 3-4 alternatif bize sunuldu, askeri ve pek çok açıdan uygunluğuna kadar verildi. Çok önceden burası ile ilgili hazırlıklar yapıldı. Bu çok takdir toplayan bir operasyondur. Düşünün 572 asker gece karanlığında giriyor. 40 tank, 57 zırhlı araç girdikten sonra belli bir yere kadar birlikte hareket ediliyor, sonra güvenlik koridorları oluşturmak üzere kuzey ve güney hattından iki kanat halinde geniş bir hilal şeklinde Süleyman Şah Türbesi ve karakol emniyete alınıyor. Bu arada Türkiye içinden olası bir saldırıya mukabelede bulunacak şekilde uzun menzilli toplar, tespit edilen noktalara çevriliyor. 59 uçak yerde ve havada her an müdahaleye hazır bekletiliyor. 12 uçak havada 3 dakikada müdahaleye hazır bulunduruluyor. Tam bir entegre harekat.”
“MUHALEFET BUNDAN NİYE RAHATSIZ OLUYOR”
Operasyonun 9 saat olarak planlandığını ancak 9.5 saat sürdüğünü ifade eden Davutoğlu, “Güvenlik zafiyeti oluştuğu zamandan bu yana biz bunu düşünüyor ve planlıyoruz. Muhalefet bundan niye rahatsız oluyor, sormak lazım” şeklinde konuştu.
İlk güvenlik toplantılarından itibaren operasyonun görüşüldüğünü belirten Başbakan Davutoğlu, “2014 Ekim ayından itibaren daha spesifik konuşuldu, ama Süleyman Şah ile ilgili risk analizleri daha eskiye dayanıyor” diye konuştu.
Suriye Eşmesi’nde yeni yapılan Süleyman Şah Türbesi’nin kurulacağı toprağın artık Türk toprağı olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Artık bizim toprak. Orası artık bizim toprağımız. Suriye Ulusal Koalisyonu'na bildirimde bulunduk, biz onu muhatap kabul ediyoruz. Memnun olduklarını ifade ettiler. Bunun haricinde de koalisyon başkanı, BM ile olan irtibatları. Suriye rejimine de nota verdik. İzin falan talep etmedik, nota verdik, yani biz oradayız, orada olacağız kayda geçirmek için. Artık orası Türk toprağıdır, yani kimse de buna İngilizce 'challange' edemez veya kimse buna meydan okuyamaz. Burası Türk toprağıdır.”
“MEZARI NEREDEYSE O TOPRAK BİZİMDİR”
Davutoğlu, “Şartlar gelişirse Caber Kalesi'ne çünkü ilk orijinal yerine yakın bir yere götürmeyi düşünebiliriz. Ama olmazsa da şu anki toprak. Bakın orada biraz da fark şu; o toprak parçası toprak parçası olduğu için bize ait değildi. Süleyman Şah'ın mezarı orada olduğu için bize aitti. Dolayısıyla Süleyman Şah'ın mezarı neredeyse bizim toprağımız orasıdır” ifadelerini kullandı.
2007-2008 yıllarında Süleyman Şah Türbesi’ne gittiğini ve alanı iyi bildiğini söyleyen Davutoğlu, Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu alanın savunulmasının zor bir yer olduğunu kaydetti.
“KIŞ UYKUSU OLUR DA 4 SENE SÜRMEZ Kİ”
DEAŞ’ın, başka unsurların ve Türkiye’yi savaşa çekmek isteyen herkesin Süleyman Şah Türbesi’ne faaliyetinin söz konusu olabileceğine dikkat çeken Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’deki toprağından feragat etmediğini belirterek şunları söyledi:
“Muhalefet niye eleştiriyor? Çünkü zihinlerinde hep şu var. Hani diyor ya Kılıçdaroğlu, bir sabah kalktık, Suriye ile düşman olduk. Bir sabah olmadı bu şey, orada yüz binlerce insan öldü. Hala da ölüyor. O 2011 sabahında kaldı. Bu arada Türkiye’nin 10 ay çaba sarf ettiğini hep göz ardı ediyor. Bugün bile bir sabah kalktık diyor. Kış uykusu olur da 4 sene sürmez ki. Bu kadar gayri ciddilik olmaz.”
“ORDUMUZA MEYDAN OKUYACAK HİÇBİR ORDU YOK”
Davutoğlu, “Müdahale başladığı anda sivil kayıp olmasın diye taraflara bildirildi. Koalisyon güçlerine, oradaki bütün unsurlara sivil kayıp olmaması için haber ettik. Çünkü riskli bir coğrafyada yürüyorsunuz. Dolayısıyla bu riski biz niye aldık, çünkü daha büyük bir risk olduğunu gördük. Benim hep zikrettiğim bir şey vardır. En kolay baş edilebilecek düşman görülen düşmandır. Gördüğüm düşmandan korkmam. Gördüğün düşmanın gücünü hesap edersin, sen de ona göre karşı bir güç şey hazırlarsın. Onun için konvansiyonel savaşta zaten şuan bizim orduya meydan okuyabilecek hiçbir ordu yok bu coğrafyalarda” dedi.
Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’na yönelik saldırı olacağı yönünde istihbaratların bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, “İstihbaratımız da var. Orada yapılan görüşmeler, kendi aralarındaki görüşmeler, telefon görüşmeleri birçok unsurla. Daha önce çünkü Suriye rejimi de burada bir provokasyon yapmaya kalktı daha önceki dönemde. Onun için bizim provokasyona yönelik olarak bir hassasiyetimiz, eski tabirle teenni halinde ve teyakkuz halindeydik. Şimdi tereyağından kıl çeker gibi aldık, yeni yeri tanımladık” dedi.
Davutoğlu, “IŞİD’te Türkiye’ye dönük kanaat ne olursa olsun bizim kanaatimiz açıktır. Yanı başımızda hiçbir terör yapılanması istemiyoruz. Suriye halkına zarar veren hiçbir yapıyı meşru görmüyoruz ki, Suriye devrimine rejim gibi IŞİD de büyük zarar verdi” diye konuştu.
“AK PARTİ KORKUSU BUNLARI BİR ARAYA GETİRDİ”
İç Güvenlik Paketi’nin Meclis’teki görüşmeleri sırasında yaşananlara da değinen Davutoğlu, “Meclis’te Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu Yasası’na tavırlılar. Meclis’te kriz çıkarıyorlar. Birbirleri ile anlaşması mümkün olmayan partiler, HDP ve MHP’nin bir konuda anlaşmalarını bekler miydiniz? Bu nasıl bir AK Parti korkusu ki, bunları bir araya getiriyor? Bu nasıl bir AK Parti korkusu ki sandığa gitmektense Meclis’e slogan atmaya, sokağa direnmeye gidiyorlar” ifadelerini kullandı.
“MECLİS’İN VAKARINI AYAKLAR ALTINA ALDILAR”
Davutoğlu, “Meclis’in bütün adabını, vakarını ayaklar altına aldılar. Her türlü hakaret var. Bunların hepsiyle ilgili hukuki süreçleri başlatacağız, çünkü o hakaretleri kabul etmek mümkün değil. Kürsü işgali var, slogan atmak var, hakaret var. Peki Komisyon’da niye karşı çıkmadın? Niye şimdiye kadar sustunuz da, bir anda hep beraber harekete geçtiniz? Çünkü seçim yaklaşıyor. Çünkü paralel yapı düğmeye bastı. New York Times’ta makaleyi yazdı, bunların içindeki paralele yakın unsurlar birlikte, hep beraber harekete geçtiler. Bunlar birlikte bir orkestrasyon içinde harekete geçtiler. Beklentileri Meclis’i bloke etmek, başka yasa yapılmasına izin vermemek. İşte arkasından gelecek çalışan kadınlarla ilgili düzenlemeler var, İş Güvenliği Yasası var, vesaire. Şeffaflık Yasası’nı da göndermeyi plânlıyoruz Meclis’e” dedi.
“SORUMLUSU BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU OLUR”
Bahçeli’ye yönelik eleştirilerine devam eden Davutoğlu, şunları söyledi:
“Meclis'te HDP ile işbirliği yapıp sonra PYD'nin bulunduğu bölgeden geçti diye bizi eleştirmeye, Genelkurmay Başkanı'nı da eleştirmeye kalkan Bahçeli'ye de Meclis'te HDP ile yaptığı ilişkinin getireceği maliyet ve utanç yeter. Biz bunu meydanlarda gümbür gümbür anlatacağız. Açık söylüyorum bu engelleme devam ederse ve en ufak bir olayda molotof sebebiyle tek bir vatandaşımızın başına bir şey gelirse seçim miting şartlarında bunun sorumlusu Kılıçdaroğlu'dur ve Bahçeli'dir. Bahçeli, son derece onurlu ve vakur şekilde vazifesini mükemmelen yapmış Genelkurmay Başkanı'na dil uzatacağına, HDP ile hangi işbirliği içine girdiğinin hesabını versin, bu hesabı versin. Genelkurmay Başkanı'na talimat veren, direktif veren benim. Bana söyleyebilirsin. Genelkurmay Başkanı'na dil uzatmak senin hakkın da değil muhatabın da değil.”
“MECLİS’E GÖNDERİLECEK”
Şeffaflık Yasası ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, “Sevk için son istişareleri yapıyoruz, biliyorsunuz inşaat sektörüyle de görüşmeler var. Bu yaptığımız istişareler bu hafta neticelenir. Tabi Genel Kurul’a ne zaman gelir, onu bilemiyoruz ama göndermeyi planlıyoruz. Bu hafta yetişir mi bilemem ama önümüzdeki hafta herhalde olacak. Benim ilân ettiğim hangi yasa varsa Meclis’e gönderilecek” dedi.
Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri öncesinde aday adaylarına iyi bakılması gerektiğine vurgu yaparak, bazı çevrelerin HDP’yi destekleyerek barajın üstüne çıkarmaya çalışacağının altını çizdi. Bunların paralel yapının orkestrasyonu içinde Meclis tablosuna müdahale etme çabası olduğuna vurgu yapan Davutoğlu, “Millet şimdiye kadar Meclis’i nasıl şekillendireceğine gayet iyi karar verdi. Bu konuda bizim hiçbir tereddüdümüz yok” diye konuştu.
“PARALEL YAPI HDP’Yİ DESTEKLEYECEK”
Paralel yapının HDP’yi destekleyebileceğine dikkat çeken Davutoğlu, “Hiç şaşıracak bir şey yok. MHP, HDP ile omuz omuza gelmişse, AK Parti’yi aşağı çekebilmek için paralel yapının HDP’yi desteklemesi ki, aralarındaki temasları biliyoruz” dedi.
7 Haziran seçimleri öncesinde aday adaylıkları ile ilgili olarak ise Davutoğlu, AK Parti’ye müthiş bir teveccühün bulunduğuna dikkat çekerek, “Benim için tek tercih sebebi var; ehliyet, liyakat. Tabi burada ehliyet ve liyakat derken sadece devlet tecrübesi anlamında ehliyet ve liyakat değil, teşkilat tecrübesi anlamında da ehliyet ve liyakat. Teşkilat tabanı olmayan bir grup olmaz. Teşkilattan mutlaka güçlü bir damarın Meclis’te temsil edilmesi lâzım. Yine devlet tecrübesi kazanmış ve yönetimde edindiği tecrübeyi siyasi alana taşıyacak güçlü bir damarın da temsil edilmesi lâzım. Türkiye ölçeğinde varlıkları ile genel temsili güçlendirecek isimlerin de bulunması lazım. Geçmiş döneme göre daha fazla kadın temsili düşünüyorum. Biraz da gelecek adaylar önem taşıyacak” şeklinde konuştu.
Davutoğlu, “Paralel yapı mensupları AK Parti’ye tekrar sızamayacağını bildikleri için şimdi CHP, MHP ve HDP’ye sızıyorlar. Bize sızamazlar” dedi.
“EĞİT-DONATA YÖNELİK HİÇBİR REZERVİMİZ OLMADI”
Suriyeli muhalifler için ‘eğit-donat’ mutabakatı ile ilgili olarak ise Davutoğlu, şunları söyledi:
“Eğit-donatı biz eskiden beri yapıyoruz. Eğit-donata yönelik hiçbir rezervimiz olmadı bizim. Çünkü eğit-donat Türkiye'nin doğrudan müdahil olmasını gerektiren bir şeydir. Eğit-donat zaten bizim yapılmasını kendimizin söylediği ve yaptığımız bir şeydi, yapılan bir husustu. Şimdi elimiz belli bir sistematiğe kavuşuyor. Diğerleri ise Türkiye'nin fiilen bir çatışma ortamının içine girmesi veya hava harekatıyla diğer hususlar için Türkiye'nin haklı taleplerinin yerine gelmesi lazım. Yani güvenli bölge, mültecileri engelleyecek şekilde farklı talep ettiğimiz hususlar.”
“BİRİSİ TSK'YA, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'NE ZARAR VERMEK İSTESEYDİ BAHÇELİ'DEN DAHA FAZLA ZARAR VEREMEZDİ”
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye sert eleştirilerde bulunan Davutoğlu, “Bizim de devletimizin kudreti daim olsun. Esad adına birisi konuşsaydı, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'den daha iyi konuşamazdı. Birisi TSK'ya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne zarar vermek isteseydi Bahçeli'den daha fazla zarar veremezdi. Esad'ın BM'deki temsilcisi bile daha Türkiye'ye dönük bu kadar ağır ifadelerle konuşmadı. Her şeyin bir sınırı var. AK Parti düşmanlığı artık vatan, millet, devlet düşmanlığına dönüştü. AK Parti'ye düşman olduğu için bütün kutsallara düşman oluyorlar” diye konuştu.
“TEDBİRLER ALINACAK”
Ege Üniversitesi’nde yaşanan olaylar sonrasında Fırat Yılmaz’ın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak ise Davutoğlu, “İçişleri Bakanlığımız müfettiş görevlendirdi. Tabi üniversite kampüsüne müdahale prensip olarak emniyetin doğrudan müdahalesi olmuyor. Bakanlar Kurulu öncesinde yine İçişleri Bakanımızla, Gençlik Spor Bakanımızla, Milli Eğitim Bakanı, YÖK Başkanımız birlikte oturun alınacak tedbirleri değerlendirin diye bir toplantı yaptılar bir rapor bize sunacaklar. Ne tedbir alınması gerekiyorsa alacağız” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ikinci Bakanlar Kurulu Toplantısı’na ilişkin Davutoğlu, “Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımız ile konuşmuştuk. Bu konuda açıklama yaptım. Bunlardan falan herhangi bir sonuç çıkarmaya gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanımız arkadaşlarımla istişare edeyim dediğinde oturur istişare eder” diye konuştu.